Zorunlu hizmetten dolayı ek puan alamayan öğretmenler dava açmalı mı?
Zorunlu hizmete ek puan uygulamasında ilk derece mahkemelerini kararlarını vermiş olup, şu aşamada istinaf kararlarını beklemek daha uygun olacaktır.
Zorunlu Hizmet Ek Puanı Yargı Kararı Değerlendirmesi
Milli Eğitim Bakanlığı, 17.04.2015 tarih ve 29329 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğindeki düzenlemeyle zorunlu hizmet için ek puan düzenlemesi getirilmiştir.
Düzenlemenin 40.madde (6) fıkrasında;
"(6) Zorunlu çalışma yükümlülüğünü yerine getirmek üzere zorunlu hizmet alanlarına atanıp zorunlu hizmet alanlarında fiilen görev yapmakta olan öğretmenlerden bu Yönetmelikte zorunlu hizmet alanları için öngörülen azami çalışma sürelerinin üzerinde görev yapanların hizmet puanları, görev yapmakta oldukları hizmet alanı için öngörülen puan dikkate alınarak azami çalışma sürelerinin üzerinde geçen ilk yıl için %25, ikinci yıl için %50, üçüncü ve sonraki yıllar için %100 artırılarak belirlenir."
Düzenlemeye göre zorunlu hizmet ek puandan yararlanabilmek için;
1- Zorunlu hizmet yükümlüsü olmak,
2- Zorunlu hizmeti tamamlamak üzere zorunlu hizmete tabi okullara/kurumlara (4,5,6. Hizmet alanına tabi kurumlara) atanmış olmak,
şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekiyordu. Bu şartları taşıyanlara zorunlu hizmet bittikten sonraki sürelerdeki görevlere ek puan verilmekteydi.
Bu durum aynı okulda düzenleme öncesi zorunlu hizmeti tamamlayanlar ya da muaf olanların mağduriyetine yol açmıştır. Özellikle de 2010 yılında getirilen zorunlu hizmet affı nedeniyle zorunlu hizmetten muaf olanların büyük mağduriyeti söz konusu olmuştur. Aynı okulda çalışan iki öğretmenden mesleğe 6-7 yıl önce başlayan öğretmen yıllık 30+30=60 puana kadar puan alabilirken 20-30 yıldır bu kurumda görev yapmakta olan öğretmen sadece 30 puan almıştır. Ayrıca 6-7 yıllık öğretmenlerden ek puan almakta olanlar yer değiştirdiklerinde yine zorunlu hizmete tabi kurumlara gitseler de ek puanlarının kesilmesi söz konusu olmuştur.
MEB zorunlu hizmete tabi kurumları teşvik etmesi gerekirken zorunlu hizmete tabi, zorunlu hizmeti yapmakta olan öğretmenleri teşvik yoluna gitmiş, kıdemli öğretmenlerin ek puan almalarını kısıtlayan bir düzenleme yapmıştı.
YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ
MEB 19.06.2020 tarihinde değişikliğe giderek zorunlu hizmete tabi kurumlarda çalışan tüm öğretmenlerin ek puan (yüzde 50 artırımlı) almalarını düzenlemiştir.
Geçmişe dönük (2015-2020 Aralığında Ek Puan alamayanların) mağduriyetlerine yönelik ise bir düzenleme yapılmamıştır. Yani yeni düzenleme 17.04.2015 tarihinde yapılmış olsaydı diğerleri ile (zorunlu hizmet için atanan öğretmenler ile) birlikte aynı puanı alması gereken (düzenleme öncesi zorunlu hizmetini tamamlayan, zorunlu hizmetten muaf olan, zorunlu hizmete tabi kuruma zorunlu hizmeti tamamladıktan sonra gelen.) öğretmenlerin mağduriyeti giderilmemiştir. Aynı kurumda aynı dönemde görev yapan öğretmenlerin bir kısmı yüzde 100'e kadar ek (arttrımlı) puan alırken bir kısmı (özellikle kıdemi yüksek olanlar) normal puan almışlardır.
MAĞDURİYETE İLİŞKİN YARGI SÜRECİ
1- KONUYLA İLGİLİ DAVA
Konu daha önce de memurlar.net'te de paylaşıldığı üzere ilgili düzenlemenin eksik kısmının iptali Eğitim-İş tarafından açılan bir dava söz konusu olup dava süreci devam etmektedir.
https://www.memurlar.net/haber/786585/zorunlu-hizmete-ek-puan-konusu-yargiya-tasindi.html
Mağdur olan öğretmenlerin bir kısmı konuyu yargıya taşmışlardır. Yargı sürecinde iki örnek verecek olursak;
2- BALIKESİR 1. İDARE MAHKEMESİ KARARI
3- İSTANBUL 8. İDARE MAHKEMESİ KARARI
4- KARARLARIN YORUMLANMASI
Konusu itibariyle aynı nitelikteki iki karar da incelendiğinde davaların öğretmenlerin
lehine sonuçlandığı görülecektir.
Lakin kararlar kesin olmayıp bölge idare mahkemelerinde istinaf yolu açık olacak şekildedir.
İstinaf aşamasını incelediğimizde daha eski bir karar olan Balıkesir 1. İdare Mahkemesinin Kararı hakkında İzmir Bölge İdare Mahkemesi tarafından bozulmuştur. Yani idarenin (MEB'in) istinaf başvurusunu kabul etmiştir.
İstanbul'dan dava açarak kazanan öğretmene ilişkin ise istinaf kararı henüz çıkmamıştır. İstinaf kararı öğretmenin lehine çıkması (istinaf mahkemesinin idare mahkemesi kararını onaması) halinde İzmir Bölge ile İstanbul Bölge İdare (istinaf) mahkemeleri arasında çelişkili bir durum ortaya çıkacaktır. Aynı konuda gerçekleşen çelişkili durumlarda konu Danıştay'a taşınabilmektedir.
ÖĞRETMENLER BU DURUMDA DAVA AÇMAYA DEVAM ETMELİ Mİ?
Örnek olarak verdiğimiz iki kararın da incelenmesinden bu aşamada öğretmenlerin dava sürecine girmelerinin çok mantıklı durmadığını söyleyebiliriz. İstanbul örneğindeki kararda da istinaf aşaması öncelikle beklenmelidir. Ayrıca Eğitim-İş tarafından açılan davada davacı sendika lehine sonuç çıkması halinde karar sonrasında idari başvuru yapılarak yargı kararının da gereği talep edilebilir. Talebe olumsuz cevap halinde konu öğretmenler tarafından yargıya taşınabilir.
Şu anki durumda açılacak davada öğretmenler; davayı kaybetmeleri halinde kendi
avukatlarına ödeyecekleri avukatlık ücretinin yanı sıra avukatsız takip halinde
de 500 TL civarında mahkeme masrafı ve idarenin (MEB'in) avukatları için 2550,00TL
vekalet ücreti ödemek zorunda kalacaklardır.
Bu nedenle yargıda konunun daha da olgunlaşmasının özellikle de sendika davasının
sonuçlanmasının beklenmesinde fayda vardır diye düşünüyoruz.
MEB tarafından; konuya ilişkin bir düzenleme için adeta geç kalınmış, defalarca dile getirilmesine rağmen açık haksızlık giderilmemiştir. Yargı kararları öğretmenler lehine sonuçlanması durumunda MEB'de zorunlu olarak düzenleme yapmak zorunda kalacaktır. Aksi halde yargı masrafları ile vekalet ücretleri ödemekle karşı karşıya kalarak kamu zararı oluşturmuş olacaktır.
Maksut BALMUK