Sosyal denge tazminatı nedeniyle sözleşme aidatı kesilir mi?
4688 sayılı Kanun ve yargı kararları birlikte değerlendirildiğinde sosyal denge tazminatı nedeniyle sözleşme aidatı kesilmesi mümkün görülmemektedir.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun;
"Gelirler" başlıklı 24'üncü maddesine göre; üyelerinin ödeyecekleri üyelik ödentileri sendika ve konfederasyonların gelirleri arasında sayılmıştır.
"Üyelik ödentisi" başlıklı 25'inci maddesine göre; kamu görevlileri sendikasına, kamu görevlisinin ödeyeceği üyelik ödentileri, sendika tüzüğünde belirtilen aylık ödenti tutarına göre kamu işverenince aylığından kesilerek 5 gün içinde sendikaların banka hesaplarına yatırılır ve ödenti listesinin bir örneği ilgili sendikaya gönderilir. Aylık üyelik ödenti tutarı; kamu görevlisinin kadro ya da pozisyonuna bağlı ve her ay mutat olarak ödenmekte olan damga vergisine tabi aylık brüt gelirleri toplamına, sendika tüzüğünde belirtilen oran uygulanmak suretiyle hesaplanır. Ödenti tutarı, 15'inci derecenin birinci kademesinden aylık alan Devlet memurunun damga vergisine tabi brüt gelirleri toplamının binde dördünden az, otuzda birinden fazla olamaz. Sendika tüzüğüne, üyelik ödentisi dışında her ne ad altında olursa olsun, üyelerden başka bir kesinti yapılmasını öngören hükümler konulamaz. Konfederasyonlara üyelerince ödenecek ödenti miktarı, sendikaların ödenti tutarlarının yüzde beşinden aşağı olmamak üzere konfederasyonların genel kurullarınca belirlenir.
Danıştay Onikinci Dairenin bir kararında (T. 18.12.2019, E.2019/4940, K.2019/4940); sosyal denge tazminatı sözleşmelerinin konusunun, toplu sözleşmelerde belirlenen tavanı aşmamak kaydıyla ilgili kurum ve kuruluşlarda çalışan kamu görevlilerine ödenecek sosyal denge tazminatını belirlemek olduğu, yine Kanun'un 28. maddesinde belirtildiği şekilde sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında ayrım yapılamayacağı, aksine bir yorumun sosyal denge tazminatının adaletli bir ücret dağılımı yoluyla ekonomik ve sosyal barışı sağlama amacına ve Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu, kaldı ki; Kanun'un 32. maddesinde böyle bir ayrım yapılmasına imkan sağlayan bir düzenleme bulunmadığı gibi sosyal denge sözleşmesinde ancak görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre bir farklılığa gidilebileceği, bunun dışında sendika üyesi olan ile sendika üyesi olmayan ya da başka bir sendikaya üye olanlar arasında bir ayrıma gidilemeyeceği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Bu durumda, sosyal denge sözleşmesinde taraf olan sendikanın dışında kalan sendikaların üyesi olan ve hiçbir sendikaya üye olmayan kamu görevlilerinden dayanışma aidatı veya başka adlar altında farklı oranlar üzerinden ödenti (aidat) alınmasına ilişkin hükümlerin, sosyal denge tazminatının ödenmesinde aynı kadro veya pozisyonlarda bulunan kamu görevlileri arasında ayrım (eşitsizlik) yaratacağı açık olduğundan, dava konusu düzenlemede hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesinin bir kararında (T. 24.06.2021, E. 2021/6541, K. 2021/10867); taraflar arasında, davalı Sendika'nın üyesi olan davacıdan üyelik aidatı dışında ayrıca sosyal denge tazminatı için aidat kesintisi yapılıp yapılamayacağı uyuşmazlık konusudur. Sosyal denge sözleşmelerinde, bu sözleşmenin tarafı davalı sendikanın üyelerinden ayrıca sosyal denge tazminatı için sendika yararına aidat kesintisi yapılmasına karar verilmiş ise de; kesintinin yasal dayanağına 6289 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Ek 15. maddede, 4688 Sayılı Kanun'da ya da bu kanunda düzenleme olmayan hallerde uygulanabilecek olan Mülga 2821 Sayılı Kanun ile halen yürürlükte olan 6356 Sayılı Kanun'da rastlanılmamaktadır. Aksine, 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun 25. maddesinin 3. Fıkrasında "Sendika Tüzüğüne, üyelik ödentisi dışında her ne ad altında olursa olsun, üyelerden başka bir kesinti yapılmasını öngören hükümler konulamaz" düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenlemeye göre kanun koyucu üyelerden yalnızca üyelik ödentisi kesilmesini öngörmüştür. Kanunda, Sendika Tüzüğüne dahi konulması yasaklanan hükümlerin davalı Sendika ile davacının çalıştığı Belediye arasında bağıtlanan Sosyal Denge Sözleşmelerine konulması mümkün olmayıp 4688 Sayılı Kanun'un 25/3 maddesine aykırı sözleşme yapılamaz. Dolayısıyla, davalı Sendikaya üye olan davacının maaşından ayrıca sosyal denge tazminatı aidatı adı altında kesinti yapılması hukuka aykırı olup yapılan kesintilerin davalı Sendikadan tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.
2020 ve 2022 yıllarına ait Sayıştay denetim raporlarında yer alan bulgularda; sendika üyesi olsun ya da olmasın memurlardan sendika aidatı dışında veya sözleşmeyle belirlenen aidat tutarından fazla aidat alınamayacağı, sendika üyesi olmayan personelin ilgili sözleşmeden yararlanması için dayanışma aidatının alınmasının mevzuat hükümlerine aykırı olduğu, sosyal denge sözleşmesi ile sendika üyesi kamu görevlilerinden ek bir aidat alınmasına yönelik düzenleme yapılması mevzuata aykırı olup bu aykırılığın giderilmesi gerektiği, belediye ile yetkili sendika arasında yapılan sosyal denge sözleşmelerinde, kamu görevlilerinin sözleşmeden faydalanabilmesi için sözleşme aidatı alınmasına yönelik bir şarta yer verilmemesi ve sözleşme aidatı kesintisi yapılmaması gerektiği belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; sosyal denge tazminatı ödemesi nedeniyle personelden sözleşme aidatı kesintisi yapılamamaktadır.