Aile Hekimliği Yönetmeliği'nde vatandaşa ve çalışana eziyet var!

İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği; "1 Kasım 2024' te Aile hekimliğinde değişiklik yapılmasına dair yeni bir eziyet yönetmeliği yayınlandı. Bu yönetmelikte hem vatandaşa hem çalışana eziyet var. Bizler eziyete ve bu çarp- böl Sigma hesaplamasına karşı çıkmaya geldik." açıklaması yaptı.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 20 Aralık 2024 21:24, Son Güncelleme : 20 Aralık 2024 21:29
Aile Hekimliği Yönetmeliği'nde vatandaşa ve çalışana eziyet var!

İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği'nden yapılan açıklama şu şekilde;

Sevgili meslektaşlarımız, hekimlerimiz,

Değerli basın mensupları, emniyet güçleri ve halkımız
Hepinizin bildiği üzere 1 Kasım 2024' te Aile hekimliğinde değişiklik yapılmasına dair yeni bir eziyet yönetmeliği yayınlandı. Bu yönetmelikte hem vatandaşa hem çalışana eziyet var. Bizler eziyete ve bu çarp- böl Sigma hesaplamasına karşı çıkmaya geldik.
Dünyanın hiçbir yerinde olmayan 6 ayda bir zorunlu hasta takibi ile asıl işimiz olan koruyucu sağlık hizmeti aksayacaktır. Sağlıklı bireylerin gerekmediği ve istemediği halde doktor kontrolüne zorlanması ile kaynak israfı ve iş kaybı oluşacak, sağlık harcamalarında gereksiz artış yaşanacaktır. Bu kısmını Maliye Bakanı Mehmet Şimşek' e de özellikle duyurmak istiyoruz.
Sorunlar yumağına yol açan bu eziyet yönetmeliğinin geri çekilmesi için alanlarda taleplerimizi aile hekimlerimizle birlikte anlatmaya çalışsak da Bakanlığın öneri ve eleştirilerimizi duymazdan gelip kulağını tıkadığına bir kez daha şahit olduk.
Bu yönetmelik ve kanun taslağı; ne halka ne hekimlere ne de biz ebe hemşirelere fayda sağlamadığı gibi ASM' lerin ticarileştirilmesinin önünü açacaktır. Bizlerin iş güvencesini ortadan kaldırmıştır. Pek çok Aile hekimliği biriminde ebe ve hemşire olmadan hizmet veriliyorken Aile sağlığı merkezlerinde ebe ve hemşire eksikliğinin giderilmesi gerekirken tam tersi istifaların artmasına neden olan yönetmelikte ısrar ediliyor.
Hastaların aile hekimlerinden usulsüz ve uygunsuz istekler yöneltmesi sonrası isteklerinin giderilmemesi gibi durumlarda hasta memnuniyetine göre alacağı düşük puanın maaşı etkilemesi şöyle dursun; ebe ve hemşirelerin de bu durumdan etkilenip maaş kesintisi yaşaması sizce ne kadar mantıklıdır. Ne kadar adildir? Bizler emek vererek bugünlere geldik. Her meslektaşımızın mutlaka karşılaştığı olumsuz şeyler olmuştur. En güzel örneği pandemi dönemidir. Uzun uzadıya bu döneme geri dönmemek adına geçen aşamalar, verilen emekler unutuldu mu? Şimdi ne oldu da memur sınıfının en düşük maaşını bizlere layık gördünüz. Emeğimizin karşılığı bu mu olmalı sizlere sorarım.
Aile sağlığı merkezlerine görev yapan ebe ve hemşirelerin maaş hesaplamasına esas alınan tavan ücretlerinin 1.5 olarak hesaplanması nedeniyle hak edişlerimizi alamamaktayız. Ayrıca gebe bebek çocuk takiplerine göre belirlenen oranlara lohusa izlemleri de eklenmiştir. Yaptığımız işin sayısı değil kalitelisi önemsenmelidir. Bizler müşteri hizmetleri değiliz. Puanlama ile maaş almayı değerli sağlık çalışanlarına reva gören bu sistemi nasıl kabul edebiliriz? Ailemizden biri vefat ettiğinde çocuğumuz olduğunda yıllık izne çıktığımızda, aşı yaptırmayan ailelerin redlerinde, ulaşılmayan hastalarda maaşlarımızın kesilmesinin vahimliğini haykırmaya geldik.
Bizler halkımızın sağlığı haklarımız için sonuç alıncaya kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz

Bizler bugün burada emeği sömürülmüş, neşesi söndürülmüş, aylığına göz dikilmiş meslek onuru ayaklar altına serilmiş birer meslek profesyonelleri olarak bulunmaktayız. Sadece kendimiz için değil gelecek nesiller ve bu mesleğe gönül vermiş gelecekteki meslektaşlarımız için de buradayız.
Bakanlığın bu eziyet yönetmeliği ile iş barışını bozmaya yönelik hareketlerini görüyor amaçlarını anlıyoruz. Bölünmüyoruz! Hekimlerimizle aylardır olduğu gibi el ele mücadelemize devam ediyoruz.
Bizim yetkimizde olmayan görevlerle bizim maaşımızı kırptınız. Hekimlerle bizi karşı karşıya getirmeye çalıştınız fakat biz bu oyunlara gelmiyoruz.
Hekimleri yaptıkları hastalık takiplerine göre değerlendiriyorsunuz. Peki biz ebe ve hemşireleri neye göre değerlendiriyorsunuz. Ölçtüğümüz tansiyona izlediğimiz bebeğe takip ettiğimiz gebeye veya vermediğiniz için yapamadığımız aşılara göre mi, neye göre?
Biz sigmalı formüllere yapmadığımız işlere göre değil verdiğimiz hizmete emeğe ve özveriye göre eşit işe eşit ve emekliliğe yansıyan tek kalemde ödeme istiyoruz.
ASM' lerden omuz omuza türlü imkansızlıklarla mücadele ettiğimiz ekip arkadaşlarımızla farklı ücretler ödeyerek iş barışımızı bozmanıza müsaade etmiyoruz.
Bakanlığa sesleniyoruz para ile terbiye edemezsiniz sadaka değil hakkımızı istiyoruz.

Biz hemşire ve ebeler yıllardır gerek koruyucu hizmetlerde , gerekse tedavi ve rehabilite edici hizmetlerde, nitelikli ve güvenli, doyurucu ve bütünleştirici bir hizmetin sunulabileceği koşulların sağlanması için çok çabaladık.
Bize eleman dediniz, bize çalışan dediniz bir hemşire ve ebe diyemediniz.
Ankara Büyük Aile hekimliği mitinginde, ardından 5-7 Kasım iş bırakma eylemlerinde, 2-6 Aralık iş bırakma eylemlerinde yayınlanan yönetmeliğin bir eziyet yönetmeliği olduğunu, bakanlığın çalışana ve aynı zamanda vatandaşa zulüm ettiğini hekimlerimizle omuz omuza anlatmaya çalıştık.
Bizi duymadınız bizi görmediniz bizi dinlemediniz.
Sağlık hizmetlerinde ek ödeme ve performans ödemelerinin adaletsizliğine dikkat çekmeye çalıştık.
Katsayı, taban ve tavan maaş, teşvik adaletsizliğini vurguladık.
Bizler bu ülkenin fakültelerinden mezun olmuş, sınavlara tabi tutulmuş, atanmış birer kamu meslek profesyonelleriyiz.
Yoksulluk sınırı altında kalan bir ödemeyi hak etmiyoruz.
Sağlık çalışanından her konuda yetinmesi, yetirmesi beklenmektedir.
Biz artık yetinemiyoruz.
Biz artık yetiremiyoruz.
Bu ülkede yıllardır aile planlaması malzemesi temin edilememektedir.
Doğum kontrol hapı yok, aylık iğne yok, üç aylık iğne yok, ria yok, kondom yok!
Buna rağmen bizlere baskı yaparak, tutanak tutarak, 15-49 yaş kadın izlemi yapılması istenmektedir.
Aylardır aşı dolaplarımız boş, aşımız yok!
Bakanlık aylardır aşı temini be lojistiğini sağlayamamaktadır. Hastalarımızın menfaatini düşünen bizler, performans kaygısı gütmeden, tane hesabı verilen aşıları önce en gerekli gördüğümüze uygulama yönünde inisiyatif kullanmak zorunda bırakılmaktayız.
Aşıyı temin edemeyenler, lojistiğini de sağlamayıp tane hesabı verdikleri aşıyı görev yerlerimizi bırakıp gidip bizim almamızı talep etmektedir.
Bizden Hyp yapmamızı istemekte ancak hastalarımıza kanser taramaları için randevu bulamadığımız ketem merkezlerini çoğaltmamakta direnmektedir.
Yaşadığımız bunca eksikliğe ve aksaklığa rağmen şifa veren eller olmaya yılmaz bir gayret ile devam etmekteyiz.
Bu kadar iş yükünün altında, imkansızlıklarla çalışan bizleri bir de maddi zorluklarla karşı karşıya bırakmaktasınız.
Pandemi döneminde '' hakkınız ödenmez ödenmez '' dediniz!
Ve bugün de yaşadığımız gibi, hala ödemediniz.
Olan maaşımıza da göz dikip, türlü kalemlerle, sigmalarla, formüllerle maaşımızı kestiniz.
Olmayanı oldurmaya, yetmeyen yitirmeye çalışmaktan yorulduk.
Bakanlığın istedim oldu, yaptım oldu politikalarından yıldık, yorulduk.
Kamu binası olmayan, dükkandan bozma, güneş ışığı bile almayan yerlerde çalışmaya çalışmaktan yorulduk.
Olmayan aşı yapamadığımız için savunma vermekten yorulduk.
Olmayan malzemeyle aile planlaması hizmete vermeye çabalamaktan yorulduk.
Bulunamayan randevu ile kanser taraması yapmaya çalışmaktan yorulduk.
Biz artık çok yorulduk.
Şimdi hemşire ve ebeler olarak soruyoruz?
Artık Sesimizi Duyuyor musunuz?
Bugün burada hemşire, ebe ve hekim el ele
Bakan Memişoğlu nerede?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber