Paşabahçe ile Porland arasındaki davada AYM'den kritik karar!
Türkiye'nin köklü porselen markası Paşabahçe ile sektörün iddialı ismi Porland arasındaki hukuki mücadelede son perde: Anayasa Mahkemesi, Porland'ın tasarım tescil başvurusuna ilişkin itirazı sonuçsuz bıraktı. Karar, sektörde "tasarım savaşları"nın ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Anayasa Mahkemesi, Porland Porselen'in, Paşabahçe ile yaşadığı tasarım davasına ilişkin yaptığı bireysel başvuruyu reddetti. Porland, istinaf sürecinde bilirkişi raporu alınmasının hakkaniyete uygun yargılanma hakkını ihlal ettiğini savunmuştu. Ancak Yüksek Mahkeme, kararın açık bir keyfilik içermediği ve içtihat farklılığının yerleşik bir nitelik kazanmadığı gerekçesiyle başvuruyu kabul edilemez buldu.
Porland'ın İddiası Neydi?
Porland, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil ettirmek istediği bir çay tabağı tasarımına yönelik Paşabahçe'nin itirazı üzerine açılan davada, istinaf aşamasında yeni bilirkişi raporu alınmasını eleştirdi. Şirket, Yargıtay'ın geçmiş kararlarını emsal göstererek mahkemenin yalnızca mevcut delillerle sınırlı bir inceleme yapması gerektiğini savundu.
AYM: İstinaf Mahkemesi Keyfi Davranmadı
Anayasa Mahkemesi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nin bilirkişi raporu almasını "açık bir keyfilik" ya da "bariz takdir hatası" olarak değerlendirmedi. Kararda, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasının ve yeni bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının yasal dayanağının bulunduğu ifade edildi.
Yerleşik İçtihat Farklılığı Yok
Porland'ın dayandığı 2013 tarihli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının tek başına içtihadın yerleşik hale geldiğini göstermediği vurgulandı. AYM, farklı yönde kararlar da bulunduğuna işaret ederek içtihatların yeknesak hale getirilmesinin Anayasa Mahkemesi'nin görevi olmadığını hatırlattı.
Porland'ın Başvurusu Reddedildi
Kararın sonunda, Porland'ın hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği
yönündeki iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olduğu belirtilerek başvuru oybirliğiyle
kabul edilemez bulundu. Yargılama giderleri ise başvurucu şirketin üzerinde
bırakıldı.
Bu karar, endüstriyel tasarım tescil süreçlerinde mahkemelerin bilirkişi incelemesine
başvurmasının yargılamanın hakkaniyetini ihlal etmeyeceğini ortaya koyması açısından
önem taşıyor.