Sosyal Medya Kullanımının Toplumsal Kabul Üzerindeki Etkisi

Sosyal medya kullanmayanlar dışlanıyor mu? Prof. Dr. Ali Murat Kırık'ın açıklamaları.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Mart 2025 11:32, Son Güncelleme : 26 Mart 2025 15:52
Sosyal Medya Kullanımının Toplumsal Kabul Üzerindeki Etkisi

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, sosyal medya platformlarını bilinçli kullanmayan kişilerin, arkadaş ortamlarında kendilerini "dışlanmış" hissedebileceğini ve sosyal ortamlara katılımlarının zorlaşabileceğini belirtti. Prof. Dr. Ali Murat Kırık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sosyal medya kullanmayanlara yönelik ayrımcılığın gözle görülür şekilde arttığını söyledi. Sosyal medya kullanmamanın günümüzde bireylerin toplumsal kabul görme düzeyini etkilediğini söyleyen Kırık, "Birçok insan günlük iletişimlerini ve sosyal etkileşimlerini sosyal medya üzerinden sürdürüyor. Etkinlik davetleri, haber paylaşımları ve grup sohbetleri genellikle sosyal medya mecraları aracılığıyla gerçekleşiyor. Bu nedenle sosyal medyada aktif olmayan kişiler, sosyal çevrelerinde fark edilmekte zorlanabiliyor." dedi.

Sosyal Medya Kullanımının Gençler Üzerindeki Etkisi

Kırık, özellikle sosyal ilişkilerin büyük ölçüde dijital ortama kaydığı genç yaş gruplarında sosyal medya kullanmamanın bireyin toplumsal görünürlüğünü azaltabildiğini belirterek, bireyin sosyal medyada yer almamasının onun topluma katkısını veya değerini doğrudan belirlemediğine dikkati çekti. Sosyal medya kullanmayanlar hakkında "çağa ayak uyduramamış" algısı oluşturulduğunu dile getiren Kırık, "Sosyal medya hakkında böyle bir algı olduğunun altını çizmemiz gerekir. İnsanlar, sosyal medya kullanmayan bireyleri bazen geride kalmış, bazen de topluma tam uyum sağlayamamış olarak algılayabiliyor. Sosyal medya, bireylerin hem kişisel hem de profesyonel yaşamında önemli bir araç haline gelmiş durumda." ifadelerini kullandı.

Yüz Yüze İletişimin Önemi

Prof. Dr. Ali Murat Kırık, insanların gündemi takip etmek, güncel olaylardan haberdar olmak ve sosyal çevreyle bağlantıda kalmak için bu platformları sıklıkla tercih ettiğini ifade ederek, sosyal medyada varlık göstermeyen bireylerin ise bu akıştan uzak kaldığını aktardı. Sosyal medya kullanmamanın, kişilerin teknolojiden uzak olduğu veya topluma adapte olamadığı şeklinde yorumlanmasının da ayrımcılık olduğunu belirten Kırık, "Bu algı, bireyin tercihine yönelik bir ön yargıdan kaynaklanıyor ve bu durum herkes için geçerli bir ölçüt oluşturmuyor." diye konuştu.

Arkadaş Ortamlarında Sosyal Medyanın Rolü

Kırık, sosyal medya kullanmamanın arkadaş ortamında bazı dezavantajlara yol açabildiğine işaret ederek, şöyle devam etti:

  • Günümüzde birçok grup etkinliği ve sosyal planlama, sosyal medya mecraları aracılığıyla yapılıyor.
  • Arkadaş grupları, bir araya gelme planlarını sosyal medya platformları üzerinden organize ediyor ve paylaşımlar üzerinden grup iç dinamikleri oluşturuluyor.
  • Sosyal medyada dolaşan espriler, videolar ve içerikler, arkadaş ortamında konuşulan konuların bir parçası haline gelebiliyor.
  • Bu platformlara katılmayan bireyler, bu sohbetlerden haberdar olmadığı için bazen kendilerini dışlanmış hissedebiliyor.

Ancak sağlıklı bir arkadaş çevresi için bireyin sosyal medya kullanıp kullanmaması bir kıstas değildir ve yüz yüze iletişim her zaman çok daha önemlidir.

Sosyal Medya Kullanımının Toplumsal Algıya Etkisi

Sosyal medya kullanmamanın, bireyin kimliğinin ve yaşam tarzının nasıl algılandığını doğrudan etkilediğini vurgulayan Kırık, sosyal medyanın bireylerin kendilerini tanıttığı, ilgi alanlarını paylaştığı ve kişisel ifade biçimlerini yansıttığı bir araç olarak karşımıza çıktığını kaydetti. Kırık, mahremiyeti önemseyen ve bu yüzden sosyal medya kullanmayanların da bulunduğunu, ancak toplumun bunu "kabul edilemez" bulduğunu belirterek, "Sosyal medya kullanmayan bireylere yönelik ayrımcı tutumlar, zamanla toplumsal bir norm haline gelme eğilimi gösteriyor. Dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzde sosyal medya kullanımı, birçok kişi için kaçınılmaz bir davranış biçimi olarak kabul ediliyor. Bu platformları kullanmayan kişiler, toplum normlarının dışında kalan bireyler olarak algılanabiliyor." diye konuştu.

İş Dünyası ve Akademik Çevrelerde Sosyal Medyanın Önemi

Özellikle iş dünyasında ve akademik çevrelerde sosyal medya kullanımının bireylerin görünürlüğünü artıran önemli bir faktör haline geldiği uyarısında bulunan Kırık, bu durumun sosyal medya kullanmayan bireylerin toplumsal kabul görme sürecini zorlaştırabildiğini hatırlattı. Kırık, farklı dijital tercihlerin toplumda çeşitliliğin bir parçası olarak görülmesi ve bu çeşitliliğe hoşgörüyle yaklaşılması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:"Sosyal medya platformları ve sosyal medya ünlüleri, toplum üzerinde önemli bir etkiye sahip. Bu kişiler, zaman zaman yanlış bilgilendirme yoluyla insanları yönlendirebiliyor. Sosyal medya platformlarında paylaşılan içerikler, geniş kitlelere adeta bir virüs gibi yayılıyor ve doğruluğu sorgulanmadan kabul edilir hale geliyor. Özellikle fenomenler, daha fazla ilgi çekmek ve etkileşimi artırmak adına bu tarz paylaşımları çok yoğun bir şekilde gerçekleştiriyor. İşte bu durum, bireylerin yanlış bilgiye maruz kalmasına sebebiyet veriyor ve bazı konularda hatalı kararlar almasına bile yol açabiliyor. Sağlık, finans veya toplumsal olaylar gibi kritik konularda yanlış bilgiler, bireylerin yanıltılmasına neden olabiliyor ve toplumsal ahlakın çöküşüne bile sebebiyet verebiliyor."


Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber