Bir eğitimcinin gözünden yeni eğitim-öğretim yılına ilişkin değerlendirmeler
Sevgili eğitimci arkadaşlar yeni bir eğitim-öğretim yılına başlayalı yaklaşık olarak bir buçuk ay oldu. Bir çok sorunla başlayan eğitim öğretim maceramız hala sorunlarla devam ediyor ve hala insanlar bu sorunları görmemek ve çözmemek için çaba sarf ediyor.
Öğretmenin nasıl bir sorunlar yumağı ile uğraştığını görmeyenler ise bizlerden hala eğitimin kalitesinin yükseltilmesini bekliyor.Tam anlamıyla hiçbir desteğimiz mevcut değilken bizler kendi çabalarımızla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. En basit olarak televizyonlarda ve gazetelerde bile eğitim ve eğitimciyle ilğili gerçekçi ve sağlam tespitler bile yapılmıyor.Bu birazda bizim suçumuz çünkü günümüzde her şey arz-talep ekseninde dönüyor. Bizler biraz bastırsak ve talep etsek belki bir şeyler olacak ama, bir kısım öğretmen arkadaşlarımızın çektiği sıkıntı ,diğer kısmını ilgilendirmiyor, çünkü ateş düştüğü yeri yakıyor ve diğer kesimler bu sorunlarla uğraşmadığı için bir boş vermişlik var buna bağlı olarak da sorunlar yüzeysel olarak halledilmeye çalışılıyor ve ne kadar halledildiği de ortada.
Oysa öğretmenler sürekli olarak göz önünde, en ufak bir şeyde eğitimciler suçlanıyor, ama eğitimciler için kimse bir şey yapmıyor ve kimsede sesimizi duyurmuyor. Sendikalar bile sadece maaş sendikacılığı yapıyor sadece son dönemde biraz kıpırdanma var ama yeterli değil. Bunun daha da artması için el birliği ile çalışmamız lazım gelir diye düşünüyorum. Ülkemizin bir çok eğitim sorunu var olduğu için ve kimse bunların altından kalkmaya cesaret edemediği için el atılmıyor. El atan da zaten bu konuyu yeteri kadar savsaklıyor. Yani el atanlarda bir görüş çerçevesinde olayı çözmek istiyor, otomatikman diğer görüş sahipleri buna karşı çıkıyor ve durum içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Halbuki ortak paydalarda buluşarak bu işi çözmeye kalksak daha kısa sürede daha çok iş yapacağımıza eminim.
Eğer bu işe el atanlar yeteri kadar Samimi olsalardı ülkemizden bu kadar beyin göçü olmazdı. Dünyanın en iyi kalp cerrahı (Mehmet öz) şu an Amerika'da değil ülkemizde olurdu. Bu iş en temelden ele alınmalı ve sadece ve sadece eğitim için bir şeyler yapılmalıdır. Yoksa belli bir zümreye yaranmak için yapılmaya çalışılırsa sonuç son derece vahim olur.
Ülkemizde hala 17 bin okul birleştirilmiş sınıf olarak eğitim vermeye çalışıyor.ve buralarda yaklaşık olarak 25 bin öğretmen arkadaşımız görev yapıyor. Hiç düşündük mü acaba oradaki arkadaşlarımızın ne gibi zorluklar çektiğini ve ne derece vurdumduymaz insanlar ve yöneticilerle uğraştığını. Bir çok nimetten yoksun olarak öğretmenlik yapmaya çalıştıklarını ve yine bir çok nimetten yoksun olarak yaşamaya çalıştıklarını hiç düşündük mü????? Tabi ki onlar için bir şeyler yapabiliriz, en azından kardeş okul seçerek onlara yardımcı olabiliriz. Burada görev yapan arkadaşlara devletin daha çok sahip çıkması lazım. Hem maddi hem de manevi anlamda tam destek vermesi lazımdır. Şimdi beni hemen yargılamayın, bu memlekette 550 bin öğretmen var, neden diğerleri görmezden geliniyor demeyin. Çünkü bu kadar zor şartlarda çalışan ve sayıları genele göre az olan öğretmenleri görmeyen devlet bizleri nasıl görecek acaba.??
Ama her şeyi öğretmenin üzerine yıkmak çok kolay. Bilmem kaç bin öğrenci sıfır aldı diye öğretmenleri günah keçisi yapanlara sesleniyorum. Acaba en son ne zaman yakınınızdaki bir okula gidip de öğretmenlerin dertlerini sıkıntılarını dinlediniz ya da en son ne zaman çocuğunuzla ilğilendiniz.okulu sadece derslerden ibaret gören velilerimize sesleniyorum. Okul bir eğitim yuvasıdır ve eğitim dersler dahil her şeyi kapsar. Bugün banka hortumcularının hırsız mütahitlerin v.b. nin üniversite mezunu ve birkaç dil bilen insanlar olduğunu unutmayalım. Demek ki her şey bilgi ile bitmiyor. Ahlak, sağduyu, itibar gibi kavramlar yeri gelince derslerden daha önemli oluyor, onu için ilgilenmek deyince sadece ders olarak anlamamak lazım. Karnenin diğer tarafına da dikkat etmek lazımdır ve öğretmen arkadaşlardan da bir istirhamım var. Davranış notları lütfen direk beş olarak değerlendirmeyelim ve dersler kadar dikkat edelim.
Bir de bizlerin seminerleri var malumunuz. Bir müfettiş çıkar ve saatlerce bir şeyler anlatır ve de yararlı olduğunu düşünerek çıkıp gider. Bu mudur seminer ve bu mudur eğitim. İşte bakın bakanlık bile eğitim olayını savsaklıyor. Eğer gerçekten yararlı olmak istense seminerler daha yapıcı ve yararlı hasla getirilirdi. Öğretmenler için seminer bir angarya değil bir zevk hainle gelirdi. Seminer konusu tam anlamıyla bir rezalet, geçen bir dergi de okudum. Avrupa'da seminerlerin çoğu paralı imiş, bizde de kaçmak için para verilecek neredeyse. Yine okuduğum bir makalede şöyle diyor "Avrupa'da en yüksek maaş öğretmenleri ve çöpçülerinmiş?. Şimdi düşünün arkadaşlar biz bu kafa ve bu tip anlayışla değil Avrupa Birliğine hiçbir yere giremeyiz.
Ders kitapları konusu tam bir rezalet. Şöyle ki: Ders kitaplarının tamamen ücretsiz dagıtılmasına karşıyım. Çünkü maddi olarak gücü yetenlerde bundan faydalanıyor. Bu da demek oluyor ki bu icraat samimi değil, sadece amaç tribüne oynamak, onun yerine her sene okul kapanmadan öğretmenlerden fakir öğrencilerin listesi alınsa ve ona göre dağıtım yapılsa daha yararlı olmaz mı? Bir de dağıtılan kitapların yeniden degerlendirilmemesi konusu var. Kitap dağıtılıyor sene bitiyor ve yerine yenisi geliyor, eskilerde depolara atılıyor ve çürümesi bekleniyor, neden biliyor musunuz? Çünkü devlet her sene veriyor, onun için toplama ihtiyacı hissedilmiyor, nasıl olsa hazır geliyor, bizim milletimizin başına ne gelmişse zaten hazırcılıktan gelmiştir. Her işimiz gibi burada da hazırcılıktan dolayı zarar ediyoruz. Planlamanın olmadığı, amaçların gerçekleştirilmediği bir ortamda vatan kurtarmaya çalışıyoruz. Gerçekten işimiz zor arkadaşlar. Örneğin benim görev yaptığım bölgedeki birleştirilmiş sınıf sorunu 4 veya 5 YIBO ile çözülebilecekken devlet taşımaya daha çok para vererek hem öğrenciler hem de öğretmenler bu sıkıntıyı çektirmeye devam ediyor. Her hafta trilyonlarca lira eğitime katkı payı adı altında para toplanıyor, acaba bu paralar nereye gidiyor dersiniz. Her hafta 3-4 okul yaptırılabilecekken acaba neden birkaç şaşaalı açılışla bu iş geçiştiriliyor. Artık bizlerde bir güç olmalıyız, hatta bugün den itibaren işe başlamalıyız. Ben sendikalardan başlayacagım, bizler için sadece maaş sendikacılığı yapmaya devam ederlerse istifa edeceğim, bunu sakın küçümsemeyin. Bir sendikadan bin kişi istifa etse o insanlarda bazı şeylerin farkına varırlar, çünkü onlar bizim sayemizde varlar, biz onlar sayesinde ayakta değiliz, yani onlar bize mecburlar ve bunun gereğini yerine getirmiyorlar. Ben sendika üyesiyim ama sendikanın bana sağladığı bir fayda şu ana kadar olmadı ve bundan sonrada olmazsa istifa edeceğim. Bunu bir düşünün arkadaşlar.
Karşılaşılan bir sorunda planlar? plan her sene başında öğretmenler için sorun teşkil eder. Plan bulmak için bin bir çaba sarf edilir ve planlara ulaşılır. Bence planlar devlet eliyle yapılmalı. Bana hemen devletçi demeyin. Şöyleki okul kapandığı zaman bir komisyon kurulsa ve o komisyon kendi bölgesinde ki okullar için örnek planlar yapsa ve bunları öğretmenler satsa hem öğretmen plan bulmak için çırpınmaz hem de paramız devlete ya da eğitime katkı olarak devlete gider, zaten o para bizim cebimizden çıkıyor hiç değilse plan aramak için çırpınmayız ve paramız belik de daha faydalı işler için kullanılır. Bu sadece benim düşüncem ne derece doğru veya yanlış olduğunu tartışabiliriz. Bunlar gibi gerçekten çok sorunlarımız var ve kimse bir şeyler yapmıyorsa artık bizim harekete geçerek kendi yırtığımızı kendimiz dikmeliyiz. Şucu bucu diye birbirimizi nitelemek yerine artık birbirimize yardımcı olmalıyız ve içinde bulunduğumuz durumu tam olarak degerlendirmeli her nerede görev yaparsak yapalım ister İzmir'de ister Van'da yardımcı olmalıyız. Bu o kadarda zor değil, bu zor şartlar altında eğitim veren bizler inanın bunun altından kalkabiliriz.
Hiç düşündünüz mü her ay maaşımızdan ne kadar kesinti yapılıyor ve ne kadarı bize dönüyor. Öğretmenevi, İLKSAN, sendika, okul için verilen paralar v.b. en azından bunlar için düşünün. Ben bir öğretmen arkadaşınız olarak bu fikirlerimi sizinle paylaşmak istedim ve tartışarak en iyiye ulaşmanın dogru olacağını düşündüm. Sizler de bana yazın ve fikir alışverişi ile birbirimize yardımcı olalım, beyin jimnastiği yapalım.
Bu yazıyı okuduğunuz için hepinize teşekkür ederim. Hayırlı çalışmalar ve ihtiyacınız olacak bol bol şanslar.
SAYGILARIMLA
Yorum yazan: Alper