Daire başkanlığından alınıp müşavirliğe atanan personel ilgili Danıştay'dan yeni tarihli karar!
Danıştay İkinci Dairesi, hakkında yürütülen disiplin soruşturması kapsamında Daire Başkanlığı kadrosundan Müşavirlik kadrosuna atanması yönündeki idari işlemi iptal etti!
Dava konusu olayda, kamu kurumunda Daire Başkanı olarak görev yapan davacı hakkında 15 Temmuz darbe girişiminden sonra hakkında başlatılan soruşturma sonucunda görevden uzaklaştırma kararı verilmiştir.
Daha sonra ise görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılarak, kişi daire başkanlığı görevine iade edilmiş; Yönetim Kurulu Kararıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76 ncı maddesi gereğince müşavir kadrosuna ataması yapılmıştır.
Kişinin görevden alınması işlemi üzerine ilk derece mahkemesi nezdinde açtığı davada; idarenin kendisine tanınan takdir hakkı çerçevesinde işlem tesis ettiği, bu yetkiyi kötüye kullandığına dair somut bir bilgi veya belgenin sunulamadığına dikkat çekilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Görevden alınan daire başkanının istinaf başvurusu da reddedilmiştir.
Danıştay İkinci Dairesince temyize konu işlemle ilgili olarak yapılan değerlendirmede ise; ilgili hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve ihaleye fesat karıştırmak ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından başlatılan soruşturmalarda kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların verildiği; ayrıca davacı hakkında açılmış bir disiplin soruşturması ve akabinde verilmiş disiplin cezasının bulunmadığı, davacının daire başkanlığı görevini yerine getiremediğine veya başarısız olduğuna ilişkin herhangi bir somut bilgi ve belgenin sunulamadığı gibi, hizmetlerinden verim alınamadığı hususunun da davalı idarece ortaya konulamadığı anlaşıldığından, idareye tanınan takdir yetkisi çerçevesinde kurulan işlemlerde kamu yararı ve hizmet gerekleri ile açısından hukuka uygunluk görülmediğinden idare mahkemesinin kararını bozmuştur.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/376
Karar No : 2020/1067
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...
VEKİLİ : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... günlü, :..., K:... sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; nde ... Dairesi Başkanı olarak görev yapan davacı tarafından; Genel Müdürlük Müşavirliği görevine atanmasına ilişkin 25/01/2017 günlü, ... sayılı işlem ile dayanağı olan 13/01/2017 günlü, ... sayılı yönetim kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararla; olayda, davacının 01/12/2006 tarihinde ... dairesi başkanı olarak atandığı, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapılarla irtibatı olduğu tespit edildiğinden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 138. maddesi hükmü uyarınca 01/08/2016 günlü, 4759 sayılı işlemiyle görevinden uzaklaştırıldığı, 06/09/2016 günlü, 5576 sayılı işlem ile görevden uzaklaştırma tedbirinin sonlandırıldığı, akabinde dava konusu 25/01/2017 günlü, ... sayılı işlemi ile daire başkanlığı görevinden müşavirlik görevine atandığı; ilgili mevzuat hükümleri uyarınca idareye tanınan takdir yetkisinin geniş tutulduğu, davalı idarenin, gördüğü hizmet ve çalıştırdığı personeli hakkında ayrıntılı bilgiye ve değerlendirme yapma olanağına sahip olduğu ve personeli başka bir kadroya veya göreve bir hukuk kuralına aykırı olmamak ve maksat yönünden kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında başka bir amaç gözetmemek şartıyla atayabileceği, dava konusu işlemler tesis edilirken idareye tanınan geniş takdir yetkisinin kötüye kullanıldığı yönünde davacı tarafından somut bir bilgi ve belgenin sunulamadığı, bunun yanı sıra idari yargı yetkisinin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olduğu, bu yetkinin hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamayacağı ve idarenin takdir yetkisini ortadan kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği, davacı tarafından söz konusu işlemlerin 375 sayılı KHK'nın Ek 18/c maddesine aykırı olduğu iddia edilmiş ise de, 673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 8. maddesinde takdir yetkisinin daha geniş tutulduğu, normlar sistematiği açısından 673 sayılı KHK'nın 375 sayılı KHK'ya göre sonraki ve özel düzenleme niteliğinde olduğu, davacı hakkında UYAP sistemi üzerinde yapılan inceleme neticesinde Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/20530 nolu dosyasında şüpheli sıfatıyla soruşturmasının devam ettiği, daire başkanlığı gibi idari yönü ağır basan bir görevden alınarak öğrenim durumu ve kazanılmış hak aylık derecesine uygun olarak müşavir kadrosuna atanmasında kamu yararı ve hizmet gerekleri ilkesinin gözetildiği sonucuna varılmakla tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuk ve usule uygun olduğu, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; davalı idarece, görevinde başarısızlığı veya yetersizliğine ilişkin bilgi veya belgenin sunulamadığı; 375 sayılı KHK'nın Ek 18. maddesi gereğince müfettiş kadrosuna atanması gerektiği; maaş kaybının bulunduğu; sebep gösterilmeksizin görevinden uzaklaştırıldığı; 673 sayılı KHK'nın 8. maddesinin görevden uzaklaştırılanların göreve iadesi ile ilgili olduğu ve söz konusu düzenleme gereği, daire başkanlığı görevine iade edildiği; davalı idare yönetim kurulu kararının hükümsüz olduğu; işlemin haklı bir gerekçesinin olmadığı ileri sürülerek Bölge İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ: Davacının temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davalı idare bünyesinde, 01/08/1990 tarihinde mühendis olarak göreve başlayan davacının, 05/11/1993 tarihinden itibaren teknik uzman olarak çalıştığı, 01/12/2006 tarihinde atandığı ... Dairesi Başkanı olarak görev yapmakta iken Genel Müdürlük Makamınca 01/08/2016 tarihinde görevinden uzaklaştırıldığı, bilahare 06/09/2016 tarihinde daire başkanlığı görevine iade edilen davacının, dava konusu 13/01/2017 günlü, ... sayılı yönetim kurulu kararıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesi gereğince müşavir kadrosuna atanması üzerine temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesinde; kurumların, görev ve ünvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurlarını bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri kurala bağlanmıştır.
01/09/2016 günlü, 29818 (2. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin "Görevden uzaklaştırılanların iade usulü" başlıklı 8. maddesinde; "15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi sonrasında kamu kurum ve kuruluşlarınca ilgili mevzuatına göre görevden uzaklaştırılan ve yönetici kadrolarında bulunan personelin görevlerine iadesi, halen bulundukları yöneticilik görevi dışında öğrenim durumları ve kazanılmış hak aylık derecelerine uygun kadro ve pozisyonlara atanmak suretiyle de yerine getirilebilir." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
657 sayılı Kanun'un 76. maddesi ile memurların görev ve görev yerinin değiştirilmesi hususunda, idarenin takdir yetkisi bulunduğu açık ise de, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, bu yetki mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlıdır. Takdir yetkisine istinaden tesis edilen idari işlemlerin de, muhakkak surette gerçek ve hukuken geçerli sebeplere dayanması gerekmektedir. Takdir yetkisine dayalı idari işlemlerin dava konusu edilmesi durumunda, idarece işlemin tesisi için somut bir sebep gösterilememesi, sebep olarak gösterilen olay ve nedenlerin gerçeği yansıtmaması veya işlemin tesisi için yeterli bulunmaması veyahut takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının tespit edilmesi halinde, dava konusu idari işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalinin gerekeceği, yerleşik yargı içtihatlarıyla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda; davacı hakkında, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 18/09/2018 günlü, Soruşturma No:..., Karar No:... sayılı dosyasında, silahlı terör örgütüne üye olma, yine 25/09/2018 günlü, Soruşturma No:..., Karar No:... sayılı dosyasında, kamu kurum ve kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırmak ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından başlatılan soruşturmalarda kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların verildiği; diğer taraftan, davacı hakkında açılmış bir disiplin soruşturması ve akabinde verilmiş disiplin cezasının bulunmadığı, davacının daire başkanlığı görevini yerine getiremediğine veya başarısız olduğuna ilişkin herhangi bir somut bilgi ve belgenin sunulamadığı gibi, hizmetlerinden verim alınamadığı hususunun da davalı idarece ortaya konulamadığı anlaşıldığından, idareye tanınan takdir yetkisi çerçevesinde kurulan işlemlerde kamu yararı ve hizmet gerekleri ile hukuka uyarlık, istinaf başvurusunun reddi yolundaki .. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Diğer taraftan; her ne kadar davalı idarece, 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 8. maddesinde yer verilen düzenleme uyarınca, davacının müşavir kadrosuna atanmasına ilişkin işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmekte ise de, söz konusu düzenlemenin, görevden uzaklaştırılan personelin göreve iadesinin ne şekilde yerine getirebileceğine ilişkin olduğu görülmekle; göreve iade edilmiş personel hakkında tesis edilecek sonraki tarihli atama işlemine dayanak olamayacağı; yani açığa alınmadan önceki görevine iade edilmiş bir personel hakkında takdir yetkisi çerçevesinde tesis edilen yeni ve farklı bir işlem niteliğinde olan davaya konu atama işleminin gerekçesini oluşturamayacağı açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE;
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 6545 sayılı Kanun'la değişik 2/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, kararı veren ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na 6545 sayılı Kanun'un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/02/2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.