SSK'da işlerin yürümediğine ilişkin kare kare anılar
Aşağıdaki yazıyı gönderen: SSK'lı
Diyelim ki SSK'ya prim ödediniz/ödüyorsunuz, dolayısıyla bu kuruluştan sağlık hizmeti alacaksınız. Gittiniz polikliniğe, doktor protez kullanmanızın yararınıza olacağını söyleyerek, yazdı reçetenize. İşte bundan sonra vay halinize.
Neden mi?
Anlatayım: Şayet Ankara'daysanız ve bu malzeme Dışkapı SSK Hastanesinden bir asistan doktor tarafından yazılmışsa reçetenize, oradan Etlik SSK Polikliniğine gidip bir uzman doktora da imzalatmanız gerekmekte bu reçeteyi. Gittiniz Etlik SSK Polikliniğine; söyleneni yaptınız ve tekrar Dışkapı SSK Hastanesine döndünüz. Tavsiye edilen malzemeyi almak için buradaki malzeme deposuna başvurduğunuzda; reçeteyi SSK Ankara İl Sigorta Müdürlüğüne götürerek mühürletmeniz söylenir ve bu yer güzelce tarif edilir. Tarif edilen yer fazla uzak değildir: Köprüyü geçince az ileride sağdadır. Koşarsınız ki, mesai bitmeden bu işlemi de yapayım da malzemeyi alayım. Kan ter içinde geri döndüğünüzde, elinizdeki reçete mühürlenmiş ve malzeme SSK'nın sistemine kaydedilmiştir. Tam istedikleri gibidir yani. SSK Ankara Hastanesinin malzeme deposundasınızdır artık. Tabi siz; saf, unutkan ya da zeka özrüne sahip olduğunuzdan, elinizdeki belgelerin fotokopilerini çektirmeyi akıl edememişsinizdir dışarıda. Derhal bunları yapmanız istenir. Sizin için zamanın bir önemi de yoktur. Sizde bolca vardır o. Görevliler fotokopicinin hastane çıkışında solda olduğu bilgisini sizinle paylaşmakta sakınca görmezler. Bir çırpıda fotokopiyi de çektirip gelmişsinizdir. Artık malzemeyi almaya sayılı dakikalar kaldığını, biraz yorulduğunuzu ama sonunda değeceğini düşünüyorsunuzdur. Ancak malzemenin depoda olmayacağını hesaba katmamışsınızdır büyük ihtimalle. Ve o ihtimal her zaman kuvvetlidir. Ve yoktur malzeme depoda, anlaşmalı bir firmaya sevk edilmişsinizdir bile. Sorarsanız, size verilen belgelerin o firmadan gidip bu malzemeyi almak için yeterli olduğu, başka bir şeye gerek olmadığı şeklinde bilgilendirilir ve ayrılırsınız oradan. Ama akşam da olmuştur bu arada. İşleri yetiştirmeyerek protezi o gün alamadığınız için kendinizi suçlarsınız, çünkü zamanı iyi kullanamamış, bazı öngörüler yapamamışsınızdır. Ama sağlık olsun der, yüzüp kuyruğuna geldiğinizi, şunun şurasında firmaya gidip ölçü verip, birkaç gün sonra da gidip almaktan başka bir işinizin kalmadığını düşünüp polyannacılık oynarsınız. Ertesi gün ölçü vermeye gittiğinizde, sizden kendi kimliğinizin fotokopisini isterler, yanınızda olduğu için hemen çektirirsiniz. Yetmez sigortalı eşi olduğunuzdan asıl sigortalının, yani eşinizin de kimlik fotokopisini isterler. Yukarıda belirttiğim gibi, sizde bu ihtimali hesaba katacak zeka olmadığından, eşinizde il dışında olduğundan ya da taşradan geldiğinizden bu istenileni yerine getiremezsiniz. İnsansınızdır nihayet, artık sinirlenirsiniz. Hatta biraz tartışarak haddinizi aşarsınız. Sonra yetkililerle eşinzin kimliğini sonra da getirebileceğiniz konusunda mutabık kalırsınız. Ancak daha bitmemiştir ki. Firma yetkilisi, sizi telefonla aradığı gün firmaya gelmeniz gerektiğini; siz, firma yetkilisi, protez ve belgeler hep birlikte SSK Dışkapı SSK Hastanesine gidileceğini; protezin burada teslim edileceğini; sonra da Etlik SSK Polikliniğine gidilmesi gerektiğini açıkladığı zaman, işte o zaman bir film şeridinin gözlerinizin önünden geçtiği andır.
O film şeridi ki, bir karesinde; SSK çalışanlarının iki saatliğine hizmet üretmeyerek, SSK'nın Sağlık Bakanlığı'na devrini protesto etmek amacıyla Etlik Polikliniği önünde toplanacakları bildirisi vardır. Bir karesinde; Sayın Başbakan Bürokratik Oligarşiden şikayet ediyordur. Diğer bir karesinde; 50 yaşın üstünde olmanıza rağmen size hamilesiniz diyen ve kürtaj için muayenehanesinin kartını veren taşradaki bir SSK hastanesinin doktoru vardır. Bir karesinde; aynı doktorun kendi köyünüzde aynı yaşlarda bir bayana da aynı teşhisi koyup kürtaj olmasını istediğini öğrendiğiniz an vardır. Başka bir karesinde; Özel laboratuarda yapılan tetkikler sonucu hamile olmadığınız anlaşılınca, taşradaki SSK hastanesinin başhekiminin bunu normal karşılaması ve bundan sonra hastaneye gelince ilk kendi odasına gelmenizi isteyişi, böylece işlerinizi daha kolay halledeceği vaadi vardır. Başka bir karede; 24 saat hizmet verdiğini vaad eden SSK eczanelerinde, geceleyin yarım saat tüm gişeleri kapatan ve çay molası veren görevliler vardır. Başka bir karede; SSK hastanelerinin devrine direnen cesur yürekler vardır. Ama hep Bürokratik oligarşi ve bundan şikayet edenler vardır.