MEB eski yöneticileri gözden çıkardı
MEB eski taşra yöneticilerini gözden çıkardığını bir kez daha göstermiştir.
Eski yöneticileri gözden çıkarma, yıldırma ve emekliye sevk etme operasyonu geçen yaz başlamıştı. Eski diyoruz çünkü o gözle bakılıyor bakanlıktan. Bu yaz Taşra Yöneticilerini oluşturan İlçe Müdürleri, Şube Müdürleri ve İl Milli Eğitim Müdür yardımcılarına yönelik başlatılan rotasyon süreci tercihler de yapıldığı halde iptal edilmişti.
Çünkü evdeki hesap çarşıya uymamıştı. Hesaba göre; Taşra yöneticileri rotasyona tabi tutulacaklar böylece yıllardır aynı il yada ilçede çalışan yöneticiler hizmet bölgesi esasına göre yer değiştirecekler ve büyük bir kısmı emekliliğini isteyecekti.
Bu hesap tutmadı çünkü illerde açık sayısı çoktu ve tercihler değerlendirildikten sonra anlaşıldı ki özellikle doğu bölgelerimizde hiç yönetici kalmıyordu. Bu durumda tek çare kalmıştı ki tarihte bir ilk gerçekleşerek tercihlere rağmen atamaların beklendiği saatlerde yönetmelik yayımlanarak erteleme geldi.
Bu erteleme ile beraber bir çok yönetici artık gündeme gelmez diye düşünmeye başladı. Oysa ki kafaya konulan plan gecikmeli olarak da olsa uygulanacaktı. Dönüş olmayacak sadece daha önce karşılaşılan sorunu aşmaya yönelik tedbirler alınacaktı. Tedbirler de alındı ve alınmaya devam ediliyor.
Öncelikle şube müdürlüğü için sınavı öngören yönetmelik çıkarıldı. Yönetmelikte yazılı sınavı geçenler sözlü sınava tabi tutulacaklar ve sözlü sınava göre atama yapılması hüküm altına alındı. Bir yandan daha önceki yanlış hesap giderilecek diğer taraftan boş kadrolara atama yapılacaktı. Tekrar söyleyelim ki atamada kriter sözlü sınav yani... olacaktı. MEB Şube müdürlüğü sınavını kazananları atayacak ve atamadan sonra tüm kadrolar dolacağından rotasyonu uygularken rotasyona tabii yöneticiler sadece birbirlerinin kadrolarını isteyebileceklerdi. Böylece rotasyonda amaçlanan gerçekleştirilmiş olacaktı. Derken bir sorun daha vardı o da boş olan ilçe müdürlüklerini doldurmak sorunuydu. Bunu aşmak için de gece gündüz çalışılarak listeler oluşturuluyor ve atamalar bugünlerde yapılmaktadır Bu atamalarda kriter ne diye sorulacak olursa cevabımız açık ve net: kariyer ve liyakat hariç her şey.
Sayın AVCI bir röportajda bana TRT Genel Müdürlüğü teklif ettiler fakat yeterli birikime sahip olmadığım için kabul etmedim demişti. Evet bunu söyleyen bir bakan yani kendi geleceği açısından objektif davranan sayın bakan ülke geleceğinin tayininde etkili olacak ilçe müdürlüklerinin atamalarında anlamlı bir kriter ortaya koyamıyor. Siyaset kendisine gelince zorlama yapamıyor fakat imza atmasına gelince zorlamaya boyun eğilebiliyor anlaşılan.Bu da yeterli gelmiyor. Yani boş müdürlüklerin doldurulması bir tarafa dolu yerlerde de oynamalar yapılıyor ve İlçe Müdürlüğünü elinden alan kişi Edirne'ye İl Müdürü olunca koltuğuna dönen H.Y. bu kez de Edirne'ye ilçe müdürü olarak gidiyor. Kader bir kez daha kesiştiriyor yollarını. Bunun gibi nice nice örnekler. Bakan Çelik'in 76.madde ile okul müdürü yaptıkları şimdi de il/ilçe müdürü oluyorlar. Bu da yetmedi sınıftan alınan öğretmen, ilden alına şef, okuldan alınan müdür yardımcısı da ilçe müdürü/şube müdürü yapılıyor. Bunun adına gençleştirme deyip alkış tutanlara ne demek lazım. Kariyeri, liyakati hiçe sayıp siz sadece genç, hemşehri, arkadaşi akraba, yandaş diyerek atama yaparsanız ne ülkeye ne de eğitime fayda sağlarsınız.
Bu atanan kişiler ağızlarıyla kuş tutsalar da eğik oturacaklardır o koltuklara...
MEB'de dizginler ele alınmadı, statükodan vazgeçilemedi, vesayet yıkılamıyor cümlelerine inat dizginler öyle ele alındı ki at neredeyse ölecek kırbaç yemekten...
İnsanlar istemeye istemeye rotasyon beklerlerken bu atamaları yapmak yıllardır sistemde çalışan insanlara saygısızlık değil mi? Vefa İstanbul'da semt isminden mi ibaret sizin için?
Hiçbir akrabamız, dostumuz arkadaşımız İlçe müdürü değil, kimseyi kollamak gibi bir niyetimiz de yok. Çoğunluğu da bu iktidar döneminde atandılar ve karşı karşıya kaldığımız çok konu oldu zamanla. Fakat haksızlık karşısında susmamak, dilsiz şeytan olmamak adına dile getirmemiz gerekiyor gerçekleri. Artık bu kararlardan dönülmesini de ümit etmiyoruz çünkü amaç belli, hedef belli... Güce sahip olanlar da belli. O zaman bize yanlış yapıldığını söylemek ve tarihe not düşmek kalıyor.
Be insaf dediklerimize de son birkaç cümle: kişileri başka yerlere göndereceksiniz rotasyon uygulayacaksınız peki bu kuralı onları bu kadrolara atarken koymadığınızı biliyorsunuz di mi?
Bunlar içerisinde tek maaşla geçinip çoluğunu çocuğunu bir şekilde okullara yerleştirenler olduğunu, hastaları ya da hastalıkları olduğunu bu yer değişikliğinin tüm hayatlarını alt üst edeceğini biliyorsunuz di mi?
Bu uygulamaya geçerken onlara ya sev ya terk et dediğinizi alt göreve (Örneğin Okul müdürlüğüne) geçiş hakkı dahi vermediğinizi biliyorsunuz di mi?
Peygamber efendimizin işi ehline veriniz dediğini, bunu yapmamanın aynı zamanda kul hakkı yemek olduğunu biliyorsunuz di mi?
Bu yaklaşımların ne size ne eğitime ne de ülkemize yarar sağlamayacağının farkındasınız di mi?
Eminim ki soruların cevabı Evet'tir. O zaman sizi vicdanınızla baş başa bırakıyoruz...
Maksut BALMUK