Devlet korumasındaki çocuklara yuvada şiddet bitmiyor...
Yine hakaret, yine yürek dağlayan görüntüler yine şiddet...
Oysa devletin koruması altındaki bu minicik yürekler kendilerine bakmakla görevli olanlardan sadece sevgi ve şefkat bekliyorlardı.
Yıllardır gündemde olan bu soruya cevap arayan biri, İstanbul'un en büyük çocuk yuvalarından birinde bakıcı anne olarak çalıştı. Eleman bakıcı annelik yaptığı dönemde sarsıcı gerçeklere tanık oldu.
Çocuk bakımı ve gelişimi konusunda hiçbir eğitimi hatta bilgisi dahi olmayan Arena elemanı, form doldurup 7 ila 12 yaşlar arasındaki çocukların kaldığı yuvada bakıcı anne olarak işe başladı.
Yuvada mesai süresi 12 saat. Baurada görevli dört bakıcı anne sadece çocuklarla ilgilenmiyor. Anneler yuvayı temizliyor, çamaşırları yıkıyor, yemeği pişiriyor, bu arada zaman kalırsa çocuklara da bakıyor. Yani bakıcı annelerin işi hiç de kolay değil.
7-12 yaş arası çocuklar öğle yemeği saatinde bile şiddetle karşılaşıyor.
Bau şiddet görüntülerinin ardından yuva yönetimi personele çocuklara dayak atmanın yasak olduğunu hatırlatıyor. Ancak bu çağrılar cevapsız kalıyor. Yuvadaki bir öğretmen çocuklara hakaret etmeyi sürdürüyor.
Yemekten sonra salonda oynamaya başlayan çocuklara bu kez de bakıcı anne şiddet uyguluyor. Hızını alamayan bakıcı anne çaresizlik içinde yere sinen çocukları sıra ile dövüyor...
Derslik görüntülü giyinme soyunma
Kızların erkeklerle aynı ortamda giyinmeleri dikkat çekiyor. Çocuklar üstlerinden çıkardıkları kıyafetleri sepetlere koyuyor. Çocuklar acaba niçin kendilerine ait odalar yerine dershanede soyunup giyiniyorlar? Minikler neden kendi odalarındaki dolapları kullanmıyorlar? Öyle ya okul çağına gelmiş bu yavruların artık dolapları kullanmayı çoktan öğrenmiş olmaları gerekmez mi?
Çocukların yattığı odalarda giyinmeler halinde dağınıklık olacağını düşünen bakıcı anneler kendilerince bu pratik yöntemi bulmuşlar.
Yuvada günlük mönü ve yemek miktarını görevli diyetisyen belirliyor. Hazırlanan listedeki üç öğren yemeği bakıcı anneler pişiriyor. Ancak bu miktarın çocuklara yetmediği anlaşılıyor:
karnınız doyuyor mu bu yemeklerle?.
Nuri: cık Peki günde 3 öğün yiyiyorsunuz ya arada acıktınız mı ne yapıyorsunuz?.
Nuri: dayanıyoruz