Kamu çalışanlarının birden fazla yerden ücret alma sorunu çözüldü mü?
Bir çok kamu kurumunda daha önce üst düzey yöneticiliklerde bulunmuş olan M. Emin Zararsız 7521 sayılı Kanunla yapılan değişikleri yorumladı.
M. Emin Zararsız, "Kamuda çalışanların birden fazla ücret almaları sorunu" başlığıyla Karar Gazetesinde yayımlanan analizinde 7521 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeleri değerlendirdi.
M. Emin Zararsız yazısında, kamu personelinin birden fazla yerden ücret
alma sorununu 5 başlıkta ele almıştır. Bunlar şu şekildedir:
-Birincisi memurlar ve diğer kamu görevlileri asli kadro ve görevleri yanında
kurum ve kuruluşların yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma
kurulu üyelikleri ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarda görev alabilirler
mi?
-İkincisi görev alabilirlerse aynı anda birden fazlasında görev alabilirler
mi?
-Üçüncüsü aynı anda birden fazlasında görev alabilirlerse her birinden de ücret
alabilirler mi?
-Dördüncüsü bu ücreti kim belirlemektedir, bir sınırı bulunmakta mıdır?
-Beşincisi vergi mevzuatı açısından aynı anda farklı işverenlerden elde edilen
ücret gelirlerinin vergilendirilmesi açısından yapılması gerekenler var mıdır,
nelerdir?
İki gün halinde yayımlanan dosyada dikkat çeken bölümler şu şekildir:
1- Birden fazla yerden ücret alma sorunu 2001 yılında zaten çözümlenmişti
"1 Ağustos 2001 tarihine kadar aynı anda birden fazla kurum ve kuruluşun yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyeliğinde ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarda görev alan memurlar ve diğer kamu görevlileri bunların her birinden ücret alabilirdi. Ancak 631 sayılı KHK'da yaılan düzenlemeyle kamu görevlilerinin asli görevleri yanında aynı anda birden fazla yerde görevlendirilmeleri halinde birden fazla yerden ücret almaları yasaklanmıştır."
2- Kurum içi ve kurum dışı tartışması nedeniyle 2011 yılında yeniden düzenleme yapıldı
"Hatta gerek kurum içinden gerekse kurum dışından bu gibi görevlendirmelerin yapılması halinde bir ayırım olup olmadığı konusunda yaşanan bir tereddüt nedeniyle söz konusu hüküm AK Parti hükümeti döneminde 11/10/2011 tarihli ve 666 sayılı KHK'nin 5 inci maddesiyle şu şekilde değiştirilmiştir: "Memurlar ve diğer kamu görevlilerinden, kurum ve kuruluşların yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleri ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarda görev alanlara, kurum içi ve kurum dışı ayrımı yapılmaksızın bu görevlerinden sadece biri için ücret ödenebilir. Bu maddenin uygulanmasında oluşacak tereddütleri gidermeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."
3- Teorik olarak ücret ödemesi yapılmayabilirdi
"631 sayılı KHK'nin 12 nci maddesi ". ücret ödenebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla bu şekildeki görevlerin hiçbirinden ücret ödemesi yapılmaması da teorik olarak mümkündür."
4- Birden fazla yerde gören alan kamu personelinin ücretleri nasıl belirleniyor?
"Kurum ve kuruluşun yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma
kurulu üyeliğinde ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarda görev alanlara
ödenecek ücretler 2014 yılına kadar bu kurum ve kuruluşlar arasında bir ayırım
olmaksızın hepsi için Yüksek Planlama Kurulu tarafından belirlenen tutarla sınırlı
iken, 2015 yılından itibaren ikili bir ayırım yapılmaya başlanmıştır."
Yüksek Planlama Kurulu veya Cumhurbaşkanı Kararıyla ücret sınırına tabi olmayan
kurumlar şu şekildedir:
Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası A.Ş., Türkiye Halk Bankası A.Ş., Türkiye
Vakıflar Bankası T.A.O., Türkiye Emlak Katılım Bankası A.Ş., Türkiye Kalkınma
ve Yatırım Bankası A.Ş., Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş., Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası A.Ş., Borsa İstanbul A.Ş., bunların iştirakleri, Türk Telekomünikasyon
A.Ş. (Hazine payı %25), Türk Hava Yolları A.O. (Hazine/TVF payı %49,13) ve Türksat
Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş. yönetim, denetim veya tasfiye kurullarında
alınacak görevler
5- Birden fazla yerden ücret alma düzenlemesi kapsamına alınan kamu personeli
"631 sayılı KHK'da 7521 sayılı Kanunla yapılan düzenleme kapsamında "memurlar ve diğer kamu görevlileri" kavramına girip girmediği tartışmalı olan belediye başkanları, belediye meclisi üyeleri ve il genel meclisi üyeleri ile bu kavrama girmeyen sözleşmeli personel ve işçiler de kapsama dahil edilmişlerdir."
6- Kamu çalışanlarının kapsama girmeyen özel sektöre ait kuruluşların yönetim kurullarına da atanabilmesinin hukuki alt yapısı oluşturulmuştur:
"Ayrıca bu fıkrada maddenin önceki halinde yer almayan "özel veya kamu ayrımı gözetilmeksizin her statüdeki" kurum ve kuruluşun yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyeliği ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlar kapsama alınmışlardır. Dolayısıyla kapsama giren kamu çalışanlarının kamudaki asli görevlerinin yanında özel sektöre ait kuruluşların yönetim kurulunda görev almaları da mümkün hale getirilmektedir. Bu düzenleme ile mesela bir bakan yardımcısı, bir vali, bir belediye başkanı veya bir belediye meclis üyesi özel sektöre ait bir kuruluşun yönetim kurulu üyesi olabilecektir."
7- Birden fazla yerde görev alınırken ödenecek ücret artırıldı mı?
"Birinci fıkra kapsamına giren kişilere, anılan fıkra kapsamında yürüttükleri görevler nedeniyle huzur hakkı, ücret, ikramiye gibi her ne ad altında olursa olsun bir ayda yapılabilecek ödemelerin toplam net tutarı (108.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçemez. (1 Temmuz - 31 Aralık 2024 döneminde her ay için en fazla 108.000 x 0,907796 = 98.041,96 TL ödenebilecektir. Bu düzenlemeden önce 1 Temmuz - 31 Aralık 2024 dönemi için aylık 27.887,57 TL ücret ödeniyorken Kanunun kabulüyle birlikte %350'den fazla artış yapılmış oluyor.) Ancak önceki durumda yılda iki kez bir aylık tutarında ödeneceği öngörülen ek ödeme ise kaldırılmaktadır. Ayrıca önceki sistemde yukarıda belirtildiği gibi herhangi bir üst sınıra tabi olmayan kamu sermayeli banka ve borsalar ile bunların iştiraklerinin; sermayesi kısmen veya tamamen Hazineye veya Özelleştirme İdaresi Başkanlığına ait olup özelleştirme neticesinde kamu payı yüzde 50'nin altına düşen Devlet iştiraklerinin; uydu yörünge pozisyonlarının haklarına sahip olan sermayesinin tamamı Hazineye ait şirketin yönetim, denetim veya tasfiye kurullarında görev alanlara da artık yetkili organları veya esas sözleşmeleri uyarınca belirlenen ücretler değil, 108.000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçemeyecek bir ücret ödenecektir. Hatta bir özel sektör şirketinin yönetim kurulu üyesi olan Kanun kapsamındaki kişi için de ancak bu tutarda ödeme yapılabilecektir."
8- Kamu şirketleri neden tek kişi tarafından yönetilmiyor?
Kamu iktisadi teşebbüslerinin tabi olacağı rejim ve işleyiş 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenmiştir. Bu KHK'nın 6 ncı maddesine göre teşebbüslerin yönetim kurullarının bir başkan ve beş üyeden oluşacağı hükme bağlanmıştır. Önceki 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre anonim şirketler en az beş kişi tarafından kurulabiliyor ve yönetim kurulları (idare meclisi) ise en az üç kişiden oluşuyorken (m. 277 ve 312); 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda anonim şirketler artık bir kişi tarafından kurulabilek (m. 338) ve yönetim kurulu da bir kişiden oluşabilecektir (m. 359). Dolayısıyla anonim şirketler tek kişi ile kurulup yönetilebilmektedir. Diğer taraftan bakanlıkların bağlı kuruluşları, mesela Hazine ve Maliye Bakanlığının bağlı kuruluşu olan Gelir İdaresi Başkanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının bağlı kuruluşu olan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığının bağlı kuruluşu olan Orman Genel Müdürlüğü örgütlenme yaygınlığı, personel sayısı, bütçe büyüklüğü vb. birçok yönden yönetim kurulu olan KİT'lerden çok fazla büyük olmasına rağmen sadece bir başkan veya genel müdür tarafından yönetilmektedir. Özelleştirme neticesinde kamu payı yüzde 50'nin altına düşen Devlet iştirakleri hariç olmak üzere tüm KİT'lerin, bağlı ortaklıkların, iştiraklerin, özelleştirme portföyünde bulunanların, kamu sermayeli bankaların, diğer kamu işletmelerinin ve fonlarının yönetim kurulları rahatlıkla kaldırılabilir.
M. Emin Zarar'ın Karar Gazetesinde yayımlanan ayrıntılı değerlendirmesinde ilk yazı için buraya, ikinci yazı için şuraya tıklayınız.
M. Emin Zararsız kimdir?
1984 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Yüksek lisansını aynı üniversitede (1988), doktorasını Selçuk Üniversitesi'nde (1995) tamamladı. İkinci yüksek lisansını İngiltere Leicester Üniversitesi'nde (1997) yaptı. Sırasıyla Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Araştırma Görevlisi, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı'nda Planlama Uzman Yardımcısı ve Planlama Uzmanı, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı, Başbakanlık Müsteşarı (V), Gümrük Müsteşarı, SGK Başkanı, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı, YÖK Üyeliği ve Başbakan Başmüşaviri görevlerinde bulundu. İş ve sosyal güvenlik hukuku, anayasa hukuku, insan hakları, kamu yönetimi ve eğitim konuları başlıca ilgi alanlarıdır.