Doktor Anne: El ele tutuşmanın nimetini anladık
Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli Göğüs Hastalıkları Uzmanı Emine Kurt: Bir kızım var. Elimi tutmak istiyordu sürekli. 'Anne, kolonya dökelim el ele tutuşalım', 'Sonucun negatif çıkarsa sarılalım' diyordu. El ele tutuşmanın nimetini anladık. Bunları yaşamak gerçekten çok zordu
Mersin'de yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanan ve sağlıklarına kavuştuktan sonra görevlerine özverili şekilde devam eden doktorlar, yaşadıkları zorlu süreci anlattı.
Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli Göğüs Hastalıkları Uzmanı Emine Kurt ve Yoğun Bakım Uzmanı Metin Yarıcı, salgınla mücadele sırasında Kovid-19'a yakalandı.
Tedavilerinin ardından hiç beklemeden görevlerine dönen Kurt ve Yarıcı, verdikleri mücadeleyi ve bu süreçte yaşadıklarını anlattı.
- "Tek istediğim iyileşip işime dönmekti"
Emine Kurt, AA muhabirine, bu süreçte yoğun çalışmalarına devam ettiklerini söyledi.
Yaklaşık 20 yıllık hekim olduğunu dile getiren Kurt, daha önce bu kadar zor bir süreçten geçmediklerini kaydetti.
Kurt, her şeye rağmen çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, "Hastalığı ben de atlattım. Psikolojik olarak yorucu ve üzücü bir durum. Tek istediğim iyileşip işime dönmekti. İyileştikten sonra ilk baştaki gibi çalışmaya devam ediyorum. Hiçbir zaman pes etmedik, etmeyeceğiz." diye konuştu.
Hastalığa yakalandığında psikolojik olarak yıkıntıya uğradığını ifade eden Kurt, süreçten ailesinin de etkilendiğini vurguladı.
O dönem çocuklarıyla aralarında geçen diyaloglardan çok etkilendiğini anlatan Kurt, şöyle devam etti:
"Başımıza geldiği andan itibaren bu işin hekimlik tarafı bitiyor, artık hasta tarafına geçiyorsunuz. İzolasyon sürecinde çocuklardan ayrı kalmak çok zor olay. 11 yaşında bir kızım var. Elimi tutmak istiyordu sürekli. 'Anne, kolonya dökelim el ele tutuşalım', 'Sonucun negatif çıkarsa sarılalım' diyordu. El ele tutuşmanın nimetini anladık. Bunları yaşamak gerçekten çok zordu. Hastalığın birinci, ikinci, üçüncü günü 'Acaba kötüleşecek miyim?', 'Yoğun bakıma girecek miyim?' gibi düşünceler sizi yoruyor, yıpratıyor. İkinci testim de pozitif çıktığında yine yıkıntı yaşadık ama ben çok iyiydim. Psikolojik olarak çocuklarım etkilendi. 'Negatif çıksın da sarılalım' duygusuyla yaklaştık. Gerçekten zor hastalık."
- "Korunabileceğimiz ve yenebileceğimiz bir hastalık"
Kurt, hastaların iyileşerek servisten çıkmalarının doktorlara güç verdiğine işaret ederek, hekimlerin işlerine dört elle sarılmaya devam ettiğini aktardı.
Hastaların odalarda tek kaldığına değinen Kurt, "Bu süreçte yakınlarından, sevdiklerinden ayrı kalıyorlar maalesef. Tedavi sürecinde kötüleşen, geceleri yoğun bakıma geçen hastalarımız oluyor. İnsanlar bunları düşünüp ona göre davranmalılar." ifadelerini kullandı.
Kovid-19'la mücadelede tedbirlerin önemine dikkati çeken Kurt, "Korunabileceğimiz ve yenebileceğimiz bir hastalık. Maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyarsak bu hastalığa yakalanma ihtimalimiz azalır. Böyle olursa hastaneye başvurmamız da azalır. Sevdiklerimizden de ayrı kalmayız." değerlendirmesinde bulundu.
- "Kurtardığımız her hayat bizim için çok değerli"
Yoğun Bakım Uzmanı Metin Yarıcı ise Kovid-19'a yakalanıp iyileştikten sonra çalışmalarına devam ettiğini söyledi.
Hastalık sürecinde çocuklarının duruma alışamadığını dile getiren Yarıcı, "Evde bir odaya kapanıyorsunuz. Çocuklarınız sizi görmek istiyor, ağlıyorlar. Onları uzaktan görüyorsun, temas edemiyorsun. Ailenizle olan sıcaklığı uzaktan yaşamak zorunda kalıyorsunuz. Beni zorlayan olay buydu. Çocuğuma sarılmanın ne kadar kıymetli bir şey olduğunu fark ettim." şeklinde konuştu.
Metin Yarıcı, şunları kaydetti:
"Buraya gelen hastalar normal yaşamlarına devam edemedikleri için yoğun bakıma alınıyor. Maalesef ne yaparsak yapalım, elimizdeki tüm imkanları kullansak da bazı hastalarımızı kaybettiğimiz oluyor. Özellikle belli yaşın üzerinde olan ve ek hastalıkları bulunanlar bizim için riskli gruplar. Kurtardığımız her hayat bizim için çok değerli. Kurtaramadıklarımız için çok üzülüyoruz.
Hastalığın azaldığı bir dönemi yaşamıştık. O sıra toplumda bir rahatlama oldu, hatta böyle bir hastalığın olmadığını söyleyenler oldu. Buraya gelip solunum açlığı çeken insanları görseler, ölen insanları görseler böyle düşünmezlerdi."