Öğretim üyesi atamalarında puan üstünlüğü dikkate alınmalı!

Danıştay Sekizinci Dairesi, öğretim üyesi kadrolarına atamalarda akademik faaliyet puan üstünlüğünün dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğine hükmetti!

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 26 Ocak 2025 14:00, Son Güncelleme : 26 Ocak 2025 16:29
Öğretim üyesi atamalarında puan üstünlüğü dikkate alınmalı!

Dava konusu olayda, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde ilan edilen Doçent kadrosuna iki aday müracaat etmiştir. İlgili üniversite yapılan değerlendirme sonrası, akademik faaliyet puanı daha düşük olan adayın ataması yapılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi, konu hakkında verdiği kararda davacının diğer adaya göre puanının çok daha fazla olduğu gerekçesiyle atama işleminin iptaline karar vermiştir.

Bölge idare mahkemesi; bir üniversitenin doçent kadrosuna atama yaparken akademik ihtiyaç ve öncelikleri doğrultusunda tercihte bulunulmasının takdir yetkisi kapsamında olduğu, bu takdir yetkisinin hizmet gerekleri gözetilmeksizin kullanıldığı ortaya konulmadıkça üniversitenin takdir yetkisini belli bir yönde kullanması için yargı kararıyla zorlanamayacağı gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının iptaline karar vermiştir.

Danıştay Sekizinci Dairesi ise öğretim üyeliğine başvuran adayların başvuru alanlarıyla ilgili olarak "Ankara Üniversitesi Öğretim Üyeliği Kadrolarına Atama ve Yükseltme Asgari Koşullarında" yer alan asgari kriterleri sağlaması gerektiği ve anılan düzenlemede yer alan"Değerlendirmede Kullanılacak Puanlar" kısmında makale, kitap, atıf ,lisansüstü tezlerde danışmanlık, bilimsel araştırma projesi gibi başlıklar altında adayların sağlaması gereken puanlara yer verildiği dikkate alındığında doçentlik kadrosuna yapılacak atamalarda adayların puan üstünlüklerinin dikkate alınmayacağından söz edilemeyeceğine dikkat çekerek Bölge İdare Mahkemesinin kararının iptaline karar vermiştir.

T.C.

D A N I Ş T A Y

SEKİZİNCİ DAİRE

Esas No : 2023/6091

Karar No : 2024/4224

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) ...

VEKİLİ : Av. ...

2- (DAVALI YANINDA MÜDAHİL) ...

VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Üniversitesi

VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ...gün ve E:..., K:... sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Kayseri Şehir Hastanesinde ...yan dal uzmanı olarak görev yapan davacı tarafından, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ... Ana Bilim Dalı ... bilim dalında ilan edilen doçentlik kadrosuna yaptığı atanma talebinin uygun bulunmamasına dair ... tarih ve... sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporu dikkate alınarak; davalı üniversitenin Tıp Fakültesi ... Anabilim Dalı ... bilim dalında ilan edilen doçentlik kadrosuna başvuran davacı ve müdahilin söz konusu kadroya atanmak için mevzuatta aranan tüm şartları taşıdığı, başvuru dosyasında sundukları eserlerinin yeterli nitelik ve nicelikte olduğu görülmüş ve davacının puanının müdahilin puanından çok daha fazla olduğu, bu bağlamda kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından söz konusu kadroya davacının atamasının yapılmasının gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal haklarının davanın açıldığı 19/11/2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine ve özlük haklarının verilmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bir üniversitenin doçent kadrosuna atama yaparken akademik ihtiyaç ve öncelikleri doğrultusunda tercihte bulunulmasının takdir yetkisi kapsamında olduğu, bu takdir yetkisinin hizmet gerekleri gözetilmeksizin kullanıldığı ortaya konulmadıkça üniversitenin takdir yetkisini belli bir yönde kullanması için yargı kararıyla zorlanamayacağı, davalı üniversitenin Tıp Fakültesi....Anabilim Dalı ... Bilim Dalında ilan edilen doçentlik kadrosuna başvuran davacı ve müdahilin söz konusu kadroya atanmak için mevzuatta aranan tüm şartları sağladıkları, başvuru dosyasında sundukları eserlerinin yeterli nitelik ve nicelikte olduğu, puanın atanmada tek ölçüt olmadığı, davalı Üniversitenin kendi akademik ihtiyaç ve önceliklerini gözeterek doçentlik kadrosuna atama yaptığı, dolayısıyla takdir yetkisinin hizmet gerekleri gözetilerek kullanıldığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davalı idarece yapılan istinaf başvurularının kabulüne, başvuruya konu mahkeme kararının kaldırılmasına; davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idarenin takdir yetkisinin sınırsız olmadığı, bu yetkinin kamu yararı ve hizmet gerekleri kapsamında kullanılması gerektiği, Mahkemelerce bilirkişi raporunun teknik kısmının esas alınması gerektiği; davalı yanında müdahil tarafından ise, Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 03/02/2023 gün ve E:2021/4, K:2023/1 sayılı kararı uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden kararın vekalet ücreti yönünden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı yanında müdahil tarafından; istemin reddi gerektiği savunulmuş; davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Dava; Kayseri Şehir Hastanesinde ... yan dal uzmanı olarak görev yapan davacı tarafından, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ... Ana Bilim Dalı ... bilim dalında ilan edilen doçentlik kadrosuna yaptığı atanma talebinin uygun bulunmamasına dair ... tarih ve... sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun"Doçentlik ve atama" başlıklı 24. maddesinin (d) fıkrasında, "Yükseköğretim kurumları, doçent kadrosuna atama için, doçentlik unvanına sahip olmanın yanında Yükseköğretim Kurulunun onayını almak suretiyle, münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak, bilim veya sanat disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir nitelikte ek koşullar belirleyebilirler. Yükseköğretim kurumlarının belirlediği ek koşullar arasında sözlü sınavın yer alması halinde bu sınav Üniversitelerarası Kurul tarafından oluşturulacak jürilerce yapılır." hükmü, (e) fıkrasında, "Doçentlik unvanına sahip olanlar yükseköğretim kurumları tarafından ilan edilen doçent kadrolarına başvurur. Doçent kadrosuna başvuran adayların durumlarını incelemek üzere rektör tarafından, varsa biri ilgili birim yöneticisi, en az biri de o üniversite dışından olmak üzere üç profesör tespit edilir. Bu profesörler her aday için ayrı ayrı olmak üzere birer rapor yazarlar ve kadroya atanacak birden fazla aday varsa tercihlerini bildirirler. Üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü yönetim kurulunun bu raporları göz önünde tutarak alacağı karar üzerine, rektör atamayı yapar." hükmü düzenlenmiş, aynı Kanunun 65. maddesinde ise, bu kanun kapsamındaki yükseköğretim kurumlarında doktor öğretim üyeliğine, doçentlik ve profesörlüğe yükseltilme ve atanma işlemlerinin Yükseköğretim Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
12/06/2018 tarih ve 30449 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği'nin "Atanma şartı" başlıklı 8. maddesinde, "(1) Doçent kadrolarına atanabilmek için, 2547 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi uyarınca doçentlik unvanını almış bulunmak veya yurt dışında alınan doçentlik unvanının, 2547 sayılı Kanunun 27 nci maddesi gereğince Üniversitelerarası Kurul tarafından Türkiye'de geçerli sayılmış olması gereklidir. (2) Yükseköğretim kurumlarının 2547 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi uyarınca doçent kadrolarına atama için belirlediği ek koşullar arasında sözlü sınavın yer alması halinde Üniversitelerarası Kurul tarafından oluşturulacak jüriler tarafından yapılacak bu sınavda başarılı olmak gereklidir. Ancak sözlü sınav sonucunda doçentlik unvanını kazananlar için ek koşul olarak sözlü sınavdan başarılı olma şartı getirilemez." düzenlemesine, "İlan ve başvuru" başlıklı 9. maddesinde, "(1) Bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsündeki açık bulunan doçent kadroları, Resmi Gazete'de ve üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünün internet ana sayfasında rektörlükçe ilan edilerek duyurulur. Bu ilanda adaylara on beş günden az olmamak üzere başvuru süresi tanınır ve son başvuru tarihi

belirtilir. (2) Adaylar özgeçmişlerini, bilimsel çalışma ve yayınlarını kapsayan bir dosyayı dört nüsha olarak, ilanda belirtilen süre içerisinde rektörlüğe teslim eder." düzenlemesine, "Atama süreci" başlıklı 11. maddesinde ise, "(1) Rektör, ilan edilen doçent kadrosuna başvuran adayların durumlarının incelenmesi için en az biri başka üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünden olmak üzere adayın başvurduğu bilim alanı ile ilgili olan üç profesörü, ilana son başvuru tarihinden itibaren on beş gün içinde, sözlü sınavın yapılması halinde ise sözlü sınavların bitiş tarihinden itibaren on beş gün içinde tespit eder. İlan edilen kadronun bulunduğu birimin bölüm başkanının profesör olması halinde, tespit edilecek üç profesörden birinin bölüm başkanı olması zorunludur. (2) Rektör, aday veya adayların özgeçmişlerini, bilimsel çalışma ve yayınlarını kapsayan dosyaları bu profesörlere göndererek kişisel raporlarını bir ay içinde bildirmelerini ister. Bu profesörler aday veya adaylar hakkında ayrı ayrı tercih ve görüşlerini rektöre bildirir. (3) Dosya inceleme sonuçlarının bir ay içinde gelmemesi halinde aynı usulle tespit edilen başka profesörlere dosyalar incelenmesi için gönderilir. (4) Rektör dosya inceleme sonuçlarına dayanarak, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü yönetim kurulunun gerekçeli görüşünü de aldıktan sonra atama hakkındaki kararını verir. (5) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 34 üncü maddesi uyarınca sözleşmeli çalıştırılacak yabancı ülke vatandaşı öğretim elemanlarının doçent kadrolarına atanma ile ilgili yukarıda yer alan şartları sağlamaları kaydıyla, sözleşmeli olarak çalıştırılmasında bu Yönetmelikte belirlenen ilan şartı dışındaki usul ve esaslar uygulanır. Düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdareler, normlar hiyerarşisine aykırı olmayacak şekilde, hizmet etkinliğinin sağlanması için gerekli önlemleri alma, bu kapsamda mevzuat değişikliği yapma hususunda takdir yetkisine sahiptirler. Kamu hizmetlerinin hangi koşullar altında ve nasıl yürütüleceğini önceden saptamak her zaman mümkün olmadığı için, gelişen durumlara ayak uydurmak ve ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayabilmek amacıyla düzenleyici işlemler üzerinde gerekli değişiklikleri yapma hususunda idarelerin takdir yetkisi bulunduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır.
İdareye tanınan bu takdir yetkisinin, idarenin keyfi olarak hareket edebileceği anlamına gelmeyeceği de izahtan varestedir. Takdir yetkisinin yargısal denetimi, bu yetkinin hukuka, eşitlik ilkesine ve kamu yararına uygun olup olmadığı ile sınırlıdır.
İdare Mahkemesince, uyuşmazlığın çözümü için; davacının ve bahse konu doçentlik kadrosuna başvuran diğer aday müdahil ...'ın doçentlik başvuru dosyaları incelenmek suretiyle bilirkişi incelenmesi yaptırılmış olup; bilirkişi heyetince hazırlanan 05/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda; her iki adayın da başvuru koşullarını sağladığı, davacının alması gereken puanın 2.916,5, müdahilin alması gereken puanın ise 1.387,65 olduğu, puanın tek başına bir ölçüt olamayacağı, asgari şartları taşıyan her iki aday arasında Üniversitenin akademik öncelikleri ve ihtiyaçlarını gözeterek tercih yapabileceği belirtilmiştir.
Her ne kadar temyize konu Bölge İdare Mahkemesice verilen kararda; puanın atanmada tek ölçüt olmadığı, davalı Üniversitenin kendi akademik ihtiyaç ve önceliklerini gözeterek doçentlik kadrosuna atama yaptığı, dolayısıyla takdir yetkisinin hizmet gerekleri gözetilerek kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, öğretim üyeliğine başvuran adayların başvuru alanlarıyla ilgili olarak "Ankara Üniversitesi Öğretim Üyeliği Kadrolarına Atama ve Yükseltme Asgari Koşullarında" yer alan asgari kriterleri sağlaması gerektiği ve anılan düzenlemede yer alan "Değerlendirmede Kullanılacak Puanlar" kısmında makale, kitap, atıf ,lisansüstü tezlerde danışmanlık, bilimsel araştırma projesi gibi başlıklar altında adayların sağlaması gereken puanlara yer verildiği dikkate alındığında doçentlik kadrosuna yapılacak atamalarda adayların puan üstünlüklerinin dikkate alınmayacağından söz edilemez.
Bu itibarla; dosyada yer alan bilirkişi raporundan davacı ve müdahilin söz konusu kadroya atanmak için asgari başvuru koşullarında yer alan puanlama kriterleri açısından koşulları sağladığı, davacının alması gereken puanın 2.916,5 (en fazla puanlama sınırı dikkate alınarak yapılan toplam 1180.5) müdahilin alması gereken puanın ise 1.387,65 (en fazla puanlama sınırı dikkate alınarak yapılan toplam 788,65) olduğu anlaşılmış olup; davacının puan üstünlüğü dikkate alındığında kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından anılan kadroya davacının atanma talebinin uygun bulunmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından davanın reddine yönelik temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,

2. ... Bölge İdare Mahkemesi ...İdari Dava Dairesinin ... gün ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,

4. Kesin olarak 05/07/2024 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

(X)-Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber