Bakan Fidan: PKK'nın şiddet imparatorluğu artık çökmek üzere

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safedi ile görüştü. Görüşmenin ardından açıklamalarda bulunan Bakan Fidan, terör örgütü PKK ile mücadelenin devam ettiğini ifade ederek, "Kürt kardeşlerimizin asil duygularını sömürerek onlar üzerine kurdukları şiddet imparatorluğu artık çökmek üzere" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 06 Ocak 2025 16:53, Son Güncelleme : 06 Ocak 2025 16:53

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın ile Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, Ürdün Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Yusuf el-Huneyti ve Ürdün Genel İstihbarat Departmanı Başkanı Tümgeneral Ahmed Husni ile Dışişleri Bakanlığı'nda bir araya geldi. 3+3 formatında gerçekleşen toplantının ardından Bakan Fidan ve Safedi ortak basın toplantısı düzenledi.

"Karşılıklı kararlılığımızı teyit ettik"

Görüşme sonrasında yapılan ortak basın toplantısında konuşan Bakan Fidan, Ürdün'le Türkiye arasında 3+3 olarak nitelendirilen bir mekanizma olduğunu belirterek, "Bu mekanizma özellikle kriz anlarında, bölgedeki olağanüstü gelişmeler anında bir araya gelen bir mekanizma. Bu mekanizmada Dışişleri Bakanlığının koordinatörlüğünde Milli Savunma Genelkurmay Başkanlığımız ve istihbarat başkanlarımız bulunuyor. Gündemimizde hepinizin tahmin edeceği gibi başta Suriye olmak üzere temel bütün bölgesel gelişmeler vardı. Suriye'den başlayacak olursak zaten Esad rejiminin ilk düştüğü günden itibaren değerli kardeşimle ve Ürdün hükümetiyle çok yakın bir koordinasyon içerisinde bu meseleyi beraber yürütüyorduk. Bölgedeki diğer ortaklarımızla ayrıca, Avrupa'daki ve Amerika'daki diğer ortaklarımızla. Suriye'de özellikle kalıcı istikrarın önemini hep beraber vurguladık. Burada yeni idarenin uluslararası çapta, bölgesel çapta desteklenmesi, özellikle kuşatıcı bir hükümetin kurulması bir an önce temel hizmetlerin ve istikrarın sağlanması yolunda atılması gereken adımların ne olacağına ilişkin görüşlerin kendilerine iletilmesi ve Suriye halkıyla ve yeni yönetimle tam bir dayanışma içerisinde bu amaçla olması konusunda hemfikir kaldık. Peki Suriye'yi nasıl yeniden inşa edeceğiz? Nasıl kalkındıracağız? Temel problemlerine nasıl çözüm getireceğiz? Bugün önemli bir konu başlığımız da buydu. Değerli kardeşimle bu konuda yaptığımız istişareler neticesinde iki ülkenin kendi milli makamlarıyla koordinasyon içerisinde bulunarak özellikle ulaştırma, enerji, tarım, gıda güvenliği gibi konuları da bir araya gelerek bir an önce Suriye'deki kardeşlerimize yardım etmeye koordineli bir şekilde başlayalım. Bu konuda da karşılıklı kararlılığımızı teyit ettik. Kendimize bir yol haritası çıkardık" ifadelerini kullandı.

"Harita üzerinde beraber tartıştık"

Suriye'de ve bölgede etkisini devam ettiren DEAŞ tehlikesine karşı neler yapılabileceği konusunda konuştuklarını dile getiren Bakan Fidan, "Suriye'deki yeni ortamdan DEAŞ istifade etmek isterse hem askeri yetkililerimiz hem istihbarat yetkililerimiz neler yapabilir? Masada onları da harita üzerinde beraber tartıştık. Müteakip düzeyde özellikle terörle mücadele başta olmak üzere ve diğer konuları da kapsayacak şekilde bölgede başta Irak olmak üzere diğer ortakların da bu masa etrafında bir araya gelerek bizimle aynı konuları tartışması konusunda mutabık kaldık. Aynı şekilde yine PKK'yla alakalı hassasiyetlerimiz, bölgede PKK'nın, YPG'nin mevcut durumdan istifade etmemesi, silahlarını bırakarak yeni yönetime bir an önce dahil olması, teröristlerin bölgeden çıkması konularında da kardeşimizle konuştuk. Müteakip toplantılarda tekrar hem Irak'ın, hem Suriyeli yetkililerin olduğu bir formatla da bir araya gelip konuları özellikle komşu ülkeler formatında da tekrar nasıl ele alabiliriz onu da gözden geçirdik. Irak'la ikili ilişkilerimizin nasıl ilerlemesi gerektiğini, Irak'a hep beraber nasıl daha fazla yardımcı olabiliriz? Bölgesel istikrar nasıl daha ileri gidebilir? Bu konularda da görüş alışverişinde bulunduk. Lübnan'da istikrarın sağlanması için ne yapabiliriz, neler yapabiliriz? Oradaki hassasiyetler neler? Biz bölge ülkeleri olarak nasıl katkıda bulunuruz o konuda da görüşüp alışverişinde bulunduk. Tabii ki olmazsa olmazımız Gazze ve Filistin meselesi. Biliyorsunuz Ürdün'ün özellikle Mescidi Aksa'yla ilgili önemli rolleri var. Biz baştan Gazze olmak üzere şu anda bölgede devam eden İsrail soykırımını ve neticelerini tekrar gözden geçirdik" diye konuştu.

"PKK'nın şiddet imparatorluğu artık çökmek üzere"

Açıklama sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Fidan, bir gazetecinin 'Suriye'deki terör grupları ile mücadele konusu çözüme kavuşacak mı' sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Maalesef başta DEAŞ olmak üzere birçok terör örgütü aslında sınırlarımızın ötesinde varlığını devam ettiriyor. DEAŞ'tan başlayacak olursak, DEAŞ Müslüman toplumlar için zehirdir. Dinimizi kullanarak, sınırsız şiddet uygulayarak, vahşice insanları öldürmesi, terör yoluna gidilmesi ve istikrarsızlığın oluşturulması, kaosun oluşturulması tabii ki bizim sessiz kalacağımız bir durum değildir. Sadece kendi ülkemizde değil sınırlarımızın ötesinde de İslam toplumlarının ortak problemi olan bu beladan kurtulmak için büyük bir hassasiyetle mücadele ediyoruz. Çok ülkenin iş birliğini gerektiren bu konuda özellikle Ürdün gibi ortak ve dost kardeş ülkelerle bir araya gelip başta istihbarat paylaşımı olmak üzere ortak operasyon yapmak üzere bütün metotları kullanıyoruz. Bölgemizde DEAŞ'ın tekrar yükselmemesi bizim için çok önemli. Dolayısıyla biz kimden emir aldığı belli olmayan, sadece şiddet için şiddet yapan bu örgütle mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. Diğer taraftan PKK meselesi var. PKK'yla da mücadelemiz biliyorsunuz devam ediyor. Kürt kardeşlerimizin asil duygularını sömürerek onlar üzerine kurdukları şiddet imparatorluğu artık çökmek üzere. PKK/YPG'ye, Türkiye'nin düşmanına, NATO üyesi olan bir ülkenin düşmanını, siz sırf hapishane hizmetleri versin diye, gardiyanlık yapsın diye alıp başka bir boyutta hem kendi siyasetinizi prezante ediyorsunuz. Kendi toplumunuza prezante ediyorsunuz. Onlara yalan söylüyorsunuz başta. Hem de bütün dünyaya. Farklı bir şekilde sunarak bütün dünya yalan söylüyorsunuz. Burada bir hapishane hizmetleri var, bir gardiyanlık hizmeti var. Hapishane şartlarını Suriye'deki yönetim de sağlayabilir. Türkiye de bu konuda katkı verebilir. Bunu biz defaatle söyledik. Ama bölgede emelleriniz farklıysa, DEAŞ'ı bahane ederek PKK'yı güçlendirerek, ayakta tutarak, Kürt kardeşlerimizi de sömürerek tıpkı DEAŞ örneğinde olduğu gibi başka bir politikaya hizmet edilmek isteniyorsa ona da geçit yok. O konuda da gerçekten çok hassasız, çok yakından takip ediyoruz. Her türlü oyunu görecek durumdayız. Sadece görecek durumda değil aynı zamanda bozacak durumdayız."

Suriye'nin güvenliği ve istikrarı konusunda Türkiye ile aynı görüşleri paylaştıklarını belirten Safedi ise, "Suriye güvenliğine ve istikrarına tekrar kavuşmalı ve aynı zamanda yeniden kalkınma hamlesine girmeli. Kardeşlik içerisinde, sadakat içerisinde biz de Suriye ve Suriye halkına karşı yaklaşımlarımızı sürdürmekteyiz. Biz her iki ülke Suriye'nin komşu ülkesiyiz. Suriye'nin istikrarı bizim de aynı şekilde güvenlik ve istikrarımızdır. Suriye'de bir kaosun çıkması bizim işimize gelmez ve güvenliğimizi, ortak güvenliğimizi de etkiler. Dolayısıyla bizim buradaki mesajımız tektir. Suriye halkının kendi iradesiyle hayatta durması ve ülkesini tekrar kalkındırmalı, güvenliğini ve egemenliğini sağlamalı ve daha iyi gelecek olması çok önemlidir" ifadelerine yer verdi.

"Türkiye'nin güvenliğini, istikrarını tehdit eden ne varsa bölgeyi tehdit eder"

Suriye'deki PKK/PYD terör örgütü tehlikesinin bölgesel bir sorun olduğunu belirten Safedi, "Türkiye'nin güvenliğini, istikrarını tehdit eden ne varsa bölgeyi tehdit eder diye söylüyoruz. Dolayısıyla Türkiye'deki kardeşlerimizi PKK ile mücadele konusunda destekliyoruz. Bakan Bey de bunu açıkladı, biz de PKK'ya karşıyız. Türkiye'ye kötülük getirecek her şeye karşıyız. Dolayısıyla tabii ki PKK, Suriye'deki bütün Kürtleri temsil etmemektedir. Kürtler tabii ki Suriye toplulukları içerisinde bir topluluktur, Suriyelidir. Ancak PKK bunları temsil etmemektedir. Biz de Türkiye ile aynı görüşteyiz. Haklı tutum ne ise tabii ki Suriye'de de Kürtlerin de kendi topraklarında eşit bir şekilde diğer kesimlerle birlikte yaşama hakkını tanıyoruz. Herkesin orada bu şekilde yaşamasını istiyoruz. Suriyelilerin artık hep birlikte çalışıp bu tahribatı nasıl onarırız diye düşünmeleri lazım" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber