Mağdur sayısı hızla artıyor! Banka dolandırıcılığını dünya nasıl çözdü?
Türkiye'de finans şirketlerine yönelik siber saldırılar artarken, bankalar dolandırılma vakalarında sorumluluk üstlenmiyor. Ancak dünyada durum farklı. Birçok ülkede 48 saat içinde bildirim yapılması durumunda koşulsuz ve şartsız şekilde müşterinin mağduriyeti karşılanıyor. Aynı zamanda dolandırıcılara karşı 'parmak izi' yüz ve ses tanıma' gibi sıkı tedbirler alınıyor.
Türkiye'de son yıllarda banka dolandırıcılığı ile ilgili örneklerin sonu gelmiyor. Hacker'lar tarafından tüketicilerin banka hesapları boşaltılıyor, limitleri yükseltiliyor ve krediler çekiliyor. Banka müşterisinin bilgisi olmadan çok kısa süre içinde vurgun tamamlanıyor. Buna karşın bankalar yaşanan bu mağduriyetler karşısında sorumluluk almaktan kaçınıyor. Ancak dünyada durum çok daha farklı. Amerika'dan Avrupa'ya, Rusya'dan Uzak Doğu'ya kadar birçok ülkede müşterilerin zararları bankalar tarafından şartsız şekilde karşılanıyor. Mahkemeye uzanan süreçler tüketici ombudsmanları tarafından ücretsiz olarak takip ediliyor. Ayrıca bankalar güvenlik tedbirlerini de sıkı tutuyor. Kredi kullanımı, para transferleri veya kredi limiti yükseltme gibi konularda 'parmak izi' 'ses tanıma' ve 'yüz tanıma' gibi güvenlik denetimler uygulanıyor.
ZARARI BANKA KARŞILIYOR
Dünyada bu konuda sıkı tedbirler alınıyor. Öncelikle 48 saat içinde fark edilen
bütün dolandırıcılık vakalarında bankalar sorumluluk üstleniyor. Tüketici dolandırıldığını
48 saat içinde fark edip bankaya bildirdiğinde; her ne şekilde olursa olsun,
bankalar müşterisinin kaybının 24 saat içinde hesabına yatırıyor. Şayet mağdur
tüketici 48 saatte bunu fark etmediyse olay mahkemeye taşınıyor, burada da yüzde
90 oranla tüketici yine haklı çıkıyor. Dolandırıcılık vakaları ile ilgili 50
dolar veya avro limiti bulunuyor. Bankalar 50 dolar veya avro üzerindeki bütün
zararı karşılıyor, bunun altındaki rakamlar ise tüketiciyi ilgilendiriyor. Türkiye'de
ise dolandırıldığını anlayan kişinin en az 3 saat içerisinde bankaya başvurması
gerekiyor. Ancak bunu yerine getiren dahi zararını tazmin edemiyor.
MÜŞTERİLER SİGORTALANIYOR
Öte yandan dünya bankaları, yıllık bilançolarında kazançlarının bir kısmını
siber dolandırıcılığa karşı harcamaya ayırıyor. Bunun için siber ekipler kuruluyor.
Aplikasyon veya internet bankacılığı hesaplarına girilirken; kredi limiti yükseltilirken
veya kredi çekilirken, ek doğrulama katmanları kullanılıyor. Birden fazla kez
onay alınıyor. Ayrıca parmak izi, yüz tanıma ve ses tanıma gibi hem sesli hem
de biyometrik güvenlik tedbirleri uygulanıyor. En önemlisi ise müşteriler dolandırıcılık
vakalarına karşı sigorta yapılıyor. Bazı bankalar bunu mecburi, bazıları ise
isteğe göre uyguluyor. Yıllık cüzi bir ödeme karşılığında, tüketici bu tür durumlara
karşı sigortalanıyor.
DÜNYADA ÖRNEKLERİ VAR
Konuyla ilgili çeşitli örnekler bulunuyor. 2020 yılında İngiliz TSB Bank (Trustee
Savings Bank) 200'den fazla kişinin karıştığı dolandırıcılık olayında, mağdurlara
şartsız ve koşulsuz şekilde para ödemesi yaptığı görülüyor. Aynı şekilde 2021
yılında Amerika'da Bank of America, Avusturalya'da ANZ bank, Hindistan'da HDFC,
Singapur'da OCBC, Hollanda da ise ING Bank, hiçbir gerekçe sunmadan, mağdurların
parasını iade ettiği kamuoyuna yansıyan diğer vakalar. Ancak ülkemizde yüz binlerce
mağduriyet yaşanırken, tüketicilerin zararını karşılayan banka yok denecek kadar
az.
KAAN ZENGİNLİ