Bilmenin ve anlamanın önündeki engel: Karne sistemi ve Notlar

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 28 Ocak 2007 00:07, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
BİLMENİN VE ANLAMANIN ÖNÜNDEKİ ENGEL ?NOTLAR?

Ölçme-değerlendirme amaçlı uygulanan ?not sistemi? sanki Taylor'un fabrikalarda uyguladığı otoriter yönetim metodunun okullarda bir yansıması gibi gözüküyor. Not defterini silahmış gibi algılayan öğrenciler ilgilerini okula, bilgiye ve öğrenmeye değil de notlara vermektedirler. Notların verildiği karne ise okulla çocuğun arasında çok ciddi bir soğukluk aracı konumundadır.

Eğitimci; öğrencileri için karar veren ve onları rakamlarla değerlendiren birisi olmaktan uzaklaşmadığı ve öğrencilerini bilgi edinme ve anlama süreçlerinde yaptıkları her türlü işten memnunluk duyan bir duyguya ve şevke yönlendirmediği sürece öğrencilerin bu okul, aile ve öğretmen arasındaki soğukluğu gittikçe artacaktır. Önemli olan her karne döneminde kiminin sevinmesi, kiminin üzülmesi, çalışkan ve tembellerin ayrılması gibi gösterilen renkli tablolar değildir.
Öğrencilere hayata bakış açısı kazandırırken, bilgiyi verirken, anlamanın önemini, duygu, düşünce, erdem, vicdan ve şahsiyet gibi çok hassas özellikleri vermeye çalışırken araya 1.3.5 gibi rakamları değil de onlara ömür boyu mutluluk ve onur duyabilecekleri ortamları oluşturmanın yol ve yöntemlerini araştırmalıyız. Öğrenciler okullarına not korkusuyla gelmemelidirler. Okullarına geldiklerinden dolayı onur, şeref ve mutluluk duymalıdırlar. Öğrencilerimizi not, sınav, karne, ÖSS, KPSS vs. gibi uygulamalarla bulundukları okul ortamını çekilmez ve sıkıcı bir hale dönüştürmemeliyiz.

Kaura Ishıkawa, Edward Deming gibi kalite uzmanlarında bu anlamda ürettiği fikirler gerçekten ilgi çekicidir. Ishıkawa Japonya'da işi kaybetme riskinin olmadığını söyler yani Japonya'da işsiz kalma riski yoktur. Bunun hem insancıl, hem demokratik hem de iş verimini arttıracağı tezleri evvelinde yeterince verilmiştir. Bu ve buna benzer fikirlerin toplam kalite adı altında eğitime de yansıtıldığı bir gerçektir. Öğrencilerin üzerinde sürekli kaygı ve endişe uyandıran bu not sistemi uygulamasının tartışılması gerekmektedir. Öğrencilerin bilgiyle, öğrenmeyle, kişilik ve şahsiyet kazanımlarıyla aralarına rakamlar konulmamalıdır. Karne ve not defteri bir tehdit unsuru olmaktan çıkarılmalıdır.

Karnenin bu kadar abartıldığı ülkemizde ister istemez velilerde çocuklarının bilgilerini, hayata bakışlarını, şahsiyet kazanımlarını okuldan gelecek bir kâğıt parçasına göre değerlendirmek zorunda kaldıklarından, bu anlamda çocuklarının üzerinde ciddi psikolojik baskılar uygulamaktadırlar. Bu durumda öğrenciler okulun en temel işlevine tezat teşkil edecek şekilde yalancılığa karne üzerinde oynamalar yaparak hileye başvurmaktadırlar. Hatta birçok dönem çocuklarımızın intihar girişimlerine bile tanık olmuşuzdur.

Sınav, yoklama, verilen notlar, karne vs. öğrencilerin öğrenme süreçlerini baltalayan, tüm iletişim ve gelişim yollarını tıkayan uygulamalardır. Not için çalışılan ve ezberlenen tüm bilgiler kısa sürede unutulacağından öğrenciler okul dışı yaşamlarında düşünmeyi öğrenememektedirler. Burada mühim olan en yüksek notu vererek iyi olanları ayırmak olmamalıdır, öğrenme ve düşünme isteğini her daim canlı tutmak esas alınmalıdır.

Öğrencilerde sürekli ?hata yaparım? endişesi yaratan ve bunun sonucunda endişe, panik ve korkuların getirdiği ruhsal bunalımlara sevk eden bu sınav ve not sisteminin yerine özgüveni ön plana çıkaran, düşünmeyi ve anlamayı sevk eden kişilik, erdem, bilgi, kültür ve değerlerinin farkında olmasını sağlayacak uygulamalara yer verilmelidir.

Bunun için öncelikle okullar yeniden yapılandırılmalı, lider kadroların liyakatine önem verilmeli, eğitimciler buna göre bilgilendirilmeli ve anlayış kazandırılmalıdır. Eğitim sadece okulla daraltılmayacak ve rakamlarla kazanımlar elde ettirilmeyecek kadar önemli bir kavramdır.

UFUK COŞKUN
ÖĞRETMEN-SEN GENEL TEŞKİLATLANMA SEKRETERİ
[email protected]

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber