'Her bir üniversitemizin uluslararasılaşmasını temin etmemiz lazım'
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Üniversitelerimiz; gerek öğretim üyeleri, gerek öğrenciler, gerek araştırma programlarıyla uluslararası üniversite çevrelerine entegre olmalı ve bu anlamda her bir üniversitemizin uluslararasılaşmasını temin etmemiz lazım." dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 2024-2025 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni dolayısıyla Ankara'da bulunan rektörlerle Meclis'te bir araya geldi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, programda yaptığı konuşmada, Türkiye'de özellikle yükseköğretim alanında çok önemli mesafeler katedildiğini dile getirerek, "Her birinizin emekleri var olsun. Türkiye'nin eğitiminin yükselmesi, yücelmesi, genişlemesi, yaygınlaşması konusunda olağanüstü bir çabanın içerisindesiniz." ifadesini kullandı.
Kendisinin gençlik yıllarında Türkiye'nin sadece birkaç kentinde üniversitelerin bulunduğunu, milletin evlatlarının Türkiye'nin bir ucundan öteki ucuna üniversitede okumak için göç etmek mecburiyetinde kaldıklarını anlatan Kurtulmuş, şimdi ise Türkiye'nin her şehrinde üniversitenin bulunduğunu belirtti.
208'e ulaşan üniversitelerin sayısıyla Türkiye'de tabiri caizse bir "üniversiteliler ordusu"nun ortaya çıktığını dile getiren Kurtulmuş, "7,5 milyon evladımızın Türkiye'nin üniversitelerinde okuyor olması fevkalade önemlidir ve değerlidir. Ayrıca bu 340 bine ulaşan yabancı öğrencilerin varlığı da Türkiye'nin sahip olduğu küresel iddiaları taşıyabilmesi için oldukça değerli ve önemlidir. Bu geldiğimiz yeri asla küçümsemeden ama asla yeterli görmeden yolumuza devam etmek mecburiyetindeyiz." dedi.
Sayısal olarak bir noktaya gelen üniversitelerin kalitesinin artırılması için atılması gereken adımların bulunduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Her şeyden evvel 208 sayısı, üniversitelerimiz arasında yeni bir rekabetin başlamasını da zorunlu kılıyor. Öncelikle Türkiye'nin üniversiteleri kendi aralarında, bölümler, fakülteler kendi aralarında rekabetle seviyelerini yukarıya çıkarmak için büyük bir mücadele gerçekleştirmek durumundadır. Dünyanın üniversiteleriyle maruf birçok ülkesinde de her üniversitenin kalitesinin aynı olmadığı aşikardır." diye konuştu.
Üniversitelerin uluslararasılaşmasının önemine de işaret eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Sadece kendi kentinin sınırları içerisinde değil, sadece kendi hitap ettiği öğrenci potansiyelleri bakımından belli çevreye değil, üniversitelerimiz; gerek öğretim üyeleri, gerek öğrenciler, gerek araştırma programlarıyla uluslararası üniversite çevrelerine entegre olmalı ve bu anlamda her bir üniversitemizin uluslararasılaşmasını temin etmemiz lazım. Yazılacak makaleler, yapılacak araştırmalar, diğer üniversitelerle yapılacak işbirlikleri, birtakım öğrenci ve öğretim üyesi değişim programları vasıtasıyla inanın ki sandığımızdan çok daha hızlı bir şekilde üniversitelerimizin uluslararasılaşmasını sağlamak mümkün olacaktır. Hiç şüphesiz bunun için de üniversitelerin öğretim üyelerinin arasındaki işbirliklerinin maksimum seviyeye yükseltilmesi şarttır. Bunun için her türlü imkanımızın YÖK bünyesinde, devletimizin bütün kurum ve kuruluşlarıyla bu anlamdaki akademik işbirliklerinin arttırılması için her türlü imkana sahip olduğumuzu da açıkça söylememiz lazım."
Kurtulmuş, yüksek teknolojilerin üretilmesinde üniversitelerin rolünün de altını çizerek, bu çerçevede hem öğretim üyeleri hem araştırma merkezleri hem fakültelerin imkanları bakımından önemli bir noktaya gelindiğini söyledi.
"Üniversitelerimizin şehirleriyle bütünleşmeye başladığını sevinerek müşahede ediyoruz"
Üniversitelerin "toplumsallaşması" gereğini de vurgulayan Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:
"Yıllarca eleştirdiğimiz hususlardan birisi, özellikle şehir üniversitelerinin, şehrin sosyal yapısından, dokusundan uzak, şehirle bütünleşmemiş ve şehrin sorunlarını çözebilme becerisini ortaya koyamamış olmalarıydı veya burada eksik kalmalarıydı. Zaman içerisinde bunun telafi edilmeye başladığını, hemen hemen Türkiye'nin dört bir tarafındaki üniversitelerimizin şehirleriyle bütünleşmeye başladığını da sevinerek müşahede ediyoruz. Ama yeterli düzeyde değildir. Üniversitelerin şehirle daha fazla birlikte olması ve şehirlerinin sorunlarını çözebilecek kabiliyeti ve öncülüğü ortaya koyması şarttır. Bu çerçevede her bir üniversitemizin üzerine önemli sorumluluklar düşüyor."
Üniversitelerin değer üreten kurumlar olması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, "Açıkçası gelinen noktada, bilgi teknolojilerinin insanlığa sunduğu imkanlarla aslında bir şey öğrenmek için herhangi bir fiziki mekana gitmeye gerek yoktur. İnsanlar tek başlarına sanal ortamlarda, dünyadaki bütün üretilmiş bilgilere rahatlıkla birkaç dakika içinde ulaşabilecek imkana sahiptir. Dolayısıyla üniversitelerin esas vazifesi sadece iki kere ikinin dört ettiğini öğretmek değil, bilimsel bilgiyi, sadece farazi bilgiyi öğretmek değil, bunun çok ötesinde değer üretiminin nasıl olabileceğini, değerlerin nasıl toplumları inşa edebileceğini de gençlerimize öğretebilmeleridir." şeklinde konuştu.
"ABD başkanının söylediği söz, insanlık adına kabul edilebilir bir söz değildir"
"Bugünün dünyasının en büyük sorununun bilgiye sahip olmamak değil, bilginin değerden uzak bir ortamda üretilmiş olmasının verdiği maalesef sıkıntıları yaşıyor olmasıdır" diyen Kurtulmuş, bugün insanlığın yaşadığı, çoğu insan yapımı felaketlerin arkasındaki ana nedenlerden birisinin hiç kuşkusuz değerler sisteminden azade, bir bilgi üretmenin sonucu olarak ortaya çıkan durum olduğunun altını çizdi.
Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada biraz daha açık söylüyorum. Şimdi Gazze'deki vahşetten bahsediyoruz. Şu anda dünya siyasetinde parmaklarından kanlar damlayan adamlara bakın. İsimlerini burada bana saydırmayın. Bunların her birisi, dünyanın en iyi üniversitelerinden mezun olmuş insanlardır. Hatta dereceyle bitirilmiş olan diplomaları vardır. Ama çok rahatlıkla, karşı taraftakini insan bile saymayan değerlerden yoksun bir eğitimsizlik, cehalet içerisindedir. Daha geçenlerde koskoca ABD'nin başkanının söylediği söz, insanlık adına kabul edilebilir bir söz değildir. Ne dedi? 'Vereceğiniz cevabınız ölçülü olsun, saldırınız ölçülü olsun.' Herhangi bir şekilde İsrail'in şu anda vereceği bir cevabın ölçülü olması için acaba kaç on bin masum insanın daha ölmesi lazım? Bunu hangi değer öğretir size? Bu kadar haksızlığı, bu kadar adaletsizliği, bu kadar vicdansızlığı hangi 'Ivy league üniversiteleri'nin diplomalarıyla sahip oldunuz?
Dolayısıyla üzerinde hassasiyetle durmamız gereken hususlardan birisi, bizim üniversitelerimizin gençlerimizi değerler çerçevesinde yetiştirmesidir. Değerler çerçevesinde insanlarımızı, gençlerimizi yetiştirebilirsek zaten onlar sadece kendi milletimize değil bütün insanlığa yararlı olacak bilgiyi üretirler ve bütün insanlığın hayrına bu ürettikleri bilgiyi hasrederler. Ahlakı, vicdanı, insafı, insanlığı, insani değerleri bizim medeniyetimizin tabiriyle, aklı ve vicdanı olan her insanın dili, dini ne olursa olsun kabul edebileceği insanlığın ortak iyisi anlamına gelen marufu gençlerimize öğretmek zorundayız. Eğer bunları yapabilirsek ümit ediyorum ki bugün geldiğimiz noktadan çok daha ileriye koşar adım devam edebiliriz."
Törende, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, TBMM Genel Sekreteri Talip Uzun, daha önce rektörlük yapan bazı milletvekilleri de yer aldı.