MASAK raporu ortaya serdi! Hayvan sevgisi altında dev rant
MASAK'ın (Mali Suçları Araştırma Kurulu) temmuz ayında yayınladığı rapor, Mama Lobisi olarak bilinen çevrelerin hayvan sevgisi bahanesiyle elde ettikleri rantı ortaya çıkardı.
Kamuoyunun son günlerde en fazla konuştuğu konu sokak hayvanları meselesi...
Hızla artan popülasyonları herkesi rahatsız edecek bir seviyeye geldi. Televizyonlar,
gazeteler ve sosyal medya platformları neredeyse hemen hemen her gün, bir köpeğin
neden olduğu üzücü olayları aktarıyor.
Köpekten kaçarken araçlara çarpan çocuklar, sürü halinde gezen köpeklerin hedefi
olan minik bedenler ve köpeğe çarpamamak için ani bir hamle sonucu kaza yapan
şoförler ve daha niceleri...
Geçtiğimiz haftalarda, Avrupa ülkelerinin ve ABD başta olmak üzere diğer gelişmiş
ülkelerin başıboş köpek sorunun nasıl çözdüğünü ele almıştık. Bu hafta ise 'Mama
Lobisi'ni detaylıca inceleyeceğiz. Veteriner Hekim Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu
ile 'Mama Lobisi' üzerine geniş kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik. Prof. Sabuncuoğlu'nun
görüşleri şöyle:
"MASAK raporunda 400-500 milyar lirayı bulan bir hacimden bahsediliyor.
Sayılarının 7 bin civarında olduğuna işaret ediliyor. 2 bin 700 dernek var.
Fakat köpekler konusunda hassaslar.
Hayvanın yiyeceği yemdir. Oysa bu grup, köpeklerden 'çocuklar' diye bahsediyor.
Böyle bir benzetmeyle de yemlerine 'mama' diyorlar. Sokaklara gelişigüzel bırakılan
yemler, bir bio-güvenlik problemidir. Hem çevre sağlığı hem de köpek sağlığı
için risktir.
2 BİN 700 DERNEK VAR
Ülkemizde 2 bin 700 tane dernek var. Bunlar kendilerini hayvansever olarak tanımlıyor. Ancak sadece köpekler konusunda hassasiyetleri var. Ama bu durum halk sağlığına uygun değil. Hindistan'da her yıl yaklaşık 30 bin insanın köpeklerin ısırması sonucu kuduzdan ölüyor.
GİZLİ TEHLİKE: BİO-GÜVENLİK RİSKİ
Hayvanların yiyeceğine yem denir. MASAK raporlarında sayıları 7 bin civarında ifade edilen bir güruh var. Bu grup köpeklere 'çocuk' diyor. Dolayısıyla çocuğun yediği de mama olarak ifade ediliyor. Gelişigüzel, mama bağışı olarak toplanan yemler, yine gelişigüzel olarak sokaklara dağıtılıyor.
Bu bir bio-güvenlik problemidir. Bu köpekler açısından da gıda güvenliği problemidir.
Hatta bazı insanlarımız da evdeki artmış, bozulmuş yemeği 40 derece asfaltın
üzerinde döküyorlar. Hayvanlar bunu yiyor. Ve zehirleniyor. Bunu yapanlar kendilerini
hayvansever zannediyor.
Görüntü kirliliği de cabası. Ki bunlar bakteri de üretiyor. Bir kap mama bir
kap su. Sıcak havalarda bir kap su, 15 dakika içerisinde kaynama noktasına geliyor.
Üzerinde sinekler uçuşuyor. Bu şekilde siz hayvansever olmuyorsunuz.
400-500 milyar lirayı bulan bir hacimden bahsediyoruz. Büyük bir cironun döndüğü
pazarda, 'hayvan sever dernek' adı altında faaliyet yürütülüyor. Sadece köpeğe
yoğunlaşmış durumdalar. Diğer hayvanları da pek önemsemiyorlar. Köpekler, canlı
bir şekilde kedileri parçalıyorlar.
Köpeklerin hareket eden her nesneye saldırma ve tepki verme içgüdüler var.
Çok güçlü dişleri var. 42 tane çok güçlü diş. Bu tarz hayvanlar başıboş bırakılamaz.
Antik çağlardan beri bu hayvanlar başıboş bırakılmamış.
Avrupa'da, köpekler küçük olsa bile çocuk parklarına yanaştırılmazlar. Ya da
ağızlık takmaları zorunludur. Bizim yerli köpek ırklarımız, kocaman yapılılar.
Bir insan ağırlığındalar.
Böyle bir tür sokakta başıboş şekilde dolaşamaz. Vücut bütünlüğünü çok rahat
bozabilecek hayvanlar. En önemlisi de kuduz hastalığını insana ve diğer evcil
hayvanlara taşıyan aracı tür köpektir.
KATLİAM DEĞİL BARINDIRMA YASASI
Mevzuya ideolojik olarak yaklaşıyorlar. Bu bir katliam yasası değil barındırma yasasıdır. Başıboş köpeklerin barındırılması ve sahiplendirilmesi sürecidir. Açıp okumak gerek.
Bazı gruplar bunun bir katliam kanunu olduğuna dair ifadelerde bulunuyorlar.
2023 yılında yaklaşık 400 bin insan kuduzdan şüpheli ısırık aldı. Dört doz kuduz
aşısı oldu ve üstüne bir de her ısırık yarası tetenoz riski taşıdığı için tetenoz
aşısı da oldu. Başıboşluk dolayısıyla.
AL, KISIRLAŞTIR, SOKAĞA BIRAK!
Türkiye Cumhuriyeti devleti 1932 yılından 2004 senesine kadar sokaktaki başıboş köpeklerin itlafı şeklinde bir çözüm uygulaması yaptı. 2004 yılından sonra bazı grupların baskısıyla 5199 sayılı kanunun 6. Maddesi, köpekleri 'al, kısırlaştır, aldığın sokağa bırak' önermesiyle geldi.
Bu süreçte, Hindistan ve Romanya bu yasayı uyguladı. Romanya 2013'te artan
vakalar nedeniyle yasayı uygulamaktan vazgeçti. 2024, 2 Ağustos'a kadar Türkiye'de
bu yasayı uyguladı. Şuan sadece Hindistan kaldı. Hindistan'da zaten başıboş
köpekler, bir hayvan olarak değil kutsal bir ruh olarak kabul ediliyor. Bir
sokak hayvanı değil.
EVCİL HAYVAN EVDE YAŞAR
Biyolojide evcil hayvanlar vardır. Bir de vahşi hayvanlar vardır. Vahşi hayvan kendi doğasında yaşar. Evcil hayvanın sorumlusu insanıdır. Evcil hayvanlar evde yaşar. Barınakta, ahırda, ağılda, kümeste, bahçede yaşatılır. Sokak hayvanı diye bir tür de yoktur. Dünyada sadece Türkiye'de sokak hayvanı, sokak canı diye bir terminoloji oluştu."
EVCİL HAYVAN SOKAKTA YAŞAYAMAZ!
Köpeklerin, evcil hayvanların doğal yaşam alanı yoktur. Evcil hayvanlar, sahibinin
ona sağladığı alanda yaşar. Vahşi hayvanların doğal yaşam alanı vardır. Evcil
hayvanlar sahibine muhtaçtır. Zira evcilleşmiştir. Sokak onun alanı değildir.
İnsan ona bir uygun barınak alanı ya da yaşam alanı sunar.
Orada yaşar. Şimdi belediyeler eliyle bu yapılacak. Sokakta bir köpeğin rahat
bir şekilde yaşaması mümkün değildir. Köpek sokakta her şeye reaksiyon veriyor.
Hayvan sokakta rahat uyuyamıyor bile. Sokakta gelişigüzel dağıtılan her türlü
yem, farelerini domuzların sokaklara gelmesine sebebiyet veriyor. Daha çok üremelerine
de neden oluyor.
GELİŞMİŞ ÜLKELERDE PRENSİP BELLİ
"Gelişmiş ülkelerde prensip bellidir. En fazla iki hafta ilana çıkılır. Sahip çıkılmazsa uyutulur. Devletimiz, sahiplenme olmazsa bakım garantisi verilerek belediyeler tarafından oluşturulacak bakım evlerinde sağlıklı olanların bakımı yapılacak.
Sağlıksız olan hiçbir evcil hayvan barınağa alınmaz. Diğer hayvanlar açısında da risktir. İnsan sağlığı açısından da risktir."
HARUN SEKMEN