Adli Para Cezası Memuriyete Engel Teşkil Eder mi?
657 sayılı Kanun, Danıştay Kararı ve Mülga Devlet Personel Başkanlığı görüşü birlikte değerlendirildiğinde, 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde sayılan suçlar dışında genel olarak başka suçlar nedeniyle verilen adli para cezasının memuriyete engel teşkil etmeyeceği değerlendirilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "genel ve özel şartlar" başlıklı 48'inci maddesinin birinci fıkrasının "genel şartlar" alt başlığının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde hüküm altına alınmıştır.
" Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartlar aranır. Genel şartlar: Türk Ceza Kanununun 53'üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahküm olmamak."
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "süreli hapis cezası" başlıklı 49'uncu maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkralarına göre; süreli hapis cezası, kanunda aksi belirtilmeyen hallerde 1 aydan az, 20 yıldan fazla olamaz. Hükmedilen 1 yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezasıdır.
5237 sayılı Kanunun "kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar" başlıklı 50'nci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre; kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;
a) Adli para cezasına,
b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale
getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,
c) En az 2 yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla,
gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
d) Mahküm olunan cezanın yarısından 1 katına kadar süreyle, belirli yerlere
gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği
dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda;
mahküm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve
ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
f) Mahküm olunan cezanın yarısından 1 katına kadar süreyle ve gönüllü
olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya, çevrilebilir.
(5) numaralı fıkrasına göre; uygulamada asıl mahkümiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbirdir.
5237 sayılı Kanunun "adli para cezası" başlıklı 52'inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre; adli para cezası, 5 günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
5237 sayılı Kanunun "belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" başlıklı 53'üncü maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkralarına göre; kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkümiyetin kanuni sonucu olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden;
bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye,
köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca
verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden,
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin
yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun
iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek
erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılır. Kişi, işlemiş
bulunduğu suç dolayısıyla mahküm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya
kadar bu hakları kullanamaz.
Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde sayılan nitelikteki suçlar ve süreli hapis cezaları ile ilgili olarak, 5237 sayılı Kanunda farklı düzenlemelere yer verildiği, 5237 sayılı Kanunun genel düzenleme, 657 sayılı Kanunun da özel düzenleme getirdiği görülmektedir. 657 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile belirlenen süreli hapis cezası veya nevi sayılan suçlardan mahkümiyet halinde, cezanın infaz süresi veya ek süre tamamlanarak hak ve yetki yoksunluğu kalksa bile, mahkümiyet kararı kalkmadığı için devlet memurluğuna atanma ve memuriyeti sürdürme hak ve yetkisi süresiz olarak ortadan kaldırılmıştır.
Memuriyete engel cezalar genel itibariyle şunlardır: Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, kaçakçılık, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, sahtecilik, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma.
657 sayılı Kanuna bakıldığında, adli para cezası veya tedbiri memuriyete engel durumlar arasında görülmemektedir. Ancak buradaki püf nokta, memuriyete engel suçlar para cezasına çevrilse dahi başka bir ifade ile memuriyete engel sayılan suçlardan verilen mahkümiyetler adli para cezasına çevrilsin ya da çevrilmesin her durumda memuriyete engel teşkil eder, memuriyete engel suçlar dışında verilen adli para cezaları memuriyete engel teşkil etmeyecektir. Başka bir açıdan bakarsak; 657/A-5'te sayılan tek tek sayılan suçlar için "mahküm olmamak şartı" getirilerek bu mahkümiyet konusunda tabiri caizde "niteleme/derecelendirme" bulunulmamış, cezanın nevine/miktarına bakılmaksızın memuriyete engel olacağı hükme bağlanmıştır. Bu suçlar bakımından verilen mahkümiyet adli para cezasına çevrilsin/çevrilmesin memur olma şartı kaybedilmektedir.
Danıştay Beşinci Dairenin vermiş olduğu bir kararda (T: 22.01.1992, E: 1991/4323, K: 1992/56); hırsızlık suçundan dolayı ağır para cezasına mahküm edilen davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemini ret eden ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar yasaya uygun bularak onanmıştır.
Sonuç olarak, adli para cezasının memuriyete engel olup olmadığı hususunu, dönemin Devlet Personel Başkanlığı tarafından adli para cezasının memuriyete engel olup olmadığı hakkında verilen görüş yazısında (25.04.2017-2460) görmemiz mümkün olacaktır. Şöyle ki;
- İlgilinin hakkında verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilmiş memnu hakların iadesi kararı alınmış ve adli sicil kaydı silinmiş olsa dahi, işlemiş olduğu suçun 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde sayılan nitelikli suçlar arasında yer alması halinde atamasının yapılamayacağı.
- İşlemiş olduğu suçun, 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde sayılan nitelikli suçlar arasında yer almaması, ancak, adli para cezasına çevrilen hapis cezasının 1 yıl olması halinde, hakkında memnu hakların iadesi (yasaklanmış hakların geri verilmesi) kararı alınması kaydıyla atamasının yapılabileceği.
- İşlemiş olduğu suçun, 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde sayılan nitelikli suçlar arasında yer almaması ve adli para cezasına çevrilen hapis cezasının 1 yıldan az olması halinde atamasının yapılabileceği.