İklim değişikliği, 2050'ye kadar milyonlar için açlık ve yoksulluk riski yaratabilir
2021'de neredeyse 193 milyon kişi, yüksek akut gıda güvensizliği yaşadı- BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e göre, sağlıklı beslenmenin erişilebilir olması için birlikte çalışılması gerekiyor- IFPRI "2022 Küresel Gıda Politikası Raporu":- "İklim değişikliği, gıda sistemi için büyüyen bir tehdit"
- İklim değişikliğinin 2050'ye kadar milyonlarca kişi için açlık, dengesiz beslenme ve yoksulluk riski yaratmasının beklendiği bildirildi.
Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) kuruluşunun anısına 1945'ten itibaren 16 Ekim, "Dünya Gıda Günü" olarak ilan edildi.
"Dünya Gıda Günü" ile dünya genelinde sağlıklı beslenmeye güç yetiremeyen ve sağlıklı gıdaya düzenli olarak erişmeye ihtiyacı olan milyonlarca kişiye dikkat çekiliyor.
FAO, "Dünya Gıda Günü"nün bu yılki temasını, "Hiç kimseyi geride bırakma" olarak belirledi.
- Yüksek akut gıda güvensizliği yaklaşık 193 milyon kişiyi vurdu
"Dünya Gıda Günü"ne ilişkin FAO'nun internet sitesinden yapılan açıklamada, daha iyi bir üretim, daha sağlıklı gıda, daha iyi bir çevre ve daha iyi bir hayat için etkili, kapsayıcı, dayanaklı ve sürdürülebilir tarım-gıda sistemine dönüşümün önemi vurgulanarak "Kimse geride kalmasın." denildi.
2022'nin birçok küresel zorluğun yılı olduğu ifade edildi. Kovid-19 salgını, çatışmalar, iklim değişikliği, artan fiyatlar ve uluslararası gerilimler gibi zorluklar, gıda güvenliğini etkiledi.
Gıda fiyatlarındaki artış, hali hazırda hassas durumda olan ülkeleri krize sürüklerken her gün 30 binden fazla kişi çatışma ve zulüm nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalıyor.
2021'de yüksek akut gıda güvensizliği yaşayan yaklaşık 193 milyon kişinin, hayatta kalması için insani destek gerekti ve bunların yarım milyondan fazlası, açlık ve ölüm gibi felaketlerle karşı karşıya kaldı.
Yüksek akut gıda güvensizliği çekenlerin üçte ikisini kırsalda tarımla uğraşanlar oluştururken, dünya nüfusunun nerdeyse yüzde 40'ına denk gelen 3,1 milyar kişi sağlıklı beslenmeye güç yetiremiyor.
İklim değişikliği kırsal alanlarda yaşayan yoksullar ile onların tarım alanları ve üretimlerini etkiliyor.
- Sağlıklı beslenmenin erişilebilir olması için birlikte çalışılması gerekiyor
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres FAO'nun, İtalya'nın başkenti Roma'da bulunan merkezinde düzenlenen bir etkinliğe gönderdiği video mesajda, açlıktan etkilenenlerin sayısının, özellikle son 3 yılda ciddi oranda arttığını ifade etti.
Guterres, en kırılgan toplumların Kovid-19 salgını, iklim krizi, çevresel bozulmalar, çatışmalar ve derinleşen eşitsizlikler nedeniyle daha da ezildiğini belirtti.
Ukrayna-Rusya Savaşı'nın gıda, gübre ve enerji fiyatlarında artışa neden olduğunu kaydeden Guterres, birlikte çalışılması durumunda bu eğilimin tersine dönebileceğini söyledi.
Guterres, sağlıklı beslenmenin herkes tarafından erişilebilir ve güç yetirilebilir olması için hükümetlerin, bilim insanlarının, özel sektörün ve sivil toplumun birlikte çalışması gerektiğini dile getirdi.
- İklim değişikliği, gıda sistemi için tehdit
Merkezi Washington'da bulunan Uluslararası Gıda ve Kalkınma Politikaları Araştırma Enstitüsünün (IFPRI) yayımladığı "2022 Küresel Gıda Politikası Raporu"nda "iklim değişikliği, gıda sistemi için büyüyen bir tehdit." ifadesi kullanıldı.
Raporda, iklim değişikliğinin, 2050'ye kadar milyonlarca kişiyi açlık, dengesiz beslenme ve yoksulluk riskine sokmasının beklendiğine dikkat çekildi.
İklim değişikliği adaptasyonunun, gıda sistemi için acil ve uygulanabilir olduğu kaydedilen raporda, gıda üretim, dağıtım ve tüketim uygulamalarının iklim değişikliğine adapte edilmesi gerektiği uyarısı yapıldı.
Raporda, böylelikle kırsal geçim kaynaklarının daha iyi desteklendiği ve sağlıklı beslenme sağlandığı aktarıldı.
Diğer yandan, ABD Çevre Koruma Ajansının sitesinde yapılan açıklamada, tarımın büyük oranda iklime bağlı olduğu ifade edildi.
Açıklamada, artan hava sıcaklıklarının bazı bölgelerde mahsul verimini artırabileceği ancak bu artışın, besleyicilik seviyesi, toprak nemi, suya erişim ve diğer koşullarla örtüşmesi gerektiğine işaret edildi.
Kuraklık ve su taşkınlarının sıklığındaki ve şiddetindeki değişikliklerin, çiftçiler için zorluklar teşkil edebileceği ve gıda güvenliğini tehdit edebileceği kaydedilen açıklamada, iklim değişikliğinin ürün ve hayvan yetiştirilmesini zorlaştırdığı belirtildi.
İklim değişikliğinin yalnızca tarımı değil hayvancılığı ve balıkçılığı da etkilediğinin altı çizilen açıklamada, iklim değişikliğinin küresel, bölgesel ve yerel seviyelerde gıda güvenliğini büyük ihtimal etkileyeceği aktarıldı.
- İklim adaptasyonu
FAO'nun "Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu 2022" raporunda, uygun fiyata sağlıklı beslenmeyi ve kapsayıcı tedarik zincirini desteklemek için iklim adaptasyonu uygulamalarında yatırımın önemine dikkati çekildi.
Rapora göre, iklim değişikliği, ekosisteme gitgide artan bir baskı uygulayarak özellikle de yoksul ve hassas topluluklarda bulunan kırsaldaki küçük ölçekli üretici için oldukça büyük bir tehdit teşkil ediyor.
Bu baskının hem kuraklık, fırtına, ve sel gibi gittikçe sıklaşan aşırı hava olaylarından hem de kısa süren yağmurlu mevsimler, başlangıcı geciken yağmurlar, artan deniz seviyesi ve eriyen buzullar gibi kademeli değişikliklerden kaynaklandığı kaydedilen raporda, iklim adaptasyonunun, gıda güvenliği için merkezi bir hal aldığı belirtildi.
Raporda iklim adaptasyonu, olası zararları hafifletmek veya iklim değişikliğine bağlı olanaklardan faydalanmak için süreç, uygulama ve yapılardaki değişiklik olarak ifade edildi.
İklim adaptasyon çözümlerine değinilen raporda, bu çözümlere yapılacak yatırımların toplumun, işin, örgütün, ülkenin ve bölgenin kendine has durumuna uygun olarak şekil alabileceği aktarıldı.
Raporda, yenilikçi yönetim mekanizmasının, küçük ölçekli üreticilerin de aralarında olduğu kırsaldaki yoksul kişileri etkilediği ve onlara gerçekten söz hakkı tanıdığına işaret edildi.
Söz konusu yoksul kişilerin değişen iklimin, gıda güvensizliğinin ve düzensiz göçün sonuçlarına katlandığının altı çizilen raporda, küresel olarak iklim finansmanına yatırım yapılan paranın şimdiye kadar yalnızca yüzde 1,7'sinin küçük ölçekli üreticilere ulaştığı belirtildi.