Altun, Suriye panelinde Türkiye'nin gücünü anlattı

Altun, İletişim Başkanlığı'nda düzenlenen panelde Türkiye'nin Suriye krizindeki rolünü ve katkılarını değerlendirdi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Şubat 2025 12:23, Son Güncelleme : 19 Şubat 2025 15:39
Altun, Suriye panelinde Türkiye'nin gücünü anlattı

Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığı'nda düzenlenen "Suriye'nin Güvenliğinde Türkiye'nin İstikrarlaştırıcı Gücü Paneli"ne katıldı.Burada konuşan Altun, panelin, Suriye başta olmak üzere bölgesel ve küresel barışa, istikrara, hak ve adalet mücadelelerine katkılar sunmasını temenni etti.Altun, İletişim Başkanlığı Yayınları ile bölgede ve dünyada yaşanan olayların dününü, bugününü ve bağlamını bütünlüklü bir şekilde değerlendirerek, hakikatin anlaşılmasına katkı yapmayı sorumluluk olarak gördüklerine dikkati çekerek, "Recep Tayyip Erdoğan'ın Barış Diplomasisi: Suriye Örneği" isimli yeni bir kitap hazırlandığını söyledi.Kitabın, Suriye-Türkiye ilişkilerinin tarihsel arka planını, Suriye ihtilafının ilk günden bugüne askeri, siyasi, diplomatik ve insani boyutlarını enine boyuna ele aldığına vurgu yapan Altun, "Türkiye'nin barıştan yana duruşunu, istikrarlaştırıcı gücünü ve hayata geçirdiği emsalsiz girişimleri, bütüncül bir şekilde okuyucuya aktarıyor. Bu eserimiz, devletimizin, hükümetimizin Sayın Cumhurbaşkanı'mız liderliğindeki istikrarlaştırıcı rolünü Suriye bağlamında ortaya koyan bir çerçeve metin esasında." ifadelerini kullandı.

Belirsizlik Ortamında Aktörler

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, belirsizliğin hakim olduğu ortamlarda aktörlerin kahir ekseriyetle hareketsiz kaldığını, ortamı gözlemlediğini, böyle yapmaya devam ettikleri müddetçe de öngörülemeyen gelişmeler karşısında daha zorlu meydan okumalarla karşı karşıya kaldıklarını söyledi.İçinde yaşanılan belirsizlik çağında, küresel alanda tam da böylesi bir tutulma hali ile karşı karşıya kalındığına dikkati çeken Altun, şunları kaydetti:

"Ne yazık ki bu tutulma hali, çoğu kez çaresizliğe ve sorunların kökleşmesine yol açıyor. Uluslararası ilişkiler alanı giderek daha fazla kendi köşesine sinmiş, inisiyatif alamayan, dış gelişmelere göre belirlenen etkisiz aktörlere tanıklık ediyor. Küresel alanda bu aktörlerin yaşanan olumsuzluklar, krizler, zulümler karşısında aciz kaldıklarına ve dahası bu acziyet nedeniyle bu krizlerin, zulümlerin parçası haline dönüştüklerine şahit oluyoruz. Son 23 yılda Türkiye, bölgesinde cereyan eden olaylara, yanı başında ortaya çıkan risklere, küresel düzlemde hakim olan belirsizliklere karşı bu tür bir acziyet sergilemeyen bir aktör konumundadır. İlkeli ve adil yaklaşımından ödün vermemiş; cesaretle, kararlılıkla ve insanı merkeze alan yaklaşımla bölgesel ve küresel politikalarını geliştirmiş ve uygulamıştır. Türkiye, bu bağlamda doğru bildiği yolda, kararlılıkla ilerlemiştir, ilerlemeye devam etmektedir."


Türkiye'nin Suriye Krizinin Çözümüne Katkıları

Altun, panel çerçevesinde Suriye krizinin, Suriye ihtilafının çözüme kavuştuğu 8 Aralık devriminin ve Türkiye-Suriye ilişkilerinin konunun uzmanlarıyla müzakere edileceğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Tarih, Suriye konusunda Türkiye'nin haklılığını bütün dünyaya ispat etmiştir. Son 13 yılda Suriye'de yaşanan zulüm küresel güç odaklarının hem acziyetini hem de fırsatçılığını ortaya koymuştur. Bu süreçte, sözüm ona birçok gelişmiş ülke ve uluslararası aktör Suriye'deki krizin çözümüne katkıda bulunmak şöyle dursun, vekalet savaşları aracılığıyla krizin derinleşmesine hizmet etmiştir. İnsani yardım noktasında, yerlerinden, yurtlarından, vatanlarından edilen milyonlarca Suriyelinin acılarını dindirmek bir yana, onlara kapılarını kapatmak için her türden insanlık dışı yönteme başvurmuşlardır."

Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2019'daki G20 Zirvesi'nde Suriye ihtilafına ilişkin,"Ne yazık ki pek çok Batılı komşumuz, yüksek duvarlar arkasına saklanmayı, dikenli tel örgülerin arkasında huzur aramayı tercih etti. Ne evlatlarının minik cansız bedenlerine sarılan annelerin, babaların feryatları ne hapishanelerden yansıyan işkence görüntüleri ne de masum çocukların gözyaşları, maalesef birilerini harekete geçirmeye yetmedi." ifadelerini hatırlattı.Bu süre zarfında Türkiye'nin, ciddi riskler alarak elini taşın altına koyduğunu vurgulayan Altun,"Bir yandan uluslararası terör örgütleriyle mücadele ederken, diğer yandan milyonlarca insana kucağımızı açtık. İnsani dış politika anlayışımızla 2011'den itibaren Suriye'de vicdanın en büyük temsilcisi olduk. AFAD, Kızılay, TİKA gibi kurumlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla hem ülkemizde misafir ettiğimiz hem de sınırın ötesinde bulunan Suriyeli kardeşlerimizin hep yanında olduk." şeklinde konuştu.Altun, Suriye'de gıda, barınma ve sağlık hizmetlerini karşılayarak savaşın yaralarını sarmaya, insan onuruna yaraşır imkanlar sunmaya, ızdıraplarını bir nebze de olsa dindirmeye çalışıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bölgede inşa edilen hastaneler, okullar, altyapı projeleri, Suriyeli kardeşlerimizin temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kalıcı çözümler olarak bugün de hizmet etmeye devam ediyor. Türkiye, tüm bu süreçte uluslararası toplumun görmezden geldiği milyonlarca insana, bütün samimiyetiyle kucak açarak insanlığa umut olmuştur. Batılı ülkeler başta olmak üzere sözüm ona gelişmiş birçok ülke, uyguladığı çifte standartlı ve seçmeci yaklaşımla, popülist ve ırkçı politikalarla, bu konuda büyük bir ahlaki çöküş yaşamıştır."


"Türkiye, Suriye İhtilafının Çözümü İçin Her Zaman Proaktif Rol Üstlendi"

İletişim Başkanı Altun, Suriye'deki acılar dinsin, istikrar ve barış tesis edilsin diye Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde tüm diplomatik imkan ve kabiliyetlerini, 2011'den bu yana seferber ettiğine vurgu yaptığı konuşmasında, şöyle devam etti:

"Türkiye, Suriye ihtilafının barışçıl çözümü için her zaman proaktif bir rol üstlenmiş ve uluslararası girişimlere öncülük etmiştir. Astana Süreci; Türkiye'nin de gayretleriyle çatışmaların azaltılması ve siyasi çözüm için önemli bir platform olmuştur. Cenevre görüşmeleri ise uluslararası toplumun katılımıyla Suriye'de barışçıl bir çözüme fırsat tanıması amacıyla yürütülmüştür. Türkiye, her zaman üniter yapısını muhafaza eden ve kendi geleceğini kendi tayin eden bir Suriye'den yana tavır sergilemiştir. Bu tutumunu Türkiye, bugün de güçlü bir şekilde muhafaza etmektedir."

Suriye'nin birlik ve beraberliği ile barış, huzur ve istikrarını tehdit eden en ciddi sorunun, terör örgütleri olduğuna dikkati çeken Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye ihtilafı süresince terör örgütü PKK/YPG, yabancı güçlerin maşası olarak masum insanları hedef alan birçok saldırı düzenledi. Üstelik sadece Suriye'de değil, sınırlarımız içerisinde de bu menfur eylemlerini sürdürdü. Biz Türkiye olarak, bu hain terör örgütlerinin hem Suriye'deki hem de bölgemizdeki varlığını ortadan kaldırıncaya kadar mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz. Türkiye'nin kararlılığını görmek isteyenler,Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı Harekatı gibi başarılı operasyonlarımıza bakabilir. Kahraman ordumuzun gerçekleştirdiği bu harekatlarla, terör örgütlerinden temizlenen bölgelerde,barış ve huzuru tesis ederek,Suriyelilerin güven içinde hayatlarını idame ettirmelerini Türkiye sağladı. Nihayet,bugün geldiğimiz noktada 8 Aralık 2024'te gerçekleşen halk devrimi ile yepyeni ve umut dolu bir Suriye'ye şahitlik ediyoruz. Suriye'den yükselen bu umut,bölgemiz için de barış, istikrar ve refah için büyük bir fırsat sunmaktadır."


Küresel Belirsizlik Çağında Türkiye'nin Rolü

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun,Türkiye'nin, küresel belirsizlik çağında yalnızca bölgesinde cereyan eden olaylara karşı değil,küresel sınamalara karşı da istikrarlaştırıcı gücünü kullanarak uluslararası barışa "daha adil bir dünya" vizyonuyla hizmet ettiğini söyledi.İstikrarlaştırıcı güç kavramının, bölgesel ve küresel anlamda sorunların doğru tanımlanmasını,bu sorunların çözümü için proaktif çaba gösterilmesini ve istikrar kuşakları oluşturabilme gücünü ifade ettiğine dikkati çeken Altun,bu gücün hak yahut imtiyaz elde etmekten ziyade sistemde adil temsiliyet sağlamayı öncelediğini ifade etti.

Zelenskiy'nin Ankara Ziyareti

Altun,Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde Türkiye'nin sahip olduğu istikrarlaştırıcı gücün, kriz bölgelerinde taraflar arasında diyalog kurma ve barışı tesis etme çabalarını odağına aldığına vurgu yaptı.Fahrettin Altun,şöyle devam etti:

"Bunun pek çok örneğine son 23 yılda bütün dünya şahit oldu. Yürüttüğümüz diplomasi faaliyetleri ve sahada aldığımız sorumlulukla iç çatışmalara sürüklenen Libya,istikrara doğru yol aldı. Rusya-Ukrayna savaşının daha ilk günlerinde 'barışın kaybedeni olmaz' anlayışıyla tarafları bir araya getirmeye yönelik Türkiye bir irade ortaya koydu.Batılı ülkeler, savaş kışkırtıcılığı yaparken Türkiye;gündeme gelen gıda krizini, tahıl koridoru anlaşmasıyla çözüme ulaştırarak bilhassa Afrika ülkelerinde olası bir kıtlığın önüne geçti.Savaşa dair çözüm arayışları hala sürerken dün, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin Ankara'ya gerçekleştirdiği ziyaret ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızla görüşmeleri yine barışın tesisinde ülkemize olan güvenin somut bir neticesiydi,bütün dünyaya da ilanıydı.


"İletişim Başkanlığı: Türkiye'nin Haklı Tezlerini Dünya Kamuoyuna Anlatıyor"

İletişim Başkanlığı olarak, ülkenin sahada ve masada verdiği güçlü mücadeleyi iletişim sahasında da sürdürdüklerine vurgu yapan Altun,Türkiye'nin haklı tezlerini, onurlu duruşunu,insani politikalarını ve daha yaşanılabilir bir dünya tasavvurunu,ulusal ve uluslararası kamuoyuna anlatmak için stratejik iletişimin tüm araç ve yöntemleriyle bir iletişim seferberliği yürüttüklerini söyledi.Suriye ve Suriyeliler ile ilgili İletişim Başkanlığınca hayata geçirdikleri çalışmalardan da bahsetti.Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin, Suriyelilere ve Türkiye'nin sınır ötesi operasyonlarına yönelik 100'e yakın yalan kampanyasını tespit ettiğini ve onları açıkladığını hatırlatan Altun,"Öyle ki bu yalanlar kimi zaman çeşitli provokasyonlar aracılığıyla toplumsal huzuru baltalamak, kimi zaman da Mehmetçiğimizin üst düzey bir hassasiyetle yürüttüğü sınır ötesi operasyonlarına gölge düşürmek amacıyla hayata geçirildi." dedi.Suriye halkının özgürlüğüne kavuştuğu bu yeni süreçte de dünyanın gerçekleri görebilmesi için çalışmalarına devam edeceklerine vurgu yapan Altun,"Türkiye tüm tecrübe ve birikimiyle, yeniden inşa ve imar sürecinde Suriye'nin her daim yanında yer alacak.Daha önce de defaatle söylediğimiz gibi Türkiye Yüzyılı'nın bölgesel ve küresel anlamda istikrarın, huzurun,kalkınmanın, barışın ve şefkatin yüzyılı olacağına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber