Bir işleme karşı dava açanlar aynı konuda başka mahkemede dava açabilir mi?

Tıp Fakültesinde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken 14/11/1996 tarihinde istifa eden ve yurt dışı hizmet borçlanması yoluyla 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında 01/09/2021 tarihinden geçerli olmak üzere araştırma görevlisi kadro unvanı üzerinden emekli aylığı almaya başlayan davacı tarafından; 5434 sayılı Kanun'un Ek 84. maddesi uyarınca ilave ödemeden yararlandırılması talebiyle açtığı dava devam ederken tekrar dava açmasını hukuka aykırı bularak davayı reddetti.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 21 Şubat 2025 16:00, Son Güncelleme : 21 Şubat 2025 11:56
Bir işleme karşı dava açanlar aynı konuda başka mahkemede dava açabilir mi?

Derdestlik ne demek?

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Dava şartları" başlıklı 114. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde, "Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması" dava şartları arasında sayılmış; "Dava şartlarının incelenmesi" başlıklı 115. maddesinde de, mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davayı usulden reddedeceği kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Kanun'un 114. maddesinin gerekçesinde de; "Maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde ise aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması hususu yani teknik bir ifadeyle derdestlik iddiası bir olumsuz dava şartı haline getirilmiş ve bu suretle derdestlik itirazı ilk itiraz olmaktan çıkartılıp; dava şartına ilişkin usuli bir itiraza dönüştürülmesi sağlanmıştır. Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukuki korunma sürecini başlatmıştır. Artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı kalmamıştır; bu bağlamda hukuken korunma ihtiyacı içerisinde bulunmamaktadır ve onun yapacağı tek iş, davanın sonucunu beklemekten ibarettir. Öte yandan, dava açmaktaki yarar hukuki olmalıdır; ideal veya ekonomik yarar tek başına yeterli değildir. Dolayısıyla daha önce açılmış ve halen görülmekte olan bir davanın, hangi saikle olursa olsun ikinci kez açılması halinde, davacının bu ikinci davayı açmaktaki kararı hukuki değildir. O halde derdestlik itirazının korunmasının temelinde, aynı davanın tekrar açılıp görülmesinin sağlanmasında davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi yatmaktadır." ifadelerine yer verilmiştir.

Mahkeme derdestliği dikkate alarak davayı reddetti

Dosyanın incelenmesinden; 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında araştırma görevlisi kadro unvanı üzerinden emekli aylığı almakta olan davacı tarafından; 5434 sayılı Kanun'un Ek 84. maddesi uyarınca ilave ödemeden yararlandırılması talebiyle 27/10/2022 tarihinde yaptığı başvurunun reddi üzerine, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 20/12/2018 tarih ve 17442701 sayılı Genel Yazısı'nın "B- İlave Ödemeden Yararlanamayacak Olanlar" bölümünün 7. bendinin iptali istemiyle 23/12/2022 tarihinde Dairemizin E:2023/577 sayılı dosyasında ilk davanın açıldığı; söz konusu dava devam etmekte iken, aynı istemle 05/06/2024 tarihinde bakılmakta olan ikinci davanın açıldığı; ilk dava ile bakılmakta olan davanın (ikinci davanın) tarafları, konusu ve sebeplerinin aynı olduğu anlaşılmaktadır.

T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2024/3663
Karar No: 2024/3524

DAVANIN KONUSU:
..Üniversitesi Tıp Fakültesinde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken 14/11/1996 tarihinde istifa eden ve yurt dışı hizmet borçlanması yoluyla 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında 01/09/2021 tarihinden geçerli olmak üzere araştırma görevlisi kadro unvanı üzerinden emekli aylığı almaya başlayan davacı tarafından; 5434 sayılı Kanun'un Ek 84. maddesi uyarınca ilave ödemeden yararlandırılması talebiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 20/12/2018 tarih ve 17442701 sayılı Genel Yazısı'nın "B- İlave Ödemeden Yararlanamayacak Olanlar" bölümünün 7. bendinin iptali istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakimi...'ın açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:
.Üniversitesi Tıp Fakültesinde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken 14/11/1996 tarihinde istifa eden ve yurt dışı hizmet borçlanması yoluyla 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında 01/09/2021 tarihinden geçerli olmak üzere araştırma görevlisi kadro unvanı üzerinden emekli aylığı almaya başlayan davacı tarafından; 5434 sayılı Kanun'un Ek 84. maddesi uyarınca ilave ödemeden yararlandırılması talebiyle 27/10/2022 tarihinde yaptığı başvurunun reddi üzerine, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 20/12/2018 tarih ve 17442701 sayılı Genel Yazısı'nın "B- İlave Ödemeden Yararlanamayacak Olanlar" bölümünün 7. bendinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle 23/12/2022 tarihinde dava (ilk dava) açılmıştır.

Dairemizin E:2023/577 esasına kaydedilen söz konusu davada; davacının yürütmenin durdurulması istemi, Dairemizin 09/10/2023 tarih ve E:2023/577 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Söz konusu dava dosyasına ilişkin Danıştay Savcısı düşüncesi 26/03/2024 tarihinde davacıya tebliğ edildikten sonra ve davanın esası hakkında Dairemizce henüz bir karar verilmeden önce (diğer bir deyişle dava derdest iken); davacı tarafından, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 20/12/2018 tarih ve 17442701 sayılı Genel Yazısı'nın "B- İlave Ödemeden Yararlanamayacak Olanlar" bölümünün 7. bendinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle 05/06/2024 tarihinde, ... İdare Mahkemesinde işbu ikinci dava açılmış; anılan Mahkemenin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla davanın görev yönünden reddine karar verilerek Danıştay'a gönderilen dosya Dairemizin 2024/3663 esasına kaydedilmiştir.

Öte yandan, işbu (ikinci) davanın açıldığı tarihten sonra, Dairemizin 25/06/2024 tarih ve E:2023/577, K:2024/3129 sayılı kararıyla ilk davanın esastan reddine karar verilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinde, "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, dosyanın taraflar ve ilgililerce incelenmesi, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır..." hükmü yer almıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Dava şartları" başlıklı 114. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde, "Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması" dava şartları arasında sayılmış; "Dava şartlarının incelenmesi" başlıklı 115. maddesinde de, mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davayı usulden reddedeceği kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Kanun'un 114. maddesinin gerekçesinde de; "Maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde ise aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması hususu yani teknik bir ifadeyle derdestlik iddiası bir olumsuz dava şartı haline getirilmiş ve bu suretle derdestlik itirazı ilk itiraz olmaktan çıkartılıp; dava şartına ilişkin usuli bir itiraza dönüştürülmesi sağlanmıştır. Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukuki korunma sürecini başlatmıştır. Artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı kalmamıştır; bu bağlamda hukuken korunma ihtiyacı içerisinde bulunmamaktadır ve onun yapacağı tek iş, davanın sonucunu beklemekten ibarettir. Öte yandan, dava açmaktaki yarar hukuki olmalıdır; ideal veya ekonomik yarar tek başına yeterli değildir. Dolayısıyla daha önce açılmış ve halen görülmekte olan bir davanın, hangi saikle olursa olsun ikinci kez açılması halinde, davacının bu ikinci davayı açmaktaki kararı hukuki değildir. O halde derdestlik itirazının korunmasının temelinde, aynı davanın tekrar açılıp görülmesinin sağlanmasında davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi yatmaktadır." ifadelerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Türk Dil Kurumunun Güncel Türkçe Sözlüğünde "derdest" kavramı, "görülmekte olan" şeklinde tanımlanmış; doktrinde ise "derdestlik", tarafları veya konusu bakımından halihazırda açılmış ve halen görülmekte olan bir davanın, aynı veya bir başka mahkeme önünde ikinci kez açılması olarak ifade edilmiştir.
Derdestlik durumunun ortaya çıkması için; "aynı davanın iki kere açılmış olması", "birinci davanın görülmekte (derdest) olması" ve "birinci dava ile ikinci davanın aynı dava olması" şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Davaların aynı dava olarak kabul edilebilmesi de; davaların taraflarının, konularının, dava konusu işlemlerin ve hukuki sebeplerinin aynı olmasına bağlıdır.
Derdestlik durumu ise; yeni açılmış olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış ve görülmekte (derdest) olduğunun taraflarca ileri sürülmesi ya da mahkemece re'sen yapılacak araştırma ile tespit edilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda "derdestlik" müessesesi düzenlenmemiş ve bu Kanun'un 31. maddesinde, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve onun yerine çıkarılan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun derdestlik ile ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte; tarafları ve konusu aynı olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve görülmekte olduğunun saptanması halinde; usul hukukunun temel kavramlarından olan derdestlik müessesesinin temelinde yatan, ilk davanın aynısı olan ikinci davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı olgusundan hareketle, ikinci davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında araştırma görevlisi kadro unvanı üzerinden emekli aylığı almakta olan davacı tarafından; 5434 sayılı Kanun'un Ek 84. maddesi uyarınca ilave ödemeden yararlandırılması talebiyle 27/10/2022 tarihinde yaptığı başvurunun reddi üzerine, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 20/12/2018 tarih ve 17442701 sayılı Genel Yazısı'nın "B- İlave Ödemeden Yararlanamayacak Olanlar" bölümünün 7. bendinin iptali istemiyle 23/12/2022 tarihinde Dairemizin E:2023/577 sayılı dosyasında ilk davanın açıldığı; söz konusu dava devam etmekte iken, aynı istemle 05/06/2024 tarihinde bakılmakta olan ikinci davanın açıldığı; ilk dava ile bakılmakta olan davanın (ikinci davanın) tarafları, konusu ve sebeplerinin aynı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; aynı davacı tarafından aynı düzenlemenin iptali istemiyle açılan ilk davanın, ikinci davanın açıldığı tarih (05/06/2024) itibarıyla, Dairemizin E:2023/577 sayılı dosyasında derdest olduğu anlaşıldığından; ilk davayla tarafları, konusu ve sebepleri aynı olan işbu davanın (ikinci davanın) derdestlik nedeniyle incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davanın derdestlik nedeniyle İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Posta gideri avansından artan tutarın ve kullanılmayan ...-TL yürütmenin durdurulması harcının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 16/09/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber