Mazeretsiz 10 gün göreve gelmeyen memura maaş ödenebilir mi?
Sayıştay Temyiz Kurulu, Üniversitesi Fen Fakültesinde teknisyen kadrosunda çalışmaktayken .... tarihinden itibaren habersiz, mazeretsiz ve izinsiz olarak işe gelmeyen memura maaş ödemesi yapıldığı ve bunun kamu zararı olduğuna hükmeden daire kararını onadı.
Müstafi sayılma işleminin mahiyeti nedir?
657 sayılı Kanunda "çekilmiş sayılma", devlet memurluğundan çıkarmadan
farklı olarak, bir daha devlet memurluğuna atanmaya imkan bırakmayan bir "disiplin
yaptırımı" olarak değil, geniş anlamı ile devlet memurluğundan çekilme
hakkının, iki farklı kullanım vasıtasından biri olarak düzenlenmiştir. Gerçekten,
Kanun Koyucu, 657 sayılı Kanunun ilgili maddelerini düzenleyiş biçimi ile, memur
bakımından "çekilmiş olma hukuki sonucu"nun doğumunun temelde iki
farklı biçimde gerçekleşebileceğini öngörmüştür. Bunlardan dar anlamı ile "çekilme"
("istifa") olarak nitelendirilen birincisi, memurun yazılı müracaatı
ile yani sarih irade açıklamasına dayalı olarak ortaya çıkmaktadır. Buna karşın
"çekilmiş sayılma" ("müstafi addedilme") olarak ifade edilen
ikincisi, belirli şartlara dayalı olarak, memurun zımni bir irade açıklamasının
mevcut olduğu varsayımına idarenin, icrai nitelikteki işlemi ile aynı hukuki
sonucu bağlamasıdır.
İdare bunu bir disiplin cezası olarak düşünmüş ve maaş ödemeye devam etmiştir
Sorumlu tarafından, temyiz dilekçesinde konuyla ilgili bilimsel bir makaleden
de yararlanılarak müstafi sayılmanın bir disiplin cezası olarak uygulanması
ile ilgili kronolojik bir çerçeve çizilmeye çalışılmış ve ilgili kişiye temyize
konu olayın disiplin cezası olarak uygulandığı yıllar içerisinde gerçekleşip
gerçekleşmediğine bakılması gerektiği ileri sürülmüş ise de; 21.08.1982 tarihli
ve 17789 sayılı Resmi Gazetede yürürlüğe giren ve uzun süre yürürlükte kalan
Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin
10 uncu maddesinde disiplin cezası olarak yer alan "çekilmiş sayılma",
söz konusu Yönetmelikte değişiklik yapan 29.02.2014 yürürlük tarihli Yönetmelik
ile disiplin cezası olmaktan çıkarılmış, bu Yönetmelik ile yapılan düzenleme
de yeterli olmamış ve "disiplin cezaların gerektiren hal ve durumları"
kanunla belirleme yoluna gidilmiş ancak bu amaçla çıkarılan 02.12.2016 tarihli
ve 6764 sayılı Kanunla 2547 sayılı Kanunun 53 üncü ve devamı maddelerinde yapılan
bu yöndeki değişiklik ve eklemelerle getirilen disiplin cezaları arasında yine
"çekilmiş sayılma"ya yer verilmemiştir.
10 gün dolunca memuriyetle ilişiği kesilmeliydi
Bu düzenlemelerden, temyize konu olayda adı geçen personelin çekilmiş sayılması
gerektiği tarihte "çekilmiş sayılma"nın disiplin cezası gerektiren
bir ceza olmadığı, dolayısıyla disiplin soruşturmasına gerek olmadan ilgilinin
memuriyetine son verilmesi gerektiği açık bir şekilde görülmektedir.
Sonuç itibarıyla, Ek İlamda yer alan tespit ve yasal açıklamalar ile sorumunun temyiz dilekçesindeki iddia ve itirazları birlikte değerlendirildiğinde, memurun görevini "mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın" 10 gün kesintisiz bir biçimde terk etmesi durumu ortaya çıktığı tarihten itibaren (.... tarihi itibari ile işe gelmemeye başlamış olup, .... tarihinde 10 günlük süre dolmakta olmakla beraber) daha önce başlatılan disiplin soruşturmasına son verilerek bu durumun tespit edilmesi ve memuriyetin sonlandırılması böylece maaş ödemelerinin yapılmaması gerekir
Yılı:2017
Dairesi:
Dosya No:49976
Tutanak No:56553
Tutanak Tarihi:13.3.2024
Mazeretsiz işe gelmeyen personele maaş ödemesi yapılması;
Üniversitesi Fen Fakültesinde teknisyen kadrosunda çalışmaktayken .... tarihinden itibaren habersiz, mazeretsiz ve izinsiz olarak işe gelmeyen .'ya maaş ödemesi yapıldığı gerekçesiyle . TL'nin tazminine ilişkin hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konunun Esası Yönünden İnceleme:
Kamu hizmetine girmede olduğu gibi kamu görevinden çekilme de bir haktır. Bu
doğrultuda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Genel Haklar" başlıklı
3 üncü bölümünün "Çekilme" başlıklı 20 nci maddesinde devlet memurlarının
bu haklarını, "kanunda belirtilen esaslara göre" kullanabilecekleri
düzenlenmiştir.
657 sayılı Kanunda "çekilmiş sayılma", devlet memurluğundan çıkarmadan farklı olarak, bir daha devlet memurluğuna atanmaya imkan bırakmayan bir "disiplin yaptırımı" olarak değil, geniş anlamı ile devlet memurluğundan çekilme hakkının, iki farklı kullanım vasıtasından biri olarak düzenlenmiştir. Gerçekten, Kanun Koyucu, 657 sayılı Kanunun ilgili maddelerini düzenleyiş biçimi ile, memur bakımından "çekilmiş olma hukuki sonucu"nun doğumunun temelde iki farklı biçimde gerçekleşebileceğini öngörmüştür. Bunlardan dar anlamı ile "çekilme" ("istifa") olarak nitelendirilen birincisi, memurun yazılı müracaatı ile yani sarih irade açıklamasına dayalı olarak ortaya çıkmaktadır. Buna karşın "çekilmiş sayılma" ("müstafi addedilme") olarak ifade edilen ikincisi, belirli şartlara dayalı olarak, memurun zımni bir irade açıklamasının mevcut olduğu varsayımına idarenin, icrai nitelikteki işlemi ile aynı hukuki sonucu bağlamasıdır.
657 sayılı Kanunun farklı maddelerinde, belirli durumlara dayalı ve birtakım şartlara bağlı olarak "göreve başlamayan", "göreve dönmeyen" memurların çekilmiş sayılacağına yer veren hükümler de mevcuttur.
Kanunun "Memurluğun Sona Ermesi" başlıklı 4 üncü bölümünün; "Çekilme" başlıklı 94 üncü maddesinde:
"Devlet memuru bağlı olduğu kuruma yazılı olarak müracaat etmek suretiyle memurluktan çekilme isteğinde bulunabilir. Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın, çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır.
Çekilmek isteyen memur yerine atanan kimsenin gelmesine veya çekilme isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar gelmediği veya yerine bir vekil atanmadığı takdirde, üstüne haber vererek görevini bırakabilir.
Olağanüstü mazeretle çekilenler, üstüne haber vermek şartıyla bir ay kaydına tabi değildirler."
Denilmekte olup, birinci fıkraya göre hem memurun yazılı başvurusu sureti ile çekilmesi hem de belirli şartlarda görev yerinin terki nedeni ile çekilmiş sayılması hali düzenlenmiştir.
657 sayılı Kanunda, özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek "aylıktan kesme" (m. 125/C/b); özürsüz ve kesintisiz 3-9 gün göreve gelmemek "kademe ilerlemesinin durdurulması" (m. 125/D/b); özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek "devlet memurluğundan çıkarma" (m. 125/E/d) disiplin cezalarını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Bunun aksine, "mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terkedilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi" 94 üncü maddesi uyarınca disiplin yaptırımı olarak düzenlenmemiştir. Kanun Koyucu, bu halde, idareye memurun maddede belirtilen koşullara dayalı fiili gerçekleştirmekle, örtülü de olsa çekilme iradesini ortaya koyduğunu tespit ve kabul etmek sureti ile memurluk statüsü ile ilişiğinin kesilmesi hukuki sonucuna yönelen bir idari işlem tesis etme yetki ve yükümlülüğü vermiştir.
Sorumlu tarafından, temyiz dilekçesinde konuyla ilgili bilimsel bir makaleden de yararlanılarak müstafi sayılmanın bir disiplin cezası olarak uygulanması ile ilgili kronolojik bir çerçeve çizilmeye çalışılmış ve ilgili kişiye temyize konu olayın disiplin cezası olarak uygulandığı yıllar içerisinde gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılması gerektiği ileri sürülmüş ise de; 21.08.1982 tarihli ve 17789 sayılı Resmi Gazetede yürürlüğe giren ve uzun süre yürürlükte kalan Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 10 uncu maddesinde disiplin cezası olarak yer alan "çekilmiş sayılma", söz konusu Yönetmelikte değişiklik yapan 29.02.2014 yürürlük tarihli Yönetmelik ile disiplin cezası olmaktan çıkarılmış, bu Yönetmelik ile yapılan düzenleme de yeterli olmamış ve "disiplin cezaların gerektiren hal ve durumları" kanunla belirleme yoluna gidilmiş ancak bu amaçla çıkarılan 02.12.2016 tarihli ve 6764 sayılı Kanunla 2547 sayılı Kanunun 53 üncü ve devamı maddelerinde yapılan bu yöndeki değişiklik ve eklemelerle getirilen disiplin cezaları arasında yine "çekilmiş sayılma"ya yer verilmemiştir. Bu düzenlemelerden, temyize konu olayda adı geçen personelin çekilmiş sayılması gerektiği tarihte "çekilmiş sayılma"nın disiplin cezası gerektiren bir ceza olmadığı, dolayısıyla disiplin soruşturmasına gerek olmadan ilgilinin memuriyetine son verilmesi gerektiği açık bir şekilde görülmektedir.
Sonuç itibarıyla, Ek İlamda yer alan tespit ve yasal açıklamalar ile sorumunun
temyiz dilekçesindeki iddia ve itirazları birlikte değerlendirildiğinde, memurun
görevini "mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın"
10 gün kesintisiz bir biçimde terk etmesi durumu ortaya çıktığı tarihten itibaren
(.... tarihi itibari ile işe gelmemeye başlamış olup, .... tarihinde 10 günlük
süre dolmakta olmakla beraber) daha önce başlatılan disiplin soruşturmasına
son verilerek bu durumun tespit edilmesi ve memuriyetin sonlandırılması böylece
maaş ödemelerinin yapılmaması gerekirken disiplin soruşturmasına devam edilerek
Kanun hükümlerine aykırı olarak "özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün
göreve gelmemek" gerekçesiyle (13.05.2019 tarihinde) "devlet memurluğundan
çıkarma" cezası verilmesi suretiyle haksız maaş ödenmesine sebep olunmasından
dolayı kamu zararına yol açılmıştır.