MEB, Proje Okullarına Atamada Belirsizliği Gidermeli!
Proje okullarında dört yılını dolduran öğretmenler ilişkin ilk uygulama bu yıl yapılacak. Bu nedenle on binlerce öğretmeni ilgilendiren bir süreç yaşanacak. MEB bu süreci açık bir şekilde yürütmeli, yöntemini de önceden açıklamalıdır.
2023 yılında Proje okullarına öğretmen atama ile ilgili olarak tercihler de alındığı halde 2 yıllık erteleme yapılmış ve 4 yılını dolduran öğretmenler (ki bu kurumlarda şu anda görev yapanların neredeyse tamamı) 2023 ve 2024'de de okullarında kalmışlardı.
Bu yıl iki yıllık süre dolmaktadır. MEB hem yönetici görevlendirme hem de öğretmen atamaları noktasına proje okulları ile ilgili önce takvimi ardından da kılavuzu yayımladı.
MEB 2024 yılında genel bir yaklaşımla (bazı özel durumlar yaşansa da)
- Proje okullarında geçici görevlendirme olan öğretmenleri görevlendirme oldukları okullara atanmaları yöntemi uygularken,
- Diğer boş kadrolarda ise yine genel anlamıyla hizmet puanını esas aldı.
2024'de 2 yıllık uzatma nedeniyle 4-8 yılını dolduranlara yönelik işlem yapılmadığından sadece boş olan kadrolara atama yapıldı diyebiliriz.
Bu yıl ise iki yıllık uzatma sona erdiğinden binlerce hatta on binlerce öğretmen yer değiştirme ile karşı karşıya kalacak.
İşte bu noktada kafalarda soru işaretleri var. Çünkü proje okullarına atamada (atanma şartı hariç) hiçbir kriter yok. Bu durum uygulamanın başladığı 2016 yılından beri keyfiyetlere ve doğal olarak tartışmalara yol açtı.
Bu yıl özellikle 4 yılını dolduracak öğretmenler durumlarının ne olacağını sormaktadırlar. Mevzuata göre süreleri 4 yıl daha kurumlarında uzatılabilir.
İşte bu noktadaki kafa karışıklıklarını gidermek bakanlığa düşüyor.
Yani MEB mevzuatta olmayan kılavuzda da yazmadığı uygulama yöntemini açıklamalıdır.
Örneğin isteyen öğretmenlerin tamamının görev süresini 4 yıl daha uzatacak mı?
Uzatmayacaksa nasıl bir yöntem uygulayacak?
Boş kadrolara ya da 4 yılı dolduranlardan boşalacak kadrolara atamalar nasıl yapılacak? Hizmet puanı mı esas alınacak yoksa başkaca bir yöntem mi uygulanacak?
İşte bu belirsizlikler öğretmenlerin performansını da etkilemektedir. Geleceğini göremeyen öğretmen ikilemlerle karşı karşıya kalmaktadır.
MEB'de 2016 yılından beri sorun olan bu konuda bakan TEKİN'in de "ben müsteşarken bu konuyu böyle sorunlu bırakmamıştım" demesine dahi yol açtığı konuşulmaktadır. Hatta bu konuda geçen yıl proje okulu sayısını azaltma noktasında da adımlar atılmak istenmiş fakat bu yıla ertelendiği anlaşılmıştı. Bu yıl de bu konuda somut bir adım (münferit var) görülemedi.
MEB'in konuyu açıklığa kavuşturması, kapalı kapı ardı diplomasi tartışmalarını sonlandıracak adımlar atması yerinde bir yaklaşım olacaktır.
MEB daha da ileri bir adım atarak hem yönetici görevlendirmelerinde hem de öğretmen atamalarında objektif kriterleri içeren mevzuat düzenlemesini hızla yapmalıdır.
Gerekirse geçmişte özellikle Fen, Sosyal Bilimler ve Anadolu Liselerinde (tüm liseler Anadolu Lisesi olmadan önce) de uyguladığı sınav yöntemini de uygulayabilir. Burada önemli olan eşit şartlarda yarış, objektif kriter ve keyfiyete son veren uygulama yapılmasıdır. Aksi halde en gözde (başarılı) çocuklarımızın tercih ettiği proje uygulayan okullarımız, tartışmalardan kurtulamayacak, burada çalışan öğretmenlere farklı bakış açısı değişmeyecektir. Hakkıyla liyakati ile atanan öğretmen dahi "nasıl atandı?" sorusu ile karşı karşıya kalabilecektir.
Maksut BALMUK
Öğretmen, Yazar