12 sene de sürse vekaleten atanma kazanılmış hak sayılmaz
Sitemize sıkça sorulan sorulardan bir tanesi de uzun süre vekalet edilen bir görev için başka birisinin asaleten atanması halinde vekalet eden kişi açısından kazanılmış bir durumun olup olmayacağıdır
Danıştay 2. Dairesinin bir kararına yansıyan olayda, Öğretmenevi Müdürlüğünde 18.11.1996 -03.07.2008 tarihleri arasında yaklaşık 12 sene vekaleten görev yapan ve bilahare yerine asaleten atama yapıldığı için görevlendirmesi sona eren davacının bul durumunun kazanılmış hak oluşturmayacağını belirtmiştir.
Yerel Mahkemece: Davacının geçici görevlendirilmesinin 12 yıla yakın bir süre devam ettiği, dolayısıyla bu görevlendirmenin geçici olma özelliğinin çok ötesine geçtiği ve artık naklen atama niteliğine büründüğünün kabulünün zorunlu olduğu, bu durumda ise, görevinde başarılı olan ve aksi yönde bir iddiada bulunmaksızın davacının görevinden alınması yönünde tesis edilen işlemde kamu yararına ve hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptaline hükmedilmiştir.
Ancak, Danıştay bu kararı bozarak, "Öğretmenevi Müdürlüğündeki görevlendirilmesi uzun yıllar devam etmiş ise de, söz konusu bu görevlendirmenin mahiyeti itibariyle davacı açısından kazanılmış hak teşkil etmeyeceği gibi görevlendirme müessesesinin asaleten atamayı engeller mahiyette kullanılamayacağı da açıktır.
Bu durumda; asaleten atama yapılmak suretiyle davacının görevlendirilmesinin sona erdirilmesinde hukuka aykırılık, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır." demiştir.
KARARIN TAM METNİ
T.C. Danıştay 2. Daire
Esas No:2012/6808/
Karar No:2013/3092
K. Tarihi:
Özeti : Asaleten atama yapılmak suretiyle davacının görevlendirilmesinin sona erdirilmesinde, hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : İstanbul Valiliği
Diğer Davalı : -
Karşı Taraf : ...
İsteğin Özeti : İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin 24.02.2009 günlü, E:2008/1246, K:2009/255 sayılı kararının, davalı idarelerden İstanbul Valiliği tarafından, dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : -
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
Dava, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 18.11.1996 tarih ve 730/811 sayılı yazısı ve 15.11.1996 tarihli Valilik oluru ile ... Öğretmen Evi Müdürü olarak görevlendirilen davacının, söz konusu görevlendirmesinin iptaline ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin 24.02.2009 günlü, E:2008/1246, K:2009/255 sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu olayda; davacının ... Öğretmenevi Müdürlüğündeki görevlendirilmesinin 18.11.1996 tarihinde başlayıp, görevden alındığı 03.07.2008 tarihine kadar devam ettiği görülmekte olup, yerleşmiş yargı içtihatlarına göre geçici olarak görevlendirmelerin 6 aylık süre ile sınırlı olduğu ve hizmet gereklerine yönelik ve kamu yararı amaçlı olarak gerçekleştirilmesi gerektiği, oysa, davacının geçici görevlendirilmesinin 12 yıla yakın bir süre devam ettiği, dolayısıyla bu görevlendirmenin geçici olma özelliğinin çok ötesine geçtiği ve artık naklen atama niteliğine büründüğünün kabulünün zorunlu olduğu, bu durumda ise, görevinde başarılı olan ve aksi yönde bir iddiada bulunmaksızın davacının görevinden alınması yönünde tesis edilen işlemde kamu yararına ve hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptaline hükmedilmiştir.
Davalı İdarelerden İstanbul Valiliği; işlemlerinin hukuka uygun olduğunu öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Anayasanın 128. maddesinde "Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir." hükmü yer almış ve memurların özlük işlerini düzenleyen 657 sayılı Kanunun 86. maddesinde, memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde, yerlerine kurum içinden veya diğer kurumlardan veya açıktan vekil atanabileceği, ancak ilkokul öğretmenliği, tabiplik, diş tabipliği, eczacılık, mühendislik ve mimarlık, veterinerlik, köy ve kasaba imamlığına ait boş kadrolara açıktan vekil atanabileceği, bu Kanuna tabi kurumlarda çalışan veteriner hekim veya hayvan sağlık memurlarının, veteriner hekim veya hayvan sağlık memuru bulunmayan belediyelerin veterinerlik veya hayvan sağlık memurluğu hizmetlerini ifa etmek üzere bu hizmetlerle ilgili kadrolara vekalet aylığı verilmek suretiyle atanabilecekleri, yukarıda sayılan haller dışında, boş kadrolara ait görevlerin lüzum görüldüğü takdirde memurlara ücretsiz olarak vekaleten gördürülebileceği hükme bağlanmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda aynı kurum içinde geçici görevlendirme konusu ise düzenlenmemiş olmakla birlikte, bir kamu kurumunun mevzuatla belirlenmiş olan görev alanı içinde yer alan "geçici" nitelikteki bir hizmeti; ya da, değişen ve gelişen sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sonucu olarak ortaya çıkan, henüz örgütsel alt yapısı oluşturulmamış ve bir kadro ile ilgilendirilmemiş olan "yeni bir kamu hizmetini" yürütmek amacı ile, durumu uygun olan kamu görevlilerinin, uzmanlıklarından yararlanmak amacıyla, "kadroları ile hukuki bağlarını sürdürmek ve belli bir süre ile sınırlı olmak üzere" atamaya yetkili amir tarafından geçici olarak görevlendirilmeleri olanaklıdır.
Anılan yasal düzenlemeden anlaşılacağı üzere, vekalet ve geçici görevlendirme, hizmet gereklerinden kaynaklanan geçici uygulamalar olup; asıl olan, yönetim ve memuriyet kadrolarına, yasal koşulları taşıyanların, kariyer ve liyakat ilkelerine uyularak atanmalarıdır. Dolayısıyla vekalet veya geçici görevlendirme yoluyla yapılan görevlendirmeler, yönetim ve memuriyet kadrolarına atama yapılmak suretiyle sona ereceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 18.11.1996 tarih ve 730/811 sayılı yazısı ve 15.11.1996 tarihli Valilik Oluru ile ... Öğretmen Evi Kurucu Müdürü olarak görevlendirildiği, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihe kadar da bu görevini sürdürdüğü, ... Öğretmen Evi Müdürü olan ...'in hakkında yapılan soruşturma sonunda hazırlanan soruşturma raporu ile hakkında görev yeri değişikliğinin teklif edilmesi üzerine, ...'in davacının görev yaptığı ... Öğretmen Evi Müdürlüğü'ne asaleten atamasının yapılması üzerine davacının görevlendirmesinin sona erdiği anlaşılmaktadır.
Olayda her ne kadar davacının ... Öğretmenevi Müdürlüğündeki görevlendirilmesi uzun yıllar devam etmiş ise de, söz konusu bu görevlendirmenin mahiyeti itibariyle davacı açısından kazanılmış hak teşkil etmeyeceği gibi görevlendirme müessesesinin asaleten atamayı engeller mahiyette kullanılamayacağı da açıktır.
Bu durumda; asaleten atama yapılmak suretiyle davacının görevlendirilmesinin sona erdirilmesinde hukuka aykırılık, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarelerden İstanbul Valiliği'nin temyiz isteminin kabulüyle, İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 24.02.2009 günlü, E:2008/1246, K:2009/255 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde Danıştay'a kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi