Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, 2004 yılını, maliyetlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkin kullanım yılı olarak planladıklarını ifade etti.
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, 2004 yılını, maliyetlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkin kullanım yılı olarak planladıklarını ifade etti.
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, 2004 yılını, maliyetlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkin kullanım yılı olarak planladıklarını ifade ederek, ''Türkiye'de kamu yöneticileri, kamuya ait paraları kendi paralarını harcıyormuş gibi hassas harcarlarsa, çok ciddi oranlarda hizmetlerin maliyetinin azalacağını düşünüyorum'' dedi.
Müsteşar Dinçer, Başbakanlık Merkez Binası Bakanlar Kurulu Salonu'nda, Başbakanlık
muhabirleriyle düzenlediği kahvaltılı sohbet toplantısında, kamuda maliyetlerin
azaltılması, verimliliğin ise artırılması için zaman zaman bir çok tedbirler
alındığını söyledi.
Bu konuda, bütün bakanlıkların müsteşarları ile birlikte bir toplantı yaptıklarını
ve bir proje çalışması başlattıklarını ifade eden Dinçer, projenin konusunun,
kaynakların etkin kullanımı ve kamu hizmetlerinde maliyetin düşürülmesi olduğunu
kaydetti. Dinçer, şöyle konuştu:
"YÖNETİCİLER, KAMU PARASINI HARCANKEN HASSAS OLMALI"
''Türkiye'de kamu yöneticileri, kamuya ait paraları kendi paralarını harcıyormuş
gibi hassas harcarlarsa, çok ciddi oranlarda hizmetlerin maliyetinin azalacağını
ve kaynaklarımızı daha etkin kullanmış olacağımızı düşünüyorum. 2004 yılını,
maliyetlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkin kullanım yılı olarak planladık.
Bu konuda, bütün bakanlıklarda, kamu kurum ve kuruluşlarında projeler başlatacağız.
Bu projenin sonuçlarını da yıl sonunda sizlere duyurmak istiyoruz.
Yapılacak çalışmayı önce somutlaştıralım istiyoruz. Yani hangi tür maliyetler
nasıl azaltılacak? Bu maliyetleri azaltırken bürokratik süreçlerin ve formalitelerin
nasıl önüne geçeceğiz... Bunlar ciddi projeler olarak sunulacak. Başbakanlık
İdareyi Geliştirme Başkanlığı bünyesinde oluşturulacak takımlar, bunun yöneticisi
olacak. Bununla ilgili fikirleri geliştiren takımlar olacaklar.
Bununla çok önemli bir fırsatı da yakaladık. Bugüne kadar böyle bir projeyi
başlatsaydık, ölçülme şansımız da olmayacaktı. Çünkü kamu yönetiminin sahip
olduğu muhasebe ve bütçe sistemi bunu öngörmemize müsait değildi. Biliyorsunuz
2004 yılından itibaren analitik bütçeye geçiyoruz. Bu bütçede, bizim hangi hizmetleri
neye mal ettiğimizi görmemiz ve bunu ne oranda azaltabileceğimizi görme imkanımız
da olacak.''
"SİSTEM, KAMU PERSONELİ AZALTMAYA İMKAN VERMİYOR"
Müsteşar Dinçer, maliyetlerin azaltılması konusunda bir örnek verip veremeyeceğinin sorulması üzerine, personelden tasarruf edilebileceğini söylemediğini anımsattı.
''Şu andaki kanunlar, devlet memurluğu sistemi, personelde azaltmaya imkan
verecek bir sistem değil zaten'' diyen Dinçer, o yüzden sürekli olarak bütün
çalışanların haklarını koruyacaklarını söylediğini kaydetti. Dinçer, memur sayısının,
nicelik olarak, nüfusa ve hizmet üreten kesime göre düşük, nitelik olarak, kendi
içindeki duruma göre düşünüldüğü zaman ise birtakım olumsuzluklar olduğunu belirtti.
Kamu hizmetinin sunulmasında sadece insanların göz önünde bulundurulamayacağını
dile getiren Dinçer, ''kamuda hangi hizmette maliyeti azaltabiliriz?'' sorusunun
sorulması gerektiğini ve her kurumun kendisinin bunu somut projelere dönüştüreceğini
bildirdi.
MECRA MAX ŞİRKETİ İLE İLİŞKİLERİ
Başbakanlık Müsteşarı Dinçer, ''Ortağı olduğunuz şirketler vardı. O şirketlerde
ortaklığınız sona erdi mi?'' yönündeki bir soruya şu karşılığı verdi:
''Mecra Max adlı bir şirketimiz vardı. O şirket kurulduğu zaman ben devlet memuru
değildim. Aslında devlet memuru olarak insanların şirket kurmalarının bir mahsuru
yok biliyorsunuz. Ben o zaman Beykent Üniversitesi'nde dekan ve rektör yardımcısıydım.
O dönemde, devlet memuru olmayan Bilgi Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan Nabi
beyle birlikte şirketi kurduk. Bizim o şirketin yönetimini üstleneceğini düşündüğümüz
bir arkadaşımız vardı.
O, şirketin yönetimini üstlenemeyeceğini ifade ettiği için, o şirket kaldı.
Hiçbir eyleme geçmedi, faaliyette bulunmadı. Sadece kurulmuş bir şirket olarak
kaldı. Sonra biz o şirketi unuttuk, gittik. Şirket ile ilgili haber basında
yer alınca, gerekli talimatları verdim ve şirketteki hisselerimi devrettim.
Şirket varlığını devam ettiriyor, ama benim bağım kalmadı. Nabi beyin de kalmadı.
O önceden devretmiş. Başka da şirketim yok.''
''O ŞİRKETLERİN HİÇBİRİSİYLE ALAKAM OLMADI''
Dinçer, bir gazetecinin, ''Ensar vakfında da bir üyeliğiniz sözkonusuydu'' şeklindeki
sözleri üzerine, ''Hayır üye değildim. Bir dönem, bir yıl kadar yönetim kurulu
üyeliği yaptım. Yönetimle ilgili tavsiyelerde bulunurum düşüncesiyle, yönetim
kurulu üyeliği konusunda gelen taleplere hayır dememiştim'' diye konuştu.
Ömer Dinçer, şu anda, devam eden tek yönetim kurulu üyeliğinin Türk Hava Yolları
Yönetim Kurulu üyeliği olduğunu ve onu da Başbakanlık'tan izin alarak sürdürdüğünü
kaydetti.
DİĞER ŞİRKETLER İLE İLİŞKİLERİ
Dinçer, gazetelerde, değişik şirketlerde yönetim kurulu üyesi olduğuna dair yer alan bilgilerin, abartılmış bilgiler olduğunu ve doğru olmadığını söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde çalışırken, bazı şirketlerde, bir kısmı ücretsiz olmak üzere yönetim kurulu üyeliği yaptığını ifade eden Dinçer, belediyedeki görevinden ayrıldıktan sonra o yönetim kurulu üyeliklerinin de otomatikmen düştüğünü vurguladı.
Dinçer, ''Orada belirtilen bazı şirketler var. O şirketlerin hiçbirisiyle alakam
olmadı. Çünkü onlar, ismi Ömer Dinçer olan bir başkasının ortak olduğu şirketler
diye tahmin ediyorum'' dedi.
Dinçer, ''Mezun olduğu lisenin imam hatip lisesi mi, başka bir lise mi'' olup
olmadığı yönündeki bir soru üzerine, bir dönem imam- hatip okulunda okuduğunu,
ancak daha sonra geçtiği İstanbul'daki Gazi Osmanpaşa Plevne Lisesi'ni bitirdiğini
söyledi.
''KAMUOYUNUN ÖNÜNE TEKNİK KONULARLA ÇIKTIM''
''Bu ülke için yapacak çok şeyimiz var'' diyen Dinçer, kamu yönetimde yeniden
yapılanmanın ülkenin çok ciddi sorunlarından birisi olduğunu söyledi. Ömer Dinçer,
şöyle devam etti:
''Aslında kamuoyunun önüne daha çok teknik konularla çıktım. Yönetim organizasyonu
konusunun dışına çok fazla çıkmadım. Bildiğim konular neyse, onunla ilgili bir
alanda hizmet etmek istiyorum. Dolayısıyla bence bu ülkede gerçekten bu ülkenin
geleceğiyle ilgili meselelerimiz ve sorunlarımız varsa bunları tartışmaya devam
etmeliyiz.
Birtakım siyasi tartışmalar, birtakım sloganvari yönlendirmeler bizim tartışacağımız bir mesele değil. Ciddi ciddi oturup yaptığımız bu değişikliği ülkemizin hayrına mı olacak, yoksa bir takım sıkıntılar mı olacak diye kafa kafaya verip hep beraber birşey için çalışmamız gerekir.
Bence bunu ufak tefek şeylere heba etmemeliyiz. Mevcut tartışılan yöntemimizin çok sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Bu sağlıklı bir tartışma değildir.''
hürriyet