İletişim Başkanı Altun: Sosyal medyanın karanlık dehlizlerine gençlerimizi teslim etmeyeceğiz

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT Geleceğin İletişim Yarışması Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, dezenformasyonla mücadelede ulusal ve uluslararası düzeyde etkinlik denetimi ve raporlamanın genel performansına vurgu yapıldı. Altun, sosyal medyanın kontrolsüz yapısına karşı caydırıcı yasal düzenlemelerin gerekliliğine dikkat çekti.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 08 Ekim 2024 21:56, Son Güncelleme : 08 Ekim 2024 22:00
İletişim Başkanı Altun: Sosyal medyanın karanlık dehlizlerine gençlerimizi teslim etmeyeceğiz

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT Geleceğin İletişim Ödülü Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, sosyal medyada hızla yayılan yalan haber, hareket ve dezenformasyon içeriklerine karşı mücadelede kamusal denetim ve düzenlemenin gerekliliğini dile getirdi.

Altun, bu fiziksel Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin ulaştığınu belirtti ve merkezin amacının doğru ulusal ve uluslararası kamuoyuna sunulduğunu ifade etti.

Altun, yalnızca sistemin yapısının yeterli olmadığını, sosyal medya ve dijital platformlarda etkin yapısal düzenlemelere ve caydırıcı yapıya ihtiyacın duyulduğunu söyledi. "Gençlerimizi sosyal medyanın karanlık dehlizlerine terk edemeyiz" diyen Altun, sosyal medya platformlarının şiddet, vahşet, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi tehlikeli içeriklere göz yumduğunu vurguladı.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un "TRT Geleceğin İletişim Yarışmacıları Ödül Töreni"ndeki konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:

"KAMUSAL DENETİM VE DÜZENLEME SÜREÇLERİNE İHTİYACIMIZ VAR"

Maruz kaldığımız dezenformasyon bombardımanında önümüze düşen içeriğin doğruluğunu teyit etmek, mecranın yapısı, işleyişi ve hızı dikkate alındığında, özellikle kullanıcılar için oldukça meşakkatli bir iş. Bu nedenle kamusal denetim ve düzenleme süreçlerine ihtiyacımız var.

"SADECE DOĞRULAMA VE TEYİT MEKANİZMALARIYLA YETİNEMEYİZ"

Bu ve benzeri zorlukları aşabilmek adına biz Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesi altında Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'ni kurduk. Bunu yaparken amacımız yalanın, manipülasyonun, dezenformasyonun tespiti ve doğru bilginin ulusal ve uluslararası kamuoylarıyla paylaşılması. Fakat kamusal yarar adına sadece doğrulama ve teyit mekanizmalarıyla yetinemeyiz.

"GENÇLERİMİZİ SOSYAL MEDYANIN VE DİJİTAL MECRALARIN KARANLIK DEHLİZLERİNE TESLİM EDEMEYİZ"

Sosyal medya başta olmak üzere dijital mecralara ilişkin etkin hukuki düzenlemelere, caydırıcı tedbirlere ihtiyacımız var. Zira bizler sayın Cumhurbaşkanımızın bugünkü konuşmalarında ifade ettikleri gibi, gençlerimizi sosyal medyanın ve dijital mecraların karanlık dehlizlerine teslim edemeyiz. Bu platformların, şiddeti, vahşeti özendiren, yaygınlaştıran mecralara dönüştükleri açıktır.

"REYTİNG UĞRUNA KÖTÜLÜK TÜM DETAYLARIYLA DRAMATİZE EDİLİP KAMUOYUNUN GÜNDEMİNDE TUTULMAMALIDIR"

Şunu da özellikle belirtmek isterim ki bu süreçte konvansiyonel medya kuruluşlarından da sorumlu yayıncılık ilkesi gereğince hareket etmesini bekliyoruz. Televizyon kanallarımız, gazetelerimiz reyting uğruna şiddeti, kötülüğü tüm detaylarıyla dramatize ederek sürekli kamuoyunun gündeminde tutamazlar, tutmamalıdırlar.

"YENİ YASALARA İHTİYACIMIZ OLDUĞU AÇIKTIR"

Geleneksel medya kuruluşlarımız, sosyal medyadan önlerine düşen görüntüleri filtresiz şekilde daha geniş kitlelere yaymamak noktasında çok daha hassas davranmak zorundadır.

Küçük ve maddi hesaplar uğruna gençlerimizin popüler kültür ve dijital mecralar eliyle zehirlenmesine, bu yapılar için bir meta olarak görülmesine müsaade edemeyiz. Hukuk yaşayan bir kültürdür ve yeni ihtiyaçlara göre yeni yasalara ihtiyacımız olduğu açıktır.

"SOSYAL MEDYA PLATFORMLARI ŞİDDET VE VAHŞETİ TEŞVİK ETMEKTEDİR."

Zira kullanıcılar kadar, sosyal medya platformları da yalan, manipülasyon ve dezenformasyon içerikli paylaşımlardan sorumludur.
Ne var ki, söz konusu platformlar toplumsal sinir uçlarıyla oynayan, kutuplaşmaya sebebiyet veren; şiddeti, vahşeti, ırkçılığı, yabancı düşmanlığını, İslam karşıtlığını tetikleyen içeriklere göz yummakta, hatta bize öyle geliyor ki teşvik etmektedir.
Dijital platformların terör ve şiddet propagandasına karşı dahi etkin bir denetim mekanizması kurmaktan kaçındığına, talep edilmesine rağmen bu türden paylaşımları kaldırmadığına, algoritmalar marifetiyle toplumu bir arada tutan temel değerleri hedef alan paylaşımların görünürlüğünü artırdıklarına şahit oluyoruz.
Bu yapıların oluşturduğu siber tehditlere, hibrit tehditlere karşı siber vatanımızı korumak asli vazifemizdir. Siz genç iletişimcilerimizin de de bu bilinç ve duyarlılıkla hareket etmesini bekliyoruz.

Gerek İsrail'in gerekse işbirlikçilerin şunu artık anlaması gerekiyor; Bizler cesaretle, hakikat ve adalet şuuruyla bölgede soykırımcılarla, katillerle mücadele etmeye devam edeceğiz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber