Kıbrıs Milli Eğitim Bakanlığı'ndan başörtülü öğrenci açıklaması

Öğrenci başörtüsü nedeniyle okula alınmadı

Kıbrıs Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri sabah saatlerinde durumu yerinde gözlemlemek üzere okula gönderildi. Yapılan gözlemde, bir öğrencinin başörtülü olduğu gerekçesiyle okula kabul edilmediği tespit edildi. Bakanlık yetkilileri, öğrencinin eğitim hakkından yararlanabilmesi için okula alınmasını talep etti.

Ancak, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Yönetim Kurulu üyeleri ve bazı öğretmenlerin bu talebi reddettiği bildirildi.

Müdür odasında gerginlik yaşandı

Bakanlık açıklamasında, yetkililerin okul müdürüyle istişare ettiği sırada, sendika üyeleri ve bazı öğretmenlerin basın mensuplarıyla birlikte müdür odasına baskın şekilde girerek yüksek sesle tepki gösterdiği ifade edildi. Bu esnada okul müdürünün fenalaştığı ve sağlık durumu nedeniyle görüşmenin sona erdiği belirtildi.

"Bakanlık baskı yapmadı"

Milli Eğitim Bakanlığı açıklamasında, yetkililerin hiçbir şekilde baskı veya müdahalede bulunmadığı vurgulandı. Müdürle yapılan görüşmenin yalnızca bilgi alışverişi ve değerlendirme amaçlı olduğu kaydedildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Bazı basın yayın organlarının ve sendikanın yaptığı açıklamalar tamamen asılsızdır. Bakanlık yetkilileri öğrencinin okula kabul edilmesini istemiş ancak herhangi bir zorlayıcı tutum sergilememiştir."

Bakan Arıklı: Başörtüsü krizi toplumu feci şekilde gerdi

Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, sosyal medya hesabı üzerinden 'başörtüsü' tartışmalarına yönelik yeni bir açıklama yaptı.

"Başörtüsü krizi toplumu feci şekilde gerdi. Etrafımız, Amok koşucuları ile dolu adeta" ifadelerini kullanan Erhan Arıklı, açıklamasında şunları dile getirdi:

"Amok koşucusu, Uzak Doğu'da bir cinnet halini anlatır. Cinnet geçirip şuurunu kaybeden biri, eline bir bıçak veya pala alır delicesine koşarak önüne gelene saldırır. Amok koşucusu, ya bitkin düşüp yere yıkılmak, ya da vurulmak sureti ile durdurulur. Amok koşucusuna laf anlatmak falan nafiledir. Kendini kaybetmiştir çünkü.

Ben birkaç gün önce; "Durun arkadaşlar. Zafer çığlıkları atmayın. Tüzüğü uzlaşma zemini yaratmak için geri çektik. Gelin uzlaşalım. Yoksa hepimiz üzülürüz" derken, son birkaç gündür yaşadıklarımızı kastetmiştim.

İçimizdeki Amok Koşucuları, dostluk ve kardeşliğimizi öylesine hançerliyor ki, herkes birbirini ülkeden kovmak için yarışa girmiş durumda. Toplum, giderek kamplaşıyor. En sağduyulu bilinenler bile, karşı tarafa gideceği yeri gösteriyor.

Allah aşkına bir sakinleşelim. Yarın bayram. Dostluğun, kardeşliğin zirve yaptığı, küskünlerin barıştığı bir gündür bayramlar. Hadi yumruklarımızı açarak ellerimizi birbirimize uzatalım. Ve çarşamba günü bu işi dostça, kardeşçe çözelim.

İnanın uzlaşmayı başaramazsak, daha da çok üzülürüz."