Öğretmenin eğitim isyanı
Eğitimci-yazar Necip Güven, mevcut yapıyla matematik eğitiminde dünya ölçeğinde başarının mümkün olmadığını savunarak, "Halen çoğu dedem zamanından kalma yöntemlerle günü kurtarmaya çalıştığımız matematikle ilgili Türk toplumunda oluşan ön yargıları yıkmak için 9 şiddetinde artçı şoklara ihtiyaç var. Bu alanda en masum olanların çocuklarımız olduğuna kamuoyunu ikna edemezsem, kitabımı ve projelerimi yakacağım" dedi.
"Matematikle Barışıyorum" adlı kitabın yazarı olan, matematiği sevdirmek amacıyla "Süper Çocuklar" adlı şarkı da besteleyen Eskişehir Mimar Sinan İlköğretim Okulu'nda görevli sınıf öğretmeni Necip Güven, Türk toplumunda matematikle ilgili ön yargıları yıkmak ve yeniden yapılanmayı sağlamak gerektiğini belirterek, "Bunun için 9 şiddetinde artçı şoklara ihtiyaç var. Bu artçı şoklar bazıları için korkutucu gelse de, mevcut yapıyla matematik eğitiminde dünya ölçeğinde başarılı olmamız mümkün değildir. Her yıl çeşitli vesilelerle yapılan sınavlar, her seferinde bu acı gerçeği yüzümüze çarpmaktadır. Her yıl yüzdesi artarak çığ gibi büyüyen başarısızlık sonuçları, biz büyükleri şoka sokmaktadır. Bu şok sonucunda geleceğimizin teminatı olduklarını söylediğimiz çocuklarımızın yeteri kadar çalışmadıklarını düşünüp, onlara daha fazla yüklenerek, hayatlarını zehir etmekteyiz. Biz baskıyı arttırdıkça, onlarında mutsuzlukları ve başarısızlıkları daha da artmaktadır. Başarılı olduklarını düşündüğümüz ve övündüğümüz çocuklarımızın çoğu da bir diploma karşılığında mutluluklarını ve doya doya yaşanmamış çocukluklarını diyet borcu olarak ödemektedirler" diye konuştu.
Güven, gerçeği öğrenmenin internet ortamında zor olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Eğer şüpheniz ve gerçekle yüzleşme cesaretiniz varsa, başarılı gördüğünüz öğrenciler üzerinde bu araştırmayı yaptığınızda karşılaşacağınız acı gerçeği şimdiden haber vereyim. Tam bir fiyasko. Bu fiyaskonun baş aktörleri de, maalesef biz büyükleriz. Fakat 21. yüzyılın yanlış bir felsefesi, 'güçlü olan haklıdır' yüzünden, bu gerçekle yüzleşmekten kaçınıyoruz. Ama bu gerçekten daha fazla kaçamayız. Eğer kaçmaya devam edersek, bu gidişle ortada ne mutlu bir geleceğimiz, ne de geleceğimizin teminatı kendiyle barışık ve mutlu çocuklarımız kalacaktır. Söz veriyorum, kamuoyunu bu alanda en masum olanların çocuklarımız olduğuna ikna edemezsem, yazdığım kitabı, yapmakta olduğum araştırmaları ve hazırlamış olduğum projeleri halkın önünde yakıp, bir daha basın önüne de çıkmayacağım. 45 yıllık faal eğitim çalışmamın 25 yılı bu eğitim sistemi içinde öğretmen olarak geçti. Türk çocuklarının, biz büyüklerin hataları yüzünden yaşadığı mutsuzluklar içimi kanatıyor. Kendim yazıp, bestelediğim ve bir süre sonra tanıtımını yapmayı planladığım 'Silkiniş Türküsü' projem yüzünden müzisyenlerle daha sık bir araya geliyorum. Bir eğitimci olarak, o üretkenlikleri yüzünden onlardan utanıyorum. O müzisyenler ki, topu topu 7 notayla binlerce parça üretirken, biz eğitimciler o kadar bol malzemenin içinde proje üretimi sıkıntısı yaşıyoruz. Halen çoğu dedem zamanından kalma yöntemlerle günü kurtarmaya çalışıyoruz. Sonuç olarak, ya biz de müzikçiler gibi güzel eserler üretiriz, ya da tükete tükete tükeniriz."