Emniyet'te 4. sınıf müfettiş çekişmesi
TBMM Hrant Dink Komisyonu'nun İstanbul'da yaptığı görüşmeler cinayet soruşturmasının eksik yürütüldüğünü ortaya çıkarmakla kalmadı, emniyetteki çekişmeyi de gözler önüne serdi.
Bu çekişme İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın komisyon raporlarına yansıyan "Müfettişlerin başvurduğu bilirkişiler dördüncü sınıf emniyet müdürleridir. Esasen olaya taraf kişilerdir, bizim karşımızdadırlar" sözleriyle açığa çıktı. İşte komisyonun İstanbul görüşmelerinin tutanaklarından çarpıcı bölümler:
Celalettin Cerrah (İstanbul Emniyet Müdürü): Samsun Emniyetinin O.S.'yi bize göndermesi gerekiyordu. Müfettiş soruşturması her yönüyle başarılı değildir. Müfettişlerin başvurduğu bilirkişiler dördüncü sınıf emniyet müdürleridir ve Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı personelidir. Esasen olaya taraf kişilerdir, bizim karşımızdadırlar. Müfettişlerin, Trabzon personeli hakkında soruşturma istememesi çok ilginç. Ermeni cemaati İstanbul'da yaklaşık 60 bin kişi, hepsini korumak imkansız. Zaten bir kısmı da istemiyor. Dink de büyük ihtimalle istemeyecekti.
Ahmet İlhan Güler (Eski İstihbarat Şube Müdürü): Örgütü gerektiği şekilde takip etmemek Trabzon Emniyetinin hatasıdır. Teftiş yanlıydı. Müfettiş geldiğinde "sen yandın" gibi sözler sarfetti bana. Bilirkişi bizi değerlendirecek düzeyde değil.
Muammer Güler (İstanbul Valisi): Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne gelen yazıda Yasin Hayal'in İstanbul'a Hrant Dink'e karşı "ses getirecek bir eylem yapabileceği" belirtiliyor. Resmi usullere göre alt düzeyde bir kodla gelmiş. Kullanılan kod, yazının çok önemli olmadığını gösteriyor.(Vali Yardımcısı Ergün Güngör'ün "Vilayete çağrıldığında Dink tehdit edilmedi" sözleri üzerine) Devlet böyle tehdit etmez, yapsa başka türlü yapardı.
Arat Dink (Hrant Dink'in oğlu): Bizce bundan daha açık tehdit olmaz (Dink'in Valiliğe çağrılışı kastedilerek). Devlet görevini yapmamıştır. Ya korunacaktı ya da uyarılmayacaktı.