Togg'un yerlilik oranı açıklandı: Peki neden bu kadar önemli?
Togg dün yaptığı resmi açıklama ile Türkiye'nin yerli otomobil markası için merak edilen yerlilik oranını açıkladı.
Yerlilik oranı, bir ürünün imalatında yerli kaynakların ne derece kullanıldığını ifade eden bir kavram aslında. Otomotiv sektörünün gözünden değerlendirdiğimizde ise aracın bileşenlerinin, yazılımının, tasarımının ve montaj işlemlerinin hangi oranda yerli imkanlarla gerçekleştirildiğine göre hesaplanır. Bir otomobilin yerlilik oranı motor, batarya, şasi, elektronik aksam gibi ana bileşenlerin yanı sıra tedarik ettiği parçalardaki ürünlerinin yerli olup olmadığı belirleyici unsurlar arasında. Öte yandan yeni nesil otomobillerle birlikte hayatımıza giren yazılım, AR-GE ve teknoloji geliştirme gibi alanlar da bu hesaplamada kritik bir rol oynuyor.
20 AYDA YÜZDE 72 YERLİLİK ORANINA ULAŞTI
Esas olarak; fikri ve sınai mülkiyeti Türkiye'ye ait küresel bir marka ortaya çıkarmak ve Türk mobilite ekosisteminin çekirdeğini oluşturmak amacıyla kurulan Togg, bugün geldiğimiz noktada pazara çıkışının 20'nci ayında. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın yayınladığı yerli malı tebliğine uygun olarak yüzde 72,18 yerlilik oranına ulaşan Togg, 2023'te satışa sunulduğunda yüzde 51 oranında yerlilikle pazara sunulmuştu.
2024 yılı sonunda C-SUV ve elektrikli araçlar sınıflarında pazar lideri konumuna yerleşen Togg, yerlilik oranı tarafından değerlendirdiğimizde de Türkiye'de üretilen tüm araçlar içinde en yüksek orana sahip araç olarak karşımıza çıkıyor...
Togg CEO'su Mehmet Gürcan Karakaş, konuyla ilgili daha önce yaptığı bir değerlendirmede yerlilik oranını artırma konusunda yaptıkları çalışmaların devam ettiğini ve bu hedeflere ulaşırken ülkedeki yan sanayi ile iş birliğini güçlendirdiklerini ifade etmişti. Karakaş; yerli tedarikçilerin Togg projesine entegrasyonunun, sektördeki diğer oyuncular için de önemli bir motivasyon kaynağı olduğunu dile getirmişti.
YERLİLİK ORANI NEDEN ÖNEMLİ?
Öncelikle ekonomik katkısından dolayı yerlilik oranı ön plana çıkıyor. Oran ne kadar yükselirse daha fazla yerli kaynak ve istihdam anlamına geliyor. Yerli parça oranı arttıkça ithalat ihtiyacını azalarak cari açığın düşmesine katkıda bulunuyor.
Öte yandan teknolojik bağımsızlık anlamında da büyük önem taşıyan yerlilik oranı, bir ülkenin stratejik alanlarda dış ihtiyaçlarını azaltarak kritik teknolojilerin ülkede geliştirilmesine olanak tanıyor. Yerli kaynaklarla imal edilen her ürün, uluslararası pazarlarda daha rekabetçi fiyatlarla sunulabiliyor. Bu da ihracat gelirlerini artırarak ülke ekonomisine katkı sağlıyor.
SAVUNMA SANAYİ YÜZDE 80'E YAKLAŞTI
Son üç yılda gerçekleşen yerli mühendislik çalışmalarıyla yerli savunma sanayimizin yerlilik oranı yüzde 80'lik orana yaklaştı. Sektörün 2025 hedefi ise yüzde 82'net yerlilik oranı. Savunma sistemlerinde yerlilik oranı otomotivden daha fazla önem arz ediyor fakat çok parçalı bileşene sahip ürünlerde yüzde 100 yerlilik oranı bazen çok efektif olmuyor, şöyle ki; aslında çok rahatlıkla imal edebilecek bir parça, imalat yatırımları ve maliyet rakamları göz önüne alındığında durum değişebiliyor.
Hazır halde daha uygun fiyata alabiliyorsa sektör gelende bu yönü tercih ediyor. Çünkü sürekli yaşanan değişim, üretim hattında harcamalara sebep olurken ham madde maliyetlerinde yaşanan farklılıklar rekabet gücünü bozabiliyor. Bunun en ilginç örneklerinden biri Amerikan ordusunun yeni nesil F35 savaş uçakları olarak gösterilebilir. ABD kendi imkanlarıyla üretebileceği halde bir çok parçayı Türkiye'den temin ediyor. Bunun hem maliyet hem ham madde kullanımı hem de tedarik süreçlerindeki hız konusu gibi çok fazla alt başlığı bulunuyor...
Kaynak: Ali Çelik