Köksal Toptan: Rüşveti veren olmazsa alan da olmaz
Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı Köksal Toptan, görevli kamu personelinin iyi eğitilmesi gerektiğini belirterek "Deyim kaba ama kusura bakmayın, rüşveti veren olmazsa alan da olmaz. O zaman iş yapmaz, yasal iş yapmıyorsan yapmaz inanmak gerekir. Çocukluktan en yüksek kademesine kadar kamuda bulunan bütün kişilerin buna inanması lazım" dedi.
Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı Köksal Toptan, görevli kamu personelinin iyi eğitilmesi gerektiğini belirterek "Deyim kaba ama kusura bakmayın, rüşveti veren olmazsa alan da olmaz. O zaman iş yapmaz, yasal iş yapmıyorsan yapmaz inanmak gerekir. Çocukluktan en yüksek kademesine kadar kamuda bulunan bütün kişilerin buna inanması lazım" dedi.
Yerel Yönetimlerde Seçilmiş ve Atanmış Kamu Görevlilerinin Etik Farkındalığının Artırılması İçin Teknik Destek Projesi'nin ikinci toplantısı Trabzon'da bir otelde yapıldı. Türkiye ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen projenin açılışına Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı Köksal Toptan'ın yanı sıra Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu, kaymakamlar, ilçe belediye başkanları ve daire amirleri katıldı.
Açılışta bir konuşma yapan Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı Köksal Toptan, kurulun görevlerine ilişkin vatandaşlara soru sorulduğunu belirterek, "Bu kurulun amacı iki önemli işte özetlenebilir. Birincisi, kamuda belli görevlerde ve üstünde bulunan kişilerin etik dışı iddialarını incelemek ve etik ihlali vardır veya yoktur diye bir karar vermek. İkincisi bana sorarsanız bundan daha önemli olanı ülkede etik davranışlarının ve kültürünün ivme kazandırılmasını sağlamak ve bunu özellikle yeni yetişen çocuklarımıza, gençlerimize anlatmak. Aslında bizim bildiklerimizi şimdi Avrupa bize öğretiyor. Bundan üzüntü duymak gerekir. Kurulun görevlerine ilişkin vatandaşa soru sorduk. Katılımcıların yüzde 55'i, ben bu ismi hiç duymadım diyor. Duydum diyenlerin yüzde 80'i çalışmalardan habersiz, yüzde 95'i kurula başvuru şartlarını bilmiyor. Araştırmalardan, vatandaşın yüzde 45'e yakınının etik dışı davranışların önlenebileceğine inandığı sonucu çıktı. Bu bizim için çok önemli bir veri. Böyle bir inancın olması, etik konusunda önümüzdeki süreçte çok mesafe almamızı mümkün kılmaktadır. Bu bakımdan diğer göstergeler ne kadar olumsuz olursa olsun, sadece bu veri bizi heyecanlandırmakta ve ümitlendirmektedir" dedi.
"Belediye başkanları yakınlarını, eşini, dostunu, oğlunu işe alsın mı sorusuna..."
45 bin kişiye eğitim verildiğini dile getiren Toptan, "Arkadaşlarımızla birlikte yoğun bir mesai içerisinde çalışıyoruz, gayret ediyoruz. Arkadaşlarımız şu ana kadar 341 kamu görevlisini eğitici olarak yetiştirdi. Toplamda baktığımız zaman son yıllarda sayı oldukça arttı, 45 bin kişiye eğitim vermişiz ama demek ki 45 bin kişi toplam kamu görevlileri içerisinde çok büyük bir şey ifade etmiyor, o nedenle eğitim faaliyetlerine devam etmemiz ve mutlaka Milli Eğitimle de işbirliği yapmak suretiyle gençlerimizin, çocuklarımızın bu kültürle tanışmasını sağlamamamız lazım. Araştırmalar sırasında vatandaşa, belediye başkanları yüzlerce düğüne gidiyor ve hediye götürmek lazım. Bizim klasik hediyemiz de geleneksel olarak yarım altın, çeyrek altındır, fakat o kadar pahalı hale geldi ki çeyrek altın da yarım altın da bunu acaba belediye bütçesinden versek olur mu diye soruldu. Katılımcılardan 'yüzde 92'si hayır cevabını verdi. 'Belediye başkanları yakınlarını, eşini, dostunu, oğlunu işe alsın mı sorusuna da 'yüzde 95'i almasın' yanıtını verdi. Belediyeler denetlenir mi, valiler belediyeleri iyi denetliyor mu sorusuna 'yüzde 90' denetlemiyor cevabını verdi. Vatandaşlarımız merkezi yönetim Ankara'dan denetliyor mu sorusuna 'yüzde 85' hayır dedi. Sanırsınız ki Trabzon'un Ortahisar'ın da ayrı bir devlet var, Ankara'da ayrı bir devlet var öyle değil mi? Ama ne var, algı var. Bu algıyı kırmak özellikle belediye başkanı arkadaşlarımızın temel işlerinden, görevlerinden biri olmalı. Almanya'da Berlin Belediyesi'ndeki uygulamaları inceledik. Bize bilgi veren Berlin Belediyesi'nden sorumlu başsavcıya, 'bu kadar sıkı tutuyorsunuz, sizde yolsuzluk olmaz' dedik, 'olmaz olur mu, bende 150 tane dosya var' dedi. İnsan ve menfaat unsurunun olduğu her yerde demek ki bu olabiliyor. Bize düşen, geleneklerimizin bizim omuzumuza yüklediği sorumluluk duygusu içerisinde bunu minimize etmek, asgari düzeye indirmektir. Biz bunun için buradayız, inşallah Türkiye'nin tamamını gezme imkanı bulacağız" diye konuştu.
"Rüşveti veren olmazsa alan da olmaz"
Konuşmasının ardından gazetecilerle bir araya gelen Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı Köksal Toptan, yerel yönetimlerin en çok tartışılan, üzerinde en çok durulan ve olumsuz algıların en çok yer aldığı bir alan olduğunu vurgulayarak, "Yerel Yönetimlerde Etik Farkındalık Projesi'nde başarılı olacağımıza inanıyoruz çünkü üzerinde durduğumuz, Türkiye'ye yerleşsin diye uğruna çaba sarf ettiğimiz konu aslında geleceğimizi de ilgilendiren, asırlar sürecek bir büyük hedef ve o hedefe varma projesi. Burada basın mensubu arkadaşlarımızın çok büyük katkısı olabilir düşüncesindeyim çünkü biraz evvel yaptığımız araştırmalardan aldığımız sonuçlarda çıktığı gibi, vatandaşın büyük bir çoğunluğu böyle bir kuruldan da kurulun yaptıklarından da habersiz. Kurul daha önce de başarılı projeler uyguladı, mesela bundan 10 sene evvel tapuda bir işlem yaptırmak için oraya gidip, alışılagelmiş bahşişi oradaki bir tapu memuruna vermemek düşünülemezdi. Şimdi yüzde 100'e yakın oranda ortadan kalktı ve tapu idareleri daha da şeffaflaşıyor, zannediyorum yakın zamanda evde bilgisayarının başına geçip tapu işlemlerini yaptırma imkanı bulacak vatandaş. İkinci başarılı olduğumuz alan gümrükler. Gümrüklerde de olağan hale gelmiş geçerken 3-5 kuruş deyim yerindeyse vermek ama bu da yok artık. Burada iki taraflı düşünmek lazım bir görevli kamu personelinin iyi eğitilmesi lazım, iki bana sorarsanız ondan daha önemlisi vatandaşın ne hakkın var veya hakkımı ver deme bilincine ulaşması gerekiyor. Deyim kaba ama kusura bakmayın, rüşveti veren olmazsa alan da olmaz. O zaman iş yapmaz, yasal iş yapmıyorsan yapmaz inanmak gerekir. Çocukluktan en yüksek kademesine kadar kamuda bulunan bütün kişilerin buna inanması lazım. Demek ki yapabiliyoruz, demek ki becerebiliyoruz. Yerel yönetimler bizim en çok tartıştığımız, üzerinde en çok durduğumuz, olumsuz algıların en çok yer aldığı bir alan. Bu projeyi başarılı kılabilirsek Türkiye'nin önemli bir imaj değişikliğine hep beraber imza atmış olabiliriz diye düşünmekteyim" ifadelerini kullandı.