Firari arı avcıları Toroslarda: 1 kg bal 500 TL
Antalya'nın Akseki yaylalarına çıkarak hayvan otlatan ve çobanlık ile arıcılık yapanlar, firari arıların peşine düşerek doğada kendiliğinden yaptıkları kovanları buluyor.
Toroslar'ın bin metreyi aşkın yaylalarında arıcılık yapan bazı üreticiler, dağları, ormanları adım adım gezerek, arı kovanlarından oğul vererek ayrılan kaçak arıların ağaç kütükleri, taş aralıkları gibi yerlerde yaptıkları yuvaları arıyor. Önce arıların yuvalarını tespit eden bal avcıları, daha sonra çeşitli yöntemlerle balları topluyor. Arıcılar, zarar vermeyecek şekilde ağaçları oyuyor ve balı bulundukları yerden çıkarıyor, ardından kaçak arıları yanlarında getirdikleri arı kovanlarına bırakmak için kraliçe arıyı yakalayarak kovana koyuyor.
Akseki ilçesinde amatör olarak arıcılık yapan Yıldırım Çoban, ilkbaharda arılar oğul verdiği zaman kovandan ayrılan arıların yüksek, sarp yerlere veya ağaç kovuklarına girerek yuva yaptıklarını söyledi. Çoban, "Biz, bölgeyi adım adım dolaşarak bunları tespit ediyoruz ve hasat döneminde ballarını alıyoruz. Almazsak kış döneminde bu arılar telef olur. Bunları kovana alarak diğer kovanlarımızın yanına ekliyoruz" diye konuştu.
Günlerce süren çalışmanın ardından bala ulaşılıyor
Akseki bölgesinde çiçek türünün oldukça fazla olduğunu ve Akseki'nin balının
çok bilindiğini anlatan Çoban, şöyle konuştu:
"Bölgemize ilkbahar dönemi birçok il ve ilçeden binlerce kovan geliyor.
Oğul mevsiminde bazı arılar doğada başka yuvalar oluşturuyor. Biz doğadaki bu
yuvaları bulmaya çalışıyoruz. Yuvalara ulaşmak saatler, bazen günler sürüyor.
Dağı taşı karış karış geziyoruz. Şansımız yaver giderse bazı yuvalarda 2 ila
8 kilogram arasında bal çıkartabiliyoruz. Bazen bulduğumuz yuvadan hiç bal çıkmıyor.
İnsan eli değmeden tamamen katkısız olduğu için bu ballar çok yüksek rakamlarla
satılıyor."
Antalya'nın Akseki ilçesinde arıların izini süren çobanlar da doğada kendiliğinden
yaptıkları kovanların izini sürüyor. Manavgat ilçesi Gebece köyünde hayvancılıkla
uğraşan ve yaz aylarında keçilerini otlatmak için Akseki'nin yaylalarına çıkan
Ramazan Topaça, kazak arıların izini sürenler arasında. Topaça, temmuz ve ağustos
aylarında çeşitli nedenlerle kovanlarından kaçan arıların bıraktığı atıklarından
yola çıkarak sabahın erken saatlerinde güneş ışığı ile yüksek tepelerden geçiş
noktalarını günlerce takip ederek doğal kovanlarını bulmayı başarıyor. Kovanlarda
ortalama 10 kilo bal bulan Topaça, tamamen doğal ortamda üretilmiş balı, kendi
kovanlarında ürettiklerinin neredeyse 3 katı fiyata satışa sunuyor.
Bu bir tamamen şans
Son takibinde, sabahın erken saatlerinde güneş ışığı ile birlikte izini sürdüğü arıları kilometrelerce Gidengelmez dağlarında ağaç kovuğunda bulduğunu ifade eden Topaça, "Ağaç kovuklarında bulduğumuz arıları ve balını alırken ağaçlara zarar vermemeye dikkat ediyoruz. Bazen de arılar kendilerini güvene almak için yüksek kayalıkların kavuğuna da yuva yapıyorlar. Çoğu zaman kayaların kovuğundan da bal bulduğunu ifade eden Topaça, "Kaçan arıları Toroslar'ın zirvesinde yüksek kayalıkların deliğinde kolay kolay kimse bulamaz. Bu kayanın içinden bazen 5 kilo, bazen de 10 kilo bal çıkardım" dedi.
Topaca, doğal kovanlara ulaşmasının hikayesini şöyle anlattı:
"Her yıl Manavgat ilçesinin Gebece Mahallesi'nden Akseki'nin yaylalarına
hayvanlarımı otlatmaya geliyorum. Arıların her yıl temmuz ağustos aylarında
ilk uçuş zamanlarında arıların atıklarını takip ederek yuvalarına ulaşıyorum.
Ayrıca sabah erken saatlerinde güneş ışığı ile yüksek tepelerden geçiş noktalarını
takip ediyorum. Bunu bulmak oldukça zordur. Tehlikeli ve yorucudur. Bazen 6-7
kilometre yürüyerek doğal kovanı bulmayı başarıyorum. Sarp dağlara gidiyoruz.
Toros Dağlarında bazen kuru ağaç kovuklarında, bazen sarp kayalarda buluyoruz.
Bunların yerlerini işaretliyoruz. Daha sonra ise bal zamanı gelince balını alıyoruz.
Yüksek kayalıklara ise yanımızda götürdüğümüz ağaçlardan iskele yapıp balyozla
kayayı kırıyoruz. Arıların ballarını aldıktan sonra arıları bir kovana katıp
getiriyorum. Onları da yeniden yetiştiriyorum. Arıların yaşamasını sağlıyorum.
Yılda bazen 20 kilo bazen 40-50 kilo civarında bal buluyoruz. Bal tamamen organiktir.
Yılda bu şekilde 10 civarında kovan buluyoruz. Bu tamamen bir şanstır. Bazen
arıların yaptığı peteklerde bal olmuyor. Bu yıl ortalama 20 kilo civarında bal
aldık. Bu organik balın kilosunu 450-500 liraya kadar satılıyor. Bunu bulmak
oldukça zor. Bazen 6-7 kilometre yürüyerek arılara ulaşıyoruz. Sarp dağlara
gidiyoruz. 2-3 saat yürüyoruz."
Tamamen doğal
Topaca, arıların yaptığı balın tamamen doğal olduğunu, Toroslar'ın zirvesindeki
kekik ve yüzlerce çeşit çiçekten alınan balın da ender bulunduğunu kaydetti.
Bu balın müdavimleri olduğunu ve her yıl aynı müşterilerinin sezonu gelince
bu balı beklediklerini, bilen kişilerin kendilerinden özellikle bu balı istediğini
ifade eden Topaça, kovanda üretilmiş normal balın kilosunu 100-150 liradan satışa
sunulurken bu balı 450-500 liradan sattıklarını bildirdi.
Yine Akseki'de amatör olarak küçük çaplı arıcılıkla uğraşan Mehmet Kara'nın
diğer arıcılardan farklı bir uğraşı var. Kara, yılın belirli dönemlerinde su
kenarlarını dolaşarak, çeşitli nedenlerle kovanlarından kaçmış arıları tespit
ediyor. Suya gelen arıları bazen günlerce takip eden Kara, çoğu kez arıların
doğal kovanlarını bulmayı başarıyor. Kovanlarda ortalama 10 kilo bal bulan Kara,
tamamen doğal ortamda üretilmiş bu balı, ailesi ile birlikte tükettiklerini,
ayrıca yakınlarına da verdiklerini söyledi.
Mehmet Kara, kovanlarından kaçan arıların dağda suya geldiğini anlatarak, suya
yakın bir yerde şeker şerbeti yapıp arılara tattırdığını belirtti. Şerbeti tadan
arıların uçtukları yönü takip ettiğini belirten Kara, bazen kilometrelerce yürüyerek
doğal kovanı bulmayı başardığını söyledi.
Arıların izini bulmak için 4-5 kilometre yürüdüğünü ifade eden Kara, "Kaçan arıları Toroslar'ın zirvesinde yüksek kayalıkların deliğinde kolay kolay kimse bulamaz. Bulmuş olduğum arılarda bazen bal olmaz. Petek yapıp peteği tamamen doldurmadığı zaman da oluyor " dedi.
Kayadan balı aldıktan sonra arıları da kovana taşıdığını ifade eden Kara, kraliçe
arıyı kovana aldıktan sonra diğer arıların da onu takip ettiğine değindi. En
son kraliçe arıyı kovana yerleştirdiğini belirten Kara, "Arıları kovana
katmak oldukça zor. Her yıl 10-15 kovanlık arı buluyorum. Bu işler çok zordur.
Tehlikeli ve yorucudur. Arılar bizleri sokuyor. Ben alışkın olduğum için bu
mesleği severek yapıyorum." diye konuştu.
Kara, arıların yaptığı balın tamamen doğal olduğunu, Toroslar'ın zirvesindeki
kekik ve yüzlerce çeşit çiçekten alınan balın da ender bulunduğunu kaydetti.