Selçuklu mirası Alanya

Furkan Kumkaya memurlar.net için yazdı...

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 14 Şubat 2021 00:10, Son Güncelleme : 12 Şubat 2021 14:18
Selçuklu mirası Alanya

Ülkemizin en çok tercih edilen tatil noktalarından biri olan Alanya'nın her mevsimi ayrı güzel geçiyor. Türkiye'deki yerleşik turist oranının en yüksek olduğu şehirlerden biri olan Antalya'nın turist yoğunluğunun önemli bir kısmı da Alanya'da ikamet etmekte. Sokağa çıktığınızda her 3 kişiden birinin yabancı olduğu şehir aynı zamanda Antalya'nın merkez ilçelerinde sonraki en büyük ilçesi konumunda. 350 bin nüfuslu bu güzel şehrin ise her yanından zenginlikler taşıyor. Alanya'nın turizm dışındaki güzelliklerini de merak edenler için hazırladığımız yazıda birçok farklı konuya değinmiş olacağız.

ALANYA'NIN TARİHTEKİ YERİ

Alanya geçmişin birçok döneminde önemli bir kent olmuş. Antik dönemlerdeki Pamfilya ve Kilikya bölgelerinin arasında kalan şehrin, günümüzde dağ yamaçlarında kalan izleri bulunmakta. Eski dönemlerde iç kesimlerde şehir kurulsa da bugün kalenin bulunduğu kullanılmaya her zaman devam etmiş. Bölgeyi, ele geçirmiş olan devletler Hititlere, Bizanslılara, Anadolu Selçuklularına, Karamanoğullarına ve Osmanlılara kadar dayanmakta.

Anadolu'daki ilk Türk yerleşimleri bu bölgede olmuş ve 1. Alaaddin Keykubat Alanya'yı çetin bir savaşın ardından ele geçirmiş. Eski adı Korakesium olan şehre yeni adını "Alaiye" olarak Alaaddin Keykubat vermiş. Bu dönemde en önemli günlerini yaşayan Alanya ikinci bir başkent olarak kullanılmış ve her yanı imar edilmiş. Özellikle kalesi kuvvetlendirilen şehrin alınması çok zorlaştığından döneminin en ünlü kalelerinden Bağdat Kalesi ile kıyaslanır olmuş. Selçuklulardan sonra Karamanoğulları Beyliği egemenliği altına giren şehir Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı egemenliğine katılmış. Günümüze kadar kalan yapılarıyla ve birçok devlet tarafından kullanılmış olan estetik tersanesiyle günümüze kadar gelmiş. Tarihteki birçok tarihçi ve gezgin de onu ziyaret etmiş.

ALANYA'DA GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER

ALANYA KALESİ

Alanya Kalesi 10 hektarlık alanda yaklaşık olarak 6 kilometre boyunca uzanan surlar tarafından çevrilmiş durumda. Surlar tepeyi baştan sona dolaşarak yukarı çıkmakta. En tepede ise ayrıca bir içkale bulunmakta. Bu kale, Alanya'da hüküm süren Helenistik dönemden günümüze kadar gelen tüm devletler tarafından geliştirilip güçlendirilerek kullanmış. Fethedilmesi en zor kalelerden biri olan Alanya Kalesi şehrin denize uzanan ve yüksekliği 250 metreyi bulunan tepesinin üzerinde yer alıyor. Bölgeyi ziyarete gelen gezginlerden Katip Çelebi, bu kaleyi Bağdat kalesi ile kıyaslamış.

Alanya Kalesi günümüzde tekrardan düzenlenerek turizme kazandırılmış durumda. Alanyayı gezmeye gelenler yukarıda şehri seyretmek amacıyla kaleye çıkabiliyorlar. Şehir merkezinden yaklaşık 7-8 dakikada kaleye çıkabiliyorsunuz. İlk kısımları geçtikten sonra karşınıza en tepede içkale geliyor. Bu bölümü gezmek isterseniz 24 liralık bir giriş ücreti ödemeniz gerekiyor. Alanya kalesi girişinde müzekart da geçerli. Eğer kaleye girmesenizde hemen alt kısmındaki manzaraya bakmak için durursanız sizde 6 lira otopark ücreti isteniyor.

ALANYA TERSANESİ

Alanya denildiğinde akla gelen ilk manzara, tonozlu gözleriyle birlikte denize uzanan tersanenin turkuaz sularla buluştuğu nokta oluyor. Şehrin simgelerinde biri olan tersanenin yapımına 1. Alaaddin Keykubat döneminde 1228 yılında başlanmış. Tersanenin yapım süreci ise bir yıl sürmüş. Asıl üretim, bakım ve tamiranenin bulunduğu bölge ortalama 50 metre derinliklerde 5 gözden oluşmakta. Bu gözlere ek olarak bugünkü sahil şeridinin hemen dibinde yükselen surun iç kısmında da eskiden yapım,onarım ve kışlık olarak kullanılan kısımlarında olduğu görülmekte.

Tersanenin girişi için ise Kızıl kulenin hemen yanındaki girişten yolu takip etmeniz gerekiyor. Yaklaşık 5 dakikalık bir yürüyüşün ardından tersanenin girişine ulaşabiliyorsunuz. Yürüyüş esnasında ilk girişteki tablette 1. Alaaddin Keykubat'ın iki denizin sultanı olduğu anlatan bir yazı bulunuyor. İçeri girdiğinizde ise eski bir mancınık karşılıyor sizi. Biraz dolambaçlı yollardan yürüdükten sonra tersanenin girişine geldiğinizde de eskiden kale kapısı açmak için kullanılan koç başı sizi bekliyor.

Tersanenin girişinde ise müzekart geçmiyor. Giriş ücreti yalnızca tersane için 10 lira, Kızıl Kule İle birlikte olan bilet ise 15 lira. Giriş saatleri ise 10:00 ile 16:00 arasında. İçeri girdiğinizde ilk olarak karşınıza adı "çekevele" olan büyük bir gemi iskeleti karşılıyor. Tersanede hem taşımacılık hem de savaş gemileri yapılmaktaymış. Bir sonraki göz de ise gemi yapımında kullanılan alet ve edevatlar yer alıyor. Diğer gözde de eski dönemlerden günümüze kadar kullanılan çapa tipleri sergileniyor. Son kısımda ise denizcilerin yön bulmaları için kullandıkları yıldızların haritası asılmış.

KIZIL KULE

Kızıl Kule surların birleştiği noktanın tam olarak köşesinde yer almakta. Yüksekliği 30 metreyi bulan kule 1226 yılında denizden gelen saldırıları önlemek amacıyla 1. Alaaddin Keykubat tarafından inşa ettirilmiş. İç kısmı 5 katlı olarak inşa edilen kulede saldırı sırasında kullanılmak üzere kaynar zift ve su dökün noktaları bulunuyor. Antalya'ya gelen herkesin dikkatini çeken bu kırmızı yapının üst kısımlarında kırmızı tuğla kullanılmış. Bu heybetli yapıyı da Alanya turunuza mutlaka dahil etmeniz gerekiyor. Kulenin giriş ücreti 10 lira olup tersaneyi de dahil eden bir gezi yapacaksanız birlikte 15 liraya bilet alabilirsiniz. Kızıl Kule girişinde müzekart geçmemektedir.

I LOVE ALANYA TEPESİ

Alanya'nın en güzel manzarasının bulunduğu bu tepeden baktığınızda, şehir merkezi, liman, tersane, kale ve kleopatra plajı görülebiliyor. Bu da tüm Alanya'yı görmek demek oluyor. Şehrin sırtını yasladığı tepede yaklaşık 300 metre kadar yükseldikten sonra kafeteryalarında bulunduğu bir noktadan manzarayı izleyebiliyorsunuz. Şehir merkezinden tepeye çıkmak için ise 5 kilometrelik bir yolunuz bulunuyor. Mesire alanının bulunduğu noktada bir de otopark bulunuyor.

DAMLATAŞ MAĞARASI

Ülkemizde keşfedilmiş olan en eski mağaralardan biri olan Damlataş mağarası, Alanya şehir merkezinde ve hemen deniz kıyısında bulunuyor. Müze giriş ücreti sezona göre değişiyormuş. Kış döneminde gittiğimiz için giriş ücretleri sivil 10 öğrenci 5 lira idi. Bunun yaz döneminde 25-30 lira civarında olduğu söyleniyor. Müzenin ilginç de bir keşif hikayesi bulunuyor. Mağaranın dış kısmında bulunan taş ocağında bir alanın açılması amacıyla dinamit patlatıldığında mağaranın girişi ortaya çıkmış. Ortalama oluşum süreci ise 10-15 milyon yıl olan mağara yaklaşık 5 dakikada gezebileceğiniz kadar küçük. 1948 yılında ülkemize kazandırılmış olan bu zenginliği de Alanya turunuza ekleyebilirsiniz.

KLEOPATRA PLAJI

Alanya güzel denizinin taçlandığı bu sahil Alanya Kalesinin batı tarafında uzanmakta. Adını Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın Roma İmparatoru ile burada yüzme hikayesinden alan sahil yüzlerce metre uzansa da özellikle en doğusundaki kısım daha çok tercih edilmekte. Berraklığı ve sarı kumları ile de harika bir görünümü bulunuyor. Sahil boyunca giriş ücreti bulunmuyor. Sadece şezlong kiralama hizmeti ücretli olarak sağlanıyor.

İNCEKUM ORMAN KAMPI

İncekum Orman Kampı, Alanya şehir merkezinin 25 km batısındaki Avsallar beldesinde yer alıyor.Yüksek çam ağaçlarının altındaki mesire alanının bir tarafı kumsal bir tarafı ise kayalıklara çıkıyor. İçerisinde karavancılar için ve kampçılar için konaklama noktaları bulunuyor. İçerisinde duş, lavabo ve elektrik imkanı bulunan yer günübirlik ziyaretçiler tarafından da kullanılabilmekte. Kamp alanında buzdolabı kiralama gibi hizmetler de bulunmakta. Milli Parklara bağlı olan İncekum Orman Kampının giriş ücretleri ise şöyle;

- 4 kişilik çadır alanı 53 lira

- 4 kişilik çadır ve çadır alanı 80 lira

- Karavan kamp alanı 65 lira

- Şahıs Giriş 8 lira

- Öğrenci 4 lira

- Bisiklet 8 lira

- Vasıta 24 lira

ALANYA'DA NE YENİR?

Alanya'da geleneksel yemekler olan Gülüklü Çorbası,Öksüz -Öküz de deniyor- Helvası ve Laba Dolması genel olarak düğünlerde yapılsa da şehir merkezinde bazı noktalarda bulabiliyorsunuz. Bunlardan bir tanesi de "Esma Ablanın Yeri".

Gülüklü Çorbanın içeriğinde tavuk eti, küçük yuvalanmış köfteler, nohut ve pirinç bulunuyor.

Laba Dolmasında ise Kuzu kaburganın içi iç pilavla dolduruluyor.

Öksüz Helvası ise un, üzüm pekmezi ve terayağ ile yapılıyor.

Tüm bunların yanında ise Alanyalılar günlük hayatlarında iki meyveyi çok fazla tüketiyorlar; Muz ve Avokado. Bu iki meyve özellikle kahvaltıların vazgeçilmez bir parçası. Avokadoyu ezip, tuz karabiber, sarımsak ve zeytinyağı ile terayağı kıvamına getirip üzerine ceviz konularak servis ediliyor. Muzu ise ballı ve cevizli olarak tüketmeyi seviyorlar.

ALANYA'YA NASIL GİDİLİR?

Alanya ülkemizin en güney noktalarından birinde yer alıyor olsa da bölgeye birçok noktadan giriş bulunuyor. Kuzeyden Konya yönünden gelişlerde Akseki istikametinden batıdan sahil yolundan doğudan ise henüz tünellerin tamamı bitmemiş olsa da Anamur-Gazipaşa istikametinden gelinebilmekte.Alanya'ya havayolu gelmek isteyenler için ise şehir merkezine 45 dakika uzaklıkta bulunan Gazipaşa-Alanya havalimanını kullabilirler. Birçok şehirden Gazipaşa havalimanına direkt uçuş da bulunmakta.

Alanya'nın bazı merkezlere olan uzaklıkları ise şöyle;

- Antalya 140 km

- Mersin 240 km

- Konya 270 km

- Ankara 530 km

- İzmir 520 km

- İstanbul 820 km

- Kayseri 570 km

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber