Özgür Özel'den Öcalan'ın çağrısına şartlı destek
Özgür Özel; "Kan akmayacaksa, şehit gelmeyecekse, bu ülke bütün varını yoğunu harcadığı bu terör belasından kurtulacaksa, insanların yüzü gülecekse, analar ağlamayacaksa, barış gelecekse, artık Kürtler yaşadıkları bu sorunlardan kurtulacaklarsa, kendilerini bu ülkenin tam ve eşit vatandaşları hissedeceklerse biz orada varız" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan'ı ziyaret etti.
Yeniden Refah Partisinin genel merkezinde yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından genel başkanlar, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Özel, görüşmelerinde Erbakan'a, erken seçim talebine ilişkin bilgi aktardığını, ekonomi ve siyasetle ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını ve eski başbakanlardan merhum Necmettin Erbakan'ın vefatının 14. yılı dolayısıyla başsağlığı dileklerini sunduğunu belirtti.
Fatih Erbakan da görüşmede Türkiye siyasetiyle ilgili görüş alışverişinde bulunulduğunu, DEM Parti'nin İmralı ziyareti ve ardından atılacak adımlarla ilgili değerlendirmeler yaptıklarını ifade etti.
- Terör örgütü PKK elebaşı Öcalan'ın çağrısı
CHP Genel Başkanı Özel ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısına yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine Özel, şunları söyledi:
"Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarihsel tutarlılığımızı sürdürüyoruz. Bizim tarihsel tutarlılığımız ve bu sürece yönelik yaptığımız bütün açıklamalarda şunu söylüyoruz: Bir sorun var mı? Evet, bir sorun var. Ülkede Kürtler, 'Sorunum var.' diyorsa Erdoğan'ın geçmişte bu konuda söylediklerini terk edip de 'Kürt sorunu yoktur.' demesiyle Kürt sorunu çözülmüyor. Bu sorunun çözülmesi için Meclis zemininde hiçbir partinin dışlanmadığı ve sivil toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği bir çalışmanın yapılması mutlaka gereklidir. Bu çalışmanın başı, sonu demokratikleşmedir. Bu noktada elbette ki her zaman söylediğim hassasiyetle şehit ailelerinin, gazilerimizin ve tüm mağdurların mutlaka rızalarının, görüşlerinin alınması, onları üzecek, rahatsız edecek işlerin içine girilmemesi çok önemlidir. Bunun dışında biz şeffaflığa vurgu yapıyoruz, samimiyete vurgu yapıyoruz.
Şunu da söylemek gerekir, Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşları neyin ne olduğunu bilen, gören insanlardır. Ben 2025 yılında bir iktidar partisinin ve ülkenin Cumhurbaşkanı'nın milletin aklıyla alay etmesini de doğru bulmuyorum. Bir yandan, bir yılı aşkın süredir bir müzakereyi yürüteceksiniz. Yaptığınız, yapılan görüşmelere devlet adına heyet eşlik edecek. Bu konudan dakika dakika haberiniz olacak. Anayasa Mahkemesinin bir üyesi, Yargıtaydan üyeler, yüksek hakimlerin bulunduğu 20'nin üzerinde hukukçudan oluşan bir masa çalışma yapıyor olacak. Sizin bilginizde, sonra da millete 'Bir şeyler oluyor.', 'Kendiliğinden oluyor.', 'Sayın Bahçeli de güzel konuştu.', 'Ben bir şey demiyorum.', 'Benle ilgisi yok.', 'Olursa sahiplenirim.' İyi sonuçlar olursa bana yarasın, kötü sonuçlar olursa uzak dururum yaklaşımı. Bu millet böyle kandırılabilecek, zekası hafife alınabilecek bir millet değil. Bir işi yapacaksan onun sorumluluğunu alacaksın, cesaretini göstereceksin. Millet, sana bunun görevini vermiş, yetkisini vermiş."
Özgür Özel, "Kan akmayacaksa, şehit gelmeyecekse, bu ülke bütün varını yoğunu harcadığı bu terör belasından kurtulacaksa, insanların yüzü gülecekse, analar ağlamayacaksa, barış gelecekse, artık Kürtler yaşadıkları bu sorunlardan kurtulacaklarsa, kendilerini bu ülkenin tam ve eşit vatandaşları hissedeceklerse biz orada varız." dedi.
Fatih Erbakan da aynı soruyu şöyle yanıtladı:
"Burada 'barış gelsin', 'şehitler gelmesin', 'karşılıklı huzur ve barış ortamı hakim olsun' düşüncesi, ifadeleri ortaya konuluyor ancak bunun arkasında, bu açıklamanın arkasından Abdullah Öcalan'a birtakım tavizlerin verilmesi, kendisinin birtakım haklardan istifade ettirilmesi ve bunun karşılığında da DEM Parti'nin Meclis'te desteğinin alınarak iktidarın istediği yönde bir anayasa değişikliğinin yapılmasının planlandığı, hedeflendiğine ilişkin tabii ki düşüncelerimiz, şüphelerimiz devam ediyor."
- "Vatandaşlık tanımı, yeni anayasada gözden geçirilebilir" açıklaması
Özel, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım'ın "Vatandaşlık tanımı, yeni anayasada gözden geçirilebilir." açıklamasıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yeni bir anayasa tartışması açılması hem bu süreci hem de bütün Türkiye'deki siyasi atmosferi dinamitlemekten başka bir şey değildir. O zaman mesele, bir al-ver pazarlığına dönüşmüş demektir ki gittiğimiz şehit aileleri de şunu söylüyor: 'Biz yandık, başkası yanmasın. Biz bağrımıza taş basalım ama bunu siyasete, çıkara alet etmeyin.' Bunu Türkiye'deki şehit aileleri ve gaziler için kurulmuş tüm derneklerin en tepesinde devletin resmi protokolünde görev verdiği, yer verdiği bir vakıf ve iki dernekteki yöneticiler, sizlerin de takip ettiğiniz ziyaretlerde söylediler. Siyasi ikbal, anayasayı değiştirip bunun üzerinden Erdoğan'a bir şey alıp, onun karşılığında bir şey vermek. İşte bu, samimiyetten uzak ve gerçekte sorunu çözmeye yönelik olmayan, bir pazarlık mantığı olur. Biz, buna karşı olacağımızı söylemiştik. Heyet de zaten ziyaretinde bize bir yasal düzenlemenin konuşulduğunu ancak anayasa değişikliği meselesinin söz konusu olmadığını en net bir dille ifade etmişlerdi. Bunun için Meclis zemini önemlidir, bunun için şeffaflık önemlidir. Binali Yıldırım, kafaları karıştırmasın, ortalığı bulandırmasın diye tüm partilerin katılımıyla Mecliste kurulacak tam yetkili bir komisyonla ve şeffaflıkla bu işler Meclis zemininde ve yasal düzenlemeler üzerinden götürülmelidir."
Bu açıklamalar ve süreçle ilgili şüphelerinin bulunduğunu dile getiren Erbakan da şunları ifade etti:
"'İktidar yeri geldi, Milliyetçi Hareket Partisi ile bir ortaklık kurdu, beraber yola devam etti. Şimdi de yeri geldi Abdullah Öcalan'ı ve DEM Parti'yi yanına alarak yoluna devam etmek ve iktidarını sürdürmek istiyor' şeklinde bir görüntüyle karşı karşıyayız. Tabii ki şu aşamada hemen kesin bir şey söylemek zor ama bundan sonra devletin, iktidar kanadının atacağı adımlar, verilebileceği olan tavizler, bunlarla ilgili süreci takip edeceğiz."
- ABB Başkanı Mansur Yavaş
Özel, CHP Genel Merkezi'ndeki toplantıya Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş'ın katılıp katılmadığına ilişkin soruya ise şu karşılığı verdi:
"Dün Mansur Bey, bunu kendisi açıkladı. Dünkü toplantı 5-6 kompartımandan oluşan bir toplantıydı ve biz ilk toplantıyı gerçekleştirdik, devamında Mansur Bey'in bir ay önceden sizlerin de bildiği gibi ilan edilmiş açılış programı bitti. İl başkanlarıyla toplantı, belediye başkanlarıyla toplantı sürüyor. Bu sırada haberler: 'Mansur Yavaş gelmedi, Ekrem İmamoğlu binayı terk etti.' yazıyordu. Biz içeride de konuştuk bunu, güldük. Mansur Yavaş, açılışından sonra koşa koşa geldi ve açıklaması şu: 'Bizim toplantımız 14.45'te, ona yetişmeye çalışıyorum.' Ve Mansur Bey, 14 Büyükşehir Başkanımızla birlikte, Ekrem Bey'in de olduğu toplantıya, kendisinin de davetli olduğu toplantıya katıldı ve son derece verimli bir toplantıyı gerçekleştirdik. Şimdi olmayan bir krizi varmış gibi.. Haydi birileri dün o yalanı attılar da siz gözünüzle gördünüz, Mansur Bey geldi, katıldı, fotoğrafları gördünüz. Bir sorunumuz, bir sıkıntımız yok. Mansur Bey'in açıklaması net, hiçbir sıkıntı, hiçbir sorun yok. Birlik ve beraberlik dışında bir çaremiz yok. Biz, hep birlikte durmamız gereken yerdeyiz, iktidarın karşısındayız. Yan yana ve omuz omuzayız."
- Bahçeli'nin Erbakan ile telefonda görüşme talebi
Bir gazeteci, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin merhum Necmettin Erbakan'ın vefatının yıl dönümünde Fatih Erbakan'ı aradığı ancak ulaşamadığı ve bu nedenle görüşme talebini geri çektiği yönünde MHP'den açıklama yapıldığını hatırlattı.
Fatih Erbakan, bu duruma ilişkin, "Tabii öncelikle biz kendisinin ameliyatı akabinde hemen bir geçmiş olsun telefonu yapmak için kendisini aradık, yaklaşık 15 gün kadar önce ancak bu süre içerisinde tarafımıza hiçbir dönüş olmadı. Biz de buna maalesef bir mana veremedik." dedi.
Dün kendisine arama geldiği sırada Başkanlık Divanı ile toplantı halinde olduklarını söyleyen Erbakan, şunları dile getirdi:
"İki saatin arkasından da dönüş yapmak istediğimizde böyle bir tabloyla karşılaştık. Tabii hiç kimse, bir diğer kimse aradığında hazır bekleme zorunluluğunda değil. Hepimizin meşguliyetleri var, toplantıları var, programları var. İki saatin içerisinde bir dönüş olmadığı için böyle bir tavır almalarını gerçekten de yadırgadık ve üzüldük. Biz, siyasette gerginlik istemiyoruz."