Üniversiteliler dikkat: Not sistemi değişiyor!
Pandemi nedeniyle geçtiğimiz dönem üniversitelerde sınavların çoğu online yapıldı. Bazı öğrencilerin kopya olarak nitelenebilecek yardım aldığı saptansa da bir şey yapılamadı. Bunun üzerine YÖK daha sağlıklı ölçme değerlendirme için harekete geçti.
Hürriyet'ten Nuran Çakmakçı'nın röportaj yazısına göre: Güz dönemindeki vizelerde not ağırlığının düşürülmesi, ödev ve projelere daha fazla önem verilmesi istendi. İstanbul'da yüz yüze görüştüğüm YÖK Başkanı Yekta Saraç, üniversitelerdeki hibrit eğitimle ilgili ilk kez konuştu. Ölçme değerlendirme sisteminde ne gibi değişiklikler yapılacağını anlatan Başkan Saraç, YÖK-Gelecek Projesi hakkında da yeni detaylar verdi. YÖK Başkanı Yekta Saraç'ın bana anlattıkları şöyle:
YÜZ YÜZE EĞİTİMİN ALTERNATİFİ OLAMAZ
"Salgının ilk gününden itibaren dünyada yükseköğretimde alınan önlemleri araştırmak için bir grup oluşturduk. Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkeleri yakından takip ediyoruz. Şu anda dünyanın en iyi üniversiteleri olarak nitelendirilen üniversitelerin bile eleştiriden uzak bir model ortaya koyamadıklarını görüyoruz. Yurtdışındaki üniversiteler online ve hibrit sistemlerini kullanıyor. Tek tip 'bu en uygundur' diyebileceğimiz bir model şu anda yok. Türkiye'ye baktığımızda her ilin kendine has şartları var. Biz de YÖK olarak bu süreci, çevik yönetim, güçlü koordinasyon ve esnek kararlar alarak yönetiyoruz. Bazı öğrencilerimiz, 'niye üniversiteler teorik dersleri online, dijital yapıyor, yüz yüze öğretim istiyoruz' diyorlar. Sağlık Bakanlığı içinde bulunduğumuz şartlarda "yüz yüze eğitimi kamu sağlığı açısından tehlikeli bulduktan sonra YÖK'e ve üniversitelerimize düşen bu uyarıyı dikkate almaktır. Şu an yükseköğretim sistemine üç ay kadar önce sessiz sedasız bu döneme münhasır olmaksızın karma/hibrit eğitim modelini getirdik. Aslında yüz yüze ile uzaktan öğretimi birleştiren bu model aynı zamanda bu gibi sıkıntılı süreçleri kolaylaştırıcı, çağdaş bir model.
ÜNİVERSİTELERİN KAPISI KAPATILMAMALI
Uzaktan/online/dijital öğretim, yüz yüze öğretimin alternatifi olamaz. Ancak yükseköğretim sisteminin durdurulması, üniversitelerin bir süre için kapılarının kapanması ile öğretimin online imkanlardan istifade edilerek sürdürülmesi arasında seçme durumunda kalır isek biz üniversitelerin kapatılmamasını tercih ediyoruz. Karma/hibrit sistemde bir programın yüzde 40'ına kadarının uzaktan öğretimle olmasına izin veriyoruz. Dört yıllık bir programı baz alırsak aslında olağanüstü koşularda ilk dönemlerin online, geri kalanı yüz yüze olması mümkün. Eğitimin bütünüyle ya da bir programın bütünüyle online olması söz konusu değil. Öğrencilerimizi anlıyoruz. Onların da, üniversitelerin bu kararları kendi yararlarına aldığını unutmamalarını istiyoruz. Öğrencilerimizin sağlığı olmazsa eğitim ve öğretimden bahsetmek mümkün olabilir mi?
ÖDEV VE PROJELERE AĞIRLIK VERMELİLER
Geçtiğimiz dönem üniversitelerimiz bunu uyguladı. Sınavları da online yaptı. Her ne kadar bütün dünya bununla ilgili tedbirler ortaya koymuşsa da yüz yüze yapılan sınavlar kadar sıhhatli sonuç vermediğini biliyoruz. Zorlayıcı şartlar nedeniyle bu kullanılıyor. Bizim üniversitelere önerimiz, bu ölçme ve değerlendirmenin süreçlere yayılması. Yani online yapılan bir sınavın belirleyici tek faktör kılınmaması. Süreç odaklı bir ölçme ve değerlendirmeye gidilmesi. Bu da programdan programa, üniversitelerin farklı yetkinliklerine göre hocanın yüz yüze öğrenci ile görüşmesinden, ödev vermesine, proje istemesine kadar farklı şekilde sürece yayılabilir. Dijital materyallerin kavranmasına ilişkin her aşamada birtakım bariyerler konulup, konunun kavranıp, kavranmadığına yönelik ölçüler tespit edilebilir.
FİNAL SINAVLARI YÜZ YÜZE OLABİLİR
Verilen derslerin takibinin düzeyi, ödevler, projeler süreçlere başarıya etki edecek şekilde yedirildikten sonra online ara sınavlar-vizeler yapılabilir. Finaller için şimdiden kesin bir hüküm verilmemeli. Küresel salgın dinamik bir süreç. Şimdiden bütün üniversitelerimizin karar vermesi gerekmiyor. İnşallah bu sıkıntı tez zamanda kalkar ve final sınavları olması gerektiği şekilde yapılır. Ama şartlar olgunlaşmamışsa o takdirde online sınav sonuçlarının katkısının düşürülmesi ve ölçme ve değerlendirmenin sürece yayılması da doğru bir seçenek olabilir. Öğrencilerimizin sadece Türkiye'nin değil, bütün dünyanın olağanüstü bir süreçten geçtiğini, bütün ülkelerin ve bütün sektörlerin bundan zarar gördüğünü bilmeleri gerekmektedir. Doğru olan beklenti ve hedef bu süreci hiç zararsız ve hasarsız değil en az zarar ve hasarla atlatmak olmalıdır. Dünyada eğitim ve öğretim kalitesini koruyarak pandemi sürecini atlatan bir yükseköğretim sistemi veya ilk yüzde bir üniversite var mı?
YENİLİKÇİ BÖLÜMLERE 750 HOCA ALINIYOR
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, bir süre önce açıkladıkları "YÖK-GELECEK" projesiyle ilgili de şu bilgileri verdi:
"Projemizin ilk aşaması olan öncelikli alanlarda araştırma görevlisi alımı üniversitelere yapılan ek kadro tahsisleridir. Projemizin ikinci aşaması ise kritik teknolojilerde öğretim üyesi kadroları için üniversitelere ek izinler verilmesidir.
Buna göre 77 üniversiteye 18 teknolojik alanda üniversitenin kadrolarına ek olarak 750 öğretim üyesi daha alınacak. En fazla kadroyu sırasıyla Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi alacak. Yapay zeka ve makine öğrenmesi, büyük veri ve veri analitiği, ileri fonksiyonel malzeme ve enerjik malzeme teknolojileri, biyoteknolojik ilaç teknolojileri, tarım ve hayvan teknolojileri alanlarının her biri için üniversitelere ek kadro izni verilecek. Bu kadrolar üniversitelerin kendilerine verilen izinli kadrolarına ek olacak.