Yazık Değil Mi Bu Gençlere?
Milli Eğitim Bakanlığı geçen atama dönemlerinde aday memurken istifa edip altı ay yasal bekleme süresini dolduran kişilerin başvurusunu kabul etmişti. Bu durumu göz önünde bulunduran onlarca aday memur, öğretmen olabilmek için istifa etmiştir. Ancak yayımlanan son genelgede aday memurken istifa eden kişilerin de başvurusunun kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Şimdi bu kişiler, hem öğretmenlikten hem memuriyetten yani işlerinden olmuşlardır. Yazık değilmi bu adaylara...
MEB,ÇALIŞAN MEMURLARIN ÖĞRETMEN OLMASINI HÂLÂ ENGELLİYOR
Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen atamalarındaki yanlış uygulamaları, çalışan memurları mağdur etmeye devam ediyor. Bakanlık 18 Aralık 2007'de yapılacak olan sözleşmeli öğretmenlik atamaları için yayımladığı genelgede, çalışan ya da istifa eden; asıl ya da aday olan memurun, yani hasbelkader olsa bile ömründe bir defa 657'ye tabi olan kişilerin başvurularını kabul etmiyor.
Bakanlık geçen atama dönemlerinde aday memurken istifa edip altı ay yasal bekleme süresini dolduran kişilerini başvurusunu kabul etmişti. Bu durumu göz önünde bulunduran onlarca aday memur, öğretmen olabilmek için istifa etmiştir. Ancak yayımlanan son genelgede aday memurken istifa eden kişilerin de başvurusunun kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Şimdi bu kişiler, hem öğretmenlikten hem memuriyetten yani işlerinden olmuşlardır.
Ben memurum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hukuk fakültesini bitirdikten
sonra avukat olabiliyorum; tıp fakültesini bitirdikten sonra doktor olabiliyorum
ama her ne hikmetse eğitim fakültesini bitirdikten sonra öğretmen olamıyorum.
Naklen alım yapılmıyor, KPSS'de başarılı olursam kabul edilmiyor, istifa edip
altı ay beklesem bile daha önce 657'ye tabi olduğum için atamam yapılmıyor.
MEB'in öğretmen atamalarına dair usulsüz uygulamalarını şu şekilde özetleyebiliriz:
Bakanlığının 2006 ve 2007 yıllarındaki kurumlar arası öğretmen alımlarına ilişkin
uygulamaları, şu an 657 Sayılı Devlet Memurlar Kanuna tabi olarak çalışan binlerce
öğretmen adayını mağdur etmiştir. Bakanlık 2006 ve 2007 yıllarında kurumlar
arası öğretmen atamalarını normal atamaların %1'i ile sınırlı tutmuştur. Ve
bu atamalarda tek kriter hizmet yılıdır. Bu uygulamanın sonucunda bir sınıf
öğretmeninin MEB'e atanması için 14,5 yıl hizmetinin olması şarttır. Aynı şekilde
bir edebiyat öğretmeninin MEB'e atanması için 14 yıl hizmetinin olması gerekmektedir.
Bazı branşların atanma yılları aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Felsefe Öğretmenliği 18,5 Yıl
Din Kültürü Öğretmenliği 17,5 Yıl
Sınıf Öğretmenliği 14,5 Yıl
Okul Öncesi Öğretmenliği 14,5 Yıl
Edebiyat Öğretmenliği 14 Yıl
Resim Öğretmenliği 12,5 Yıl
Kimya Öğretmenliği 10,5 Yıl
Biyoloji Öğretmenliği 9 Yıl
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği 7 Yıl
Zihin Engelliler Öğretmenliği 7 Yıl
Bu tabloyu daha da uzatmak mümkündür. Bu durum karşısında bütün yetkililerin
tavsiye ettiği tek şey, KPSS'ye girip başarılı olmaktır. Ancak bu noktada MEB
bambaşka bir oyun oynamaktadır. Şöyle ki:
-Memur kadrosunda çalışan bir öğretmen KPSS sınavında başarılı olup atanırsa,
MEB bu atamayı kişinin memur olması gerekçesiyle iptal ediyor. Halbuki
Devlet Personel Başkanlığına göre muvafakat ile atamanın yapılması gerekiyor.
Ama MEB Devlet Personel Başkanlığının fikirlerini ciddiye almıyor.
-Eğer kişi istifa ederse ve 6 ay yasal bekleme süresini tamamladıktan sonra
KPSS aracılığıyla atanırsa, MEB atamayı yine iptal ediyor. Kişinin geçmişte
yaptığı memurluğu gerekçe gösterip kişiyi yine %1'lik dilime geri gönderiyor.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanuna göre 6 ay bekleyen bir kişi istediği memurluğa
atanabilir. Ama MEB maalesef bunu dikkate almıyor.
-MEB'in bu aykırı uygulamaları sözleşmeli öğretmenlik için de geçerli. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanuna tabi olarak çalışan bir kişi, istifa edip ertesi gün sözleşmeli bir pozisyonda işe başlayabilir. Ama MEB bunu uygulamıyor. Çalışan memurların maalesef sözleşmeli öğretmenliğe de başvuru hakkı yok.
Bütün bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda, öğretmen olan fakat şu an 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak memur, hizmetli ya da teknisyen kadrosunda çalışan bir kişinin MEB'e öğretmen olarak atanması için tek yol, tabloda istatistikleri verilen kurumlar arası geçiştir.
Bu durumdaki arkadaşların durumunu şu örnek çok iyi anlatır: Pireler, kendi boylarına göre dünyanın en yükseğe sıçrayan hayvanlarıdır. Bir pireyi kavanozun içine bırakıp kavanozun kapağını kapatırsanız, pire her sıçrayışında kapağa çarpacaktır. Bir müddet sonra kapak açıldığında, pirenin eskisi kadar sıçrayamadığı görülecektir. Bu olay birkaç kez tekrarlanırsa pirenin yavaş yavaş sıçrama yeteneğini kaybettiği anlaşılacaktır
Bir öğretmenin 15 yıl sonra asıl mesleğine başlamasının kime, ne yararı olacaktır? 15 yıl sonra bir öğretmen, enerjisinin çoğunu kaybetmiştir. MEB bunun farkında değil mi?
Bu yazıyı okuyup bu duruma seyirci kalan yetkililerin ne kadar aciz olduğu ortadadır.